DEĞİŞMEK Mİ, GELİŞMEK Mİ?
Yüce Yaradan, insanoğluna tekâmül etmesi için akıl vermiş. Ve insanoğlu da nimetlerin en nadidesi, en değerlisi olan aklı kullanarak “eşref-i mahlûkat” mertebesine yükselmiştir. İnsanoğlu, bugün eriştiği medeni seviyeyi, sahip olduğu akıl nimetine borçludur. İnsanlık tarihine baktığımız zaman, bazı dönemlerde gelişmenin çok hızlı, bazı dönemlerde ise yavaş seyrettiğini görürüz. Bu iniş ve çıkışlar, aklın doğru kullanılması ile doğru orantılıdır. Hatta bazı dönemlerde akıl gelişme için değil de, değişme için kullanılınca insanlık bundan çok büyük zararlar da görmüştür.
Her alanda olduğu gibi, şiir alanında da insanoğlu aklını kullanarak belagat sanatında insanları mest eden mükemmel eserler vermiştir. Gel gör ki, bazıları da, şiirde yenilik yapma adına, ben de bir şeyler yapmış olayım diye, şiirin yapısını bozmaya kalkmıştır. Hâlbuki bu hususta bana göre ölçü şu olmalıdır: Değişme, gelişmeyi sağlamalı. Değişme, değişmiş olmak için olmamalıdır. Bir diğer deyişle, “değişme” vasıta, “gelişme” ise maksat/gaye/hedef olmalıdır. Maksadımız “değişme” olursa, sanata faydamız dokunmayacağı gibi, çok büyük zararlar da veririz.
Şiirimizdeki değişmiş olmak için yapılan değişmeler, ya da gelişme adına yapılan değişmeler, şiirimizin geleneksel yapısının bozulmasına sebep olmuştur. Bu bozulma edebiyat tarihimizin özellikle iki döneminde çok bariz olarak görülür. Bu dönemlerden biri İslâmî dönem, diğeri ise Cumhuriyet dönemidir. İslâmî dönemde Arap ve Fars şiirini, Cumhuriyet döneminde ise Avrupaî şiiri taklit etme hatasından dolayı şiirimiz millî kimliğini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır.
Hâlbuki bizim bir başka milletin şiirini taklit etmeye ihtiyacımız yoktur. Çünkü Türk milleti şiir alanında rüştünü ispat etmiş ender milletlerden biridir. İnsanlığın şair iki kavminden biri, Türk milletidir. Dolaysıyla bu alanda takip eden değil, takip olunan konumundayız ve Türk şairlerinin de bunun farkında olması gerekir. Biz kendi kadrimizi, kıymetimizi bilmedikten; biz kendimizi takdir etmedikten sonra başkalarının bizi takdir etmesini beklememiz hayal olur.
Taklit; kendine güveni olmayan; sahip olduğu değerlerin farkında olmayıp başkalarının değerlerine sahip olmaya çalışan; kendine değil, başkalarına benzemeyi tercih eden; kimliğini inkâra kalkan; hayat suyunu kendi özünden değil, yabancı kaynaklardan temin etmeye çalışan insanların içine düştüğü onulmaz bir illettir. Bu illetten kurtulmanın tek çaresi de, “özüne dönmek” tir.
YORUMLAR
Şair dostum, meslektaşım,
Şiirlerime ve yazılarıma düştüğünüz yorumlar için teşekkür ederim. Allah gönlünüşü şen, ömrünüzü gülşen etsin. şimdi olmasa bile, övgülerinize giderek layık olmaya çalışacağım inşallah. Selam ve saygılar... CC
pusatcan tarafından 3/24/2007 8:08:17 AM zamanında düzenlenmiştir.