0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
87
Okunma
Çikolatanın İçine Saklanmış Sevgi
Bazı şeyler vardır, küçük ama anlamı kocamandır. Birinin sana içtenlikle uzattığı bir çikolata gibi. Sıradan bir an gibi görünse de içinde dostluk, sıcaklık ve belki de hiçbir kelimenin anlatamayacağı kadar derin bir anlam saklıdır.
Ne zaman bir odanın kapısını çalsam, içeri girerken o tanıdık tebessümü görsem, masadan ya da çekmeceden çıkan o çikolata bana uzatılsa… İçim sıcacık olur. Sanki "Buradasın ve bu küçük şey bile senin değerini anlatmaya yetiyor" der gibi. Bir çikolata, belki dışarıdan bakınca sadece bir tatlı, ama içinde barındırdığı his bambaşka.
Bazen sözlere gerek yoktur. Bir hareket, bir bakış, bir uzatılan el her şeyi anlatır. İşte o çikolatalar da öyle. Yorulduğumda, canım sıkkın olduğunda, içeri girdiğimde hiçbir şey söylemeden önüme konan küçük bir çikolata, “Ben buradayım, her zaman” demenin en tatlı hali.
Bazen düşünüyorum, hayatımızdaki insanlar da tıpkı çikolatalar gibi değil mi? Kimisi fazla tatlı, kimisi biraz acı ama her biri hayatımıza bir tat katıyor. Ve en güzeli de, bazıları asla eksik olmuyor. Onların varlığı o kadar doğal ki, belki de farkına bile varmıyoruz. Ama bir gün eksildiklerinde, tıpkı bir çikolata krizinde olduğu gibi, eksiklikleri içimizde kocaman bir boşluk bırakıyor.
Ve aslında, önemli olan çikolatanın tadı değil, onu kimin uzattığı. Çünkü bazen bir şeyin maddi değeri değil, arkasındaki niyet, içindeki samimiyet her şeyi güzelleştiriyor. Biliyorum ki, o çikolataları uzatan el, benim varlığıma değer veriyor. Onları her aldığımda, sadece bir tatlı yemiyorum; içimde, bana değer veren birinin varlığını hissediyorum.
Dostluk, büyük laflarla değil, küçük ama unutulmaz anlarla büyür. O çikolatalar belki yenip bitiyor, ama hissettirdikleri hep kalıyor. İşte bu yüzden, ne zaman bir çikolata yesem, sadece tadını değil, içindeki samimiyeti de hissediyorum. Ve her defasında içimden şu geçiyor: Bazen en güzel şeyler, en basit olanlarda saklıdır. Bir çikolatanın içindeki dostluk gibi…
Ve belki de en güzeli, bu küçük anların bir alışkanlığa dönüşmesi. Biliyorum ki ne zaman o odaya girsem, her şey aynı olacak. Göz göze gelen iki tebessüm, masadan uzatılan bir çikolata ve hiç söylenmemiş ama her zaman hissedilen o cümle: "Sen benim için özelsin."
Arzu ZÜNGÜR