1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
239
Okunma
Kendi hikayeni yazamıyorsun asla. Başkası, başkaları, diğerleri giriyor kelimeler ile hayallerinin arasına. Irmakta sürüklenen bir dal parçası gibisin. Deryaya ulaşıp ulaşmaman, ulaştığında batıp batmaman veya başka bir kıyıya vurup vurmaman önemli mi sence..
Afganistan’da fakir bir ailenin erkek çocuğusun, savaş lordları tarafından satın alınmış ve kültürel olarak; bizim kültürde göçek denilen bir insana dönüştürülüyorsun.
İngiltere’de ailenle tatile giderken trafik kazası geçiriyorsunuz, hayatta bir sen kalıyorsun, 5 yaşında bir kızsın, yetimhanelerden yetimhanelere sürüklenip, en sonunda bir manastırda adı rahibe denilen bir insana dönüştürülüyorsun, oysa cariyesisin düzenin.
Amerika’da uyuşturucu müptelası olmuş bir Kızılderili ailesinde büyüdün, sonunda uyuşturucu ticaretine başladın ve bir sokakta diğer çeteler tarafında vuruldun ve cesedini yakınlarından bulan bile olmadı, kimsesizler mezarlığına gömüldün.
Gana’da bir köyde arkadaşlarınla oyun oynarken, köyün basılıyor ve kaçırılıyorsun, köle olarak yetiştiriliyor ve kucaktan kucağa gezinen bir insanken, bir derebeyi bir gün kendini kaybedip seni aç bıraktığı cins köpeklerinin önüne atıyor ve köpekler de seni parçalıyor, biraz çığlık atıp mücadele ediyorsun ancak sonunda ölüyorsun.
Arabistan’da otel sahibi din sömürüsüyle kök salmış bir ailenin çocuğusun, hacıların üzerinden ailen epey zengin olmuş, bir gün prense karşı geliyorsun ve bir hafta geçmeden prensin adamları seni sülfürik asitle eritip, kalanlarını da kanalizasyona döküyor.
Kuzey Kore’de 20’sine yeni basmış ve internetten yabancı sitelere girmenin yolunu buluyorsun, sonra tespit ediliyorsun, ibret olması için seni meydanda sopalarla dövüp, cezaevine tıkıyorlar, cezaevinde de başına gelmeyen kalmıyor ve intihar ediyorsun.
Türkiye’de yeni nesilden bir gençsin, hırsıza hırsız dediğin için, tahkikata uğruyor ve cb’ye hakaretten önce adliyelerde süründürülüyor sonra da hapse tıkılıyorsun, çıktığında ise tüm kapılar yüzüne kapanıyor, adına da saray hikayesi diyorlar.
Yukarıda yedi adet kısa hikaye okudunuz, hiç birini hayal gücümle oluşturmadım, 30 yıla yakındır internet haberlerinden okuduklarım veya izlenimlerimdir. Her bir kısa hikaye anlatıldığı gibi mi gerçekleşmiştir, gerçekleşmiş midir, doğru mudur vb soruların cevapları da okurun bilinç düzeyine kalmıştır.
Tüm bu olumsuz hikayelerin karşısına yedi adet olarak ancak sürüncemesi ve sonu mutlu ve huzurlu biten hikayeler yazılabilinir mi? Elbette, hayal gücünü kullanırsın yazarsın lakin internete veya basına pek mutlu ve huzurlu haberler düşmez, düşenler de olumsuz hikayelerin yüzde birine ancak denk gelir. Bu da bir izlenimdir sonuçta. Nesnel midir, öznel midir, ölçümlenebilir mi, ölçümlenemez mi, kendin cevap bulacaksın, bulduğun cevaplar asla seni tatmin etmeyecek.
Sonra eski kuşak cahil cühela çıkacak, seni eski zamanların destan efsane veya dinsel hikayeleriyle yargılayacak. Eski kitaplarda anlatılanları açıklamaya çalışıp saçmalayıp duracak.
Sonra dünyanın herhangi bir yerinde diğeri dediğinin üstünde gücü eline geçiren gruplar, yeni nesilleri robotlaştırmaya çalışacak veya insanla da uğraşmayacak kendi robot ordularını ve sistemlerini kurup bir serüven ve hikaye içinde yerini alıp sonra da bir şekilde herhangi bir şekilde son nefesini verecek..
Sonra da Tanrıdır, Allahtır, İnsandır, Hayvandır, Melek Şeytan Cin Peri Uzaylı vb vs hikayeleriyle herkes diğerine kitap önerecek, akıl verecek, nasihat edecek öyle mi?
İnternet; yeni dünyaya, hikayelere içeriden değil, dışarıdan bakabilmeyi öğretti, kimi gördü hikayenin merkezindeki cahilleri, kimi sadece bir gölge, bir renk, bir şekil, bir nesne, bir kelime olarak algılayıp geçti..
Ne yapalım şimdi dostum... Yaşayalım; hikayeler, anlatılar, inançlar, hayaller pek de önemli değil artık çağımızda... İyi misin, kötü müsün, anlayışlı mısın, hurafeci misin... Yeni bir çağın içine girdik ve bu çağı bizden önce yaşayan olmadı daha.
Dünya çok garip bir hal aldı, bu gariplik tarihte daha önce yaşanmadı hiç.. O yüzden eski çağların ilaçları bu çağın hastalıklarını tedavi edemiyor..
Peki senin hastalığın ne, yoksa sen doktoru musun bu çağın. Hangisidir hep başkalarının hikayesi?
Kimseye emanet olmayın, kimsenin hükmü geçmiştir bu çağda.
Dünyevi ne edersin ya hu, ne edem saçmalıyorum be ya... Gideyahhhhız Uranüs’e, bu dünya fazla ezalı bir hale döndü... Gideyahhh be ya... Bunak nesillerin ardından yavaş yavaş bizim nesiller de bunayahhhh...
Görsel kasırgaların sayılarla girdiği bir savaşın ortasında hangi kesirden sıçrayan şarapnel parçasıyla tedavisi bulunamamış bir hastalığa yakalanacağız meçhul...
Miras kavgalarının içinde kan ve kin diyarı bir dünyanın Tanrısı olsa ne olmasa ne, insan olsan ne olmasan ne...
Eski insanın hikayesi bitti, yeni bir insan üretmek lazım değil mi artık? Et ve kemiğin hikayesi daha ne kadar sürebilir?
Ruhizn; Ruh ve Zihni birbirinden ayıramadığım ve ne olduklarını asla bilemeyeceğim için ben de, Ruh ve Zihni düşünerek ikisini tekledim gitti, " Ruhizn"
Rüyaları bile çözemedik yeni çağda daha, öyle ise, niye yeni diyorum ki, bilmeyahhh ben... Trafik kazası geçirdim rüyamda, arabadakiler yaşamıyordu, kapıyı açtım ayağımı yola attığım anda uyandım..
Yıldızları düşünürken havaların ısınmasıyla peydahlanarak odama kadar gelen sivrisineklerin dilini çözmeli ve hikayesini anlamak istemiştim geçen yakın gecelerin birinde... Lakin çözemedim ve anlayamadım, o yüzden sivrisinek katili oldum, ruhiznini aldım sivrisinekten, bitti hikayesi..
Y.
5.0
100% (2)