- 54 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YILBAŞI KUTLAMALARI.
TÜRKLERDE YILBAŞI KUTLAMALARI.
Türkler tarih sayfalarında yer almaya başladıkları ilk dönemlerden beri yeni yılı ve yılbaşını Akçam ağaçlarını süsleyerek, ateş yakararak ve dans ederek kutlarlar. Bu özel güne “Nardugan Bayramı” adı verilmiştir. Nardugan Bayramı farklı Türk topluluklarında çeşitli şekillerde isimlendirilmiştir. “Koyaş Tuğa”, “Nardugan”, “Mardugan”, “Raştua”, “Nartavan”, “Nartukan”, “Nardava”, “Nardvan” bu isimlendirmelerden birkaç tanesidir.
Kutlama günü insanlar yeni kıyafetler giyerler. Tüm akrabalar bir araya gelir ve özel yemekler hazırlanır. Kadim Türk Astrolojisinde her yıl 21-22 Aralık arasında gündüz gece ile savaşır ve sonunda güneş galip gelir. Bu zaferden sonra gelen ilk dolunayda yeni yıl kutlanır. Bu bayram atalarımız için bir “Yeniden Doğuş Bayramı”dır.
Eski Türklerin sahip olduğu “Hayat Ağacı” inancı, yaz kış yapraklarını dökmeyen Akçam ağacı ile sembolize edilmiştir. Türk tarihinde kadim dönemlerden beri kutlanan bir “Çam Bayramı” da bulunmaktadır.
Türklerin çok eski çağlardan beri Akçam ağacının süslemesi, tören sırasında ağacın altına hediyeler konması ve ağaca renkli bez parçaları bağlanarak yeni yıl için dileklerde bulunulması, Avrupalıların “Noel Ağacı” geleneğinde bir Türk etkisi olduğunu kanıtlar. Günümüzde de bazı köylerimizde “Dilek Ağacı” adeti devam etmektedir. Yeni yıl kutlamaları ve ağaç süsleme Türklerden Sümerlere, oradan da Anadolu üzerinden Avrupa toplumlarına geçmiştir.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Yılmaz, yeni yıl kutlamalarını batı, doğu toplumları ve Türkler’de din üzerinden değil, inanç kültürü üzerinden açıklamak gerektiğini belirtti.
Yılmaz, "Türkler, milattan önceki yüzyıllarda bile yıl döngüsü olarak kabul edilen 21 Aralık gününü törenlerle kutlamıştır. Türk kültüründeki Ayaz Ata geleneği, Hristiyanlık’taki Noel Baba veya Ruslardaki Ded Maroz mitolojisiyle alakalı değil, tam tersi onlardan çok eskiye dayanan mitolojik bir gelenektir." dedi.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi, Rusya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı (RUSEN) Prof. Dr. Salih Yılmaz, Türklerin yılbaşını kutlamasına, eski Türklerde bu kutlamaların nasıl olduğuna, kutlamaların sadece Hristiyanlık’ta mı olduğuna ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Yılmaz’ın bu konudaki açıklamaları şöyle:
Nardugan Bayramı nedir?
Doğu toplumlarında önemli kutlamalardan birisi de karanlık ve aydınlığın 3 günlük savaşı olarak kabul edilen 22 Aralık günü gün ışığı başlayan, 24 Aralık akşamına kadar süren yıl döngüsü kutlamasıdır. Bu kutlamaya göre en uzun gece sona erip günler uzayacak ve Güneş daha fazla görünecektir. Güneş’in daha fazla görünmesi ise tanrının insanlara hediyesidir. Aslında bu olay bilimsel bir gerçeklikken insanoğlu tarihten beri bugünü, geleneksel bir törene dönüştürmüştür. Bu törenler toplumlar arasında farklı biçimde uygulanmıştır. Örneğin, bugünü ilk kutlayanlardan birisi de Türklerdir.
Türkler eskiden beri 22 Aralık’ta gündüzün geceyi yenmesini bir zafer olarak nitelendirmekte ve bu zaferi akçam ağacı altında kutlamaktadırlar. Türklere göre güneşin doğuşu, yeni yıl döngüsü olarak kabul edilmiştir. Türkler, Güneş’e mitolojide ’Nar’ ismini vermişlerdir. Türk atasözlerindeki ’Nar gibi yanıyor’, ’Nar gibi kızardı’ sözleri aslında ’Güneş gibi yanıyor veya kızardı’ anlamındadır. Nardugan Bayramı olarak nitelendirilen bugün aslında Güneş’in doğuşu bayramıdır. Nardugan/Nartugan/Nardogan kelimeleri farklı Türk topluluklarındaki adlandırmalardır.
Türkler bu seremoni için özel bir hazırlık yapar mıydı?
Evet. Türkler, 22 Aralık öncesinde bu bayrama hazırlanmak için evlerini ve yaşadıkları yerleri temizlerler, yeni ve temiz elbiseler giyerlerdi. Türkler’de bugün Tanrı Ülgen’e sunulmak üzere hediye hazırlanır ve en yüksek tepede akçam ağacı altında dualar ederek hediyelerini buraya bırakırlardı. Bu olay gerçekleşirken bölgenin en bilge ve yaşlı kişisi en görkemli elbiselerini giyerek bu törene liderlik ederdi.
Bu bilge kişi, Türk toplumlarının çoğunda farklı adlarla anılmıştır. Fakat genel kanaat Ayaz Ata isminin verildiğidir. Hatta Ayaz Ata’nın yaşlı olmasından dolayı ona yardımcı olarak torunu yaşında bir kızın yardımcı olduğudur. Ritüellerde bu kız gerçekten kızı veya torunu olabileceği gibi kızı/torunu yok ise torunu yaşında birisinin yardımcı olarak görevlendirilmesidir. Bu törende kadınlar önceden bezler hazırlayarak tören sırasında akçam ağacına bağlarlardı. Bu bezler veya ipler genelde koyun/keçi yününden yapılırdı. Bu bezlerde motif olarak da hayat ağacı işlenirdi. Türklerdeki bu gelenek, İslamiyet’in kabulünden sonra evliyalar veya önemli insanların mezarlarına veya bu mezarların yakınındaki ağaçlara bezler bağlanması şeklinde devam etmiştir.
Anadolu’da Khal Kagan kutlaması ile Noel kutlamaları çok benzer formlar taşıyor. Noel, Anadolu kültüründen mi geliyor?
Anadolu’da Sivas, Tunceli, Erzincan, Bingöl ve Muş’ta yeni yılın karşılanması olarak "Khal Kagan" kutlamalar yapılmaktadır. Bu kutlama her yıl aralık ayının son haftası Khal Khelk adı verilen ak saçlı, ak sakallı, yaşlı bir adamın, köy çocukları ile beraber kapı kapı dolaşarak hediyeler toplaması ile başlamaktadır. Hıristiyan dünyasındaki Noel baba ile benzer bir durum söz konusu olsa da Hristiyanlık’taki Noel Baba figürü, yakın tarihte ortaya çıkmıştır.
ÇAM AĞACI SÜSLEME GELENEĞİ
Bir yılı daha devirirken, kimimiz heyecanlı ve umutlu, kimimiz bir senenin daha nasıl bittiğine şaşkın, kimimiz sabırsız ve telaşlıyız. Yeni yılı nasıl karşılarsak karşılayalım, Aralık geldiğinde ortaya çıkan birbirinden süslü çam ağaçları ve ışıklar hepimizin içini sımsıcak yapıyor. Peki büyük küçük herkesi heyecanlandıran çam ağacı kurma ve süsleme seremonisi nereden geliyor, bir tahmininiz var mı? Özellikle X ve Y jenerasyonunun birçoğu süslü çam ağaçlarını ilk defa Noel zamanı çıkan Hollywood filmlerinde görmüş ve bu nedenle bu geleneği Hıristiyanlıkla bağdaştırmışsa da ağaç süsleme geleneği çok daha eskiye ve hatta Türk toplumlarına dayandığı; araştırmalar arasında yer almaktadır.
En eski devirlerden günümüze dek Türk toplulukları arasında görülen yaygın inançlardan birisi de ağacın ya da belli ağaç türlerinin kutsal kabul edilmesidir. Türk insanı ağacın yaşam döngüsü ile kendi hayatının doğal seyri arasında bir benzerlik olduğunu keşfetmiş ve bir ağacın mevsimden mevsime kendini yenilemesinden ötürü, bazı ağaçları hayatın ve sonsuzluğun timsali olarak görmüştür. Türk toplumları ağaçların; kendilerini ve ölülerini koruyacağına, bütünlüklerini sağlayacağına, isteklerinin yerine gelmesi için aracı olacağına ve bunun gibi pek çok inanca sahip olarak yaşamıştır. Hala daha günümüzde örnekleri görülen; ağaca çaput, adak bezi bağlama geleneği ise ilk olarak Tuva Türklerinde görülmüştür.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.