Planck sabiti (Kendime Notlar-1)
Plank sabiti ( h ), kuantum mekaniğinde temel bir fiziksel sabittir ve enerjinin bir genişlik dalga ile büyümesini sağlamak için kullanılır. Max Planck tarafından ortaya konmuş ve kuantum teorisinin temel taşlarından biri olmuştur. Planck sabiti, ışın parçacıkları-doğası (foton) ile enerjisini depolamaen şu denklemde yer alır:
E=H⋅FE = h cdot fE=H⋅F
Bu denklem:
EEE: Fotonun enerjisi
HHH: Planck sabiti (6,626×10−34 J’ler6.626 kez 10^{-34} , ext{Js}6 ,626×1 0− 34J’ler)
FFF: Elektromanyetik dalganın kırılması (hertz cinsinden)
Planck sabiti, kuantum düzeyindeki fiziksel özelliklerin klasik fiziğe göre farklılıklarını sürdürebilmeleri için kritik bir kavramdır. Ayrıca enerjinin varlığının kuantize olduğunu (kesikli olduğunu) ve sürekli bir şekilde değil, belirli değerlerle ifade edildiğini gösterir.
Planck sabiti, aynı zamanda diğer alanlarda da önemli bir rol oynar, örneğin:
De Broglie dalga boyu :λ=HPlambda = frac{h}{p}λ=PH(momentum ile dalga boyu ilişkisi)
Heisenberg Belirsizlik İlkesi :ΔX⋅ΔP≥H4πDelta x cdot Delta p geq frac{h}{4pi}Δx⋅Δp≥4 πH
Planck sabiti, kuantum teorisinin temel parametrelerinden biri olarak evrenin mikroskobik olarak anlaşılmasında kritik bir yere sahiptir.
Kur’an ile kayıtlı değerleri depolama çabası, uzun süredir devam eden farklı yorumlarla ele alınan bir değerlendirme. Planck sabiti gibi modern bilimsel kavramların Kur’an’da doğrudan yer alması beklenmez; Zira Kur’an, hücresel olarak bir rehber ve metodolojik kitaptır, bilimsel bir eser değildir. Ancak bazı ayetlerin genel bağlantıları üzerinden bu tür kavramlarla ilişkili olması mümkündür.
Kur’an ve Evrenin Yaratılışı
Kur’an’ın evreninin yaratılışı ve düzeni ile ilgili bazı ayetler, bilimle ilgili bilgilerle yorumlanabilir. Örneğin:
"O (Allah), bir şeyi dilediği zaman, ona sadece ’Ol’ der, o da hemen oluşur."
(Yasin, 36:82)
Bu ayet, yaratılışın temelinde bir iradenin ve emrin bulunduğunu ifade eder. Bu, fiziksel karakterlerin başlangıcını ve düzenini ima eden bir ifade olarak yorumlanabilir.
"Göğü kudretimizle biz kurduk ve şüphesiz biz (onu) genişleticiyiz."
(Zariyat, 51:47)
Bu ayet, evrenin fikri fikrine işaret ediyor olabilir ki, bu da modern kozmoloji ile ilişkili bir kavramdır.
Planck sabiti, evrenin kuantum düzeyiki düzeninin sabit olduğu bir sabit olarak, Allah’ın evrendeki kusursuz ve düzeni hassasne işaret edebilir. Kur’an’da Allah’ın her şeyi bir ölçüyle yarattığı birçok kez vurgulanır:
"Her şeyi bir ölçüye göre yarattık."
(Kamer, 54:49)
Bu ayet, evrende var olan fiziksel davranışların ve sabitlerin (örneğin Planck sabiti) Allah’ın koyduğu bir düzenin parçası olduğunu düşünenler tarafından bilimle ilişkili olabilir.
Bu tür düşünceler genellikle bireysel ve sembolik anlamlar taşır. Planck sabiti gibi modern bilimsel kavramların Kur’an’da doğrudan yer söylemek doğru olmaz. Ancak Allah’ın evreni düzenli bir sistem içinde yarattığını ifade eden ayetlerin, yayılmalarla uyumlu olduğu şekilde genel bir bakış sunulabilir.
Kur’an, insanın evrenin yaratılışı üzerine kaydedilmesini teşvik eder:
"Göklerin ve yerin yaratılışında ve gece ile gündüzün hikayesinde akıl sahipleri için gerçekten deliller vardır."
(Al-i İmran, 3:190)
Bu, küresel değişimlerin, Allah’ın varlığının ve büyüklüğünün görülebilmesi için bir araç olarak görülebileceğine işaret eder
İbnü’l-Arabî tasavvufun önemli isimlerinden biri olup, özellikle Vahdet-i Vücud (Varlığın Birliği) anlayışıyla tanınır. Onun düzenli, genellikle metafizik, varlık ve ilahi hakikatlerin yorumlanması üzerinde yoğunlaşır. İbnü’l-Arabî’nin yaşadığı dönemde modern bilimin kavramları (örneğin Planck sabiti veya kuantum mekaniği) incelendi. Ancak bazı yorumlar onun kozmoloji ve metafizik anlayışını, modern bilimsel kitaplarla saklama çabasına girişmiştir.
İbnü’l-Arabî, evrenin yaratılışını ve düzenini Allah’ın ismi ve sıfatlarının tecellisi olarak açık. Ona göre, her şey Allah’ın bir emriyle yaratılır ve sürekli bir şekilde varlıkta kalır. Bu fikir, modern bilimin evrende gözlemlediği hassas düzen ve kurallarla ilişkilendirilebilir.
“Kun Fe-Yekûn” (Ol der ve olur) : İbnü’l-Arabî, Allah’ın yaratıcı iradesini ve her şeyin O’nun emriyle bir anda var olduğunu vurgular. Bu fikir, kuantum mekaniğinde enerji paketçiklerinin (kuanta) bir anda ortaya çıkmasını sembolik olarak hatırlatabilir.
Varlığın Birliği : İbnü’l-Arabî’ye göre tüm varlıklar tek bir hakikatin (Allah’ın) devamıdır. Bu, Planck sabiti gibi evrensel sabitlerin tüm varoluşta aynı düzen ve birliği temsil ettiği düşünceleriyle paralel olarak yorumlanabilir.
Planck sabiti, fiziksel dünyada enerjinin ve çıldırtıcı en küçük birimlerin bir ölçüsüdür. Bu, evrenin en temel düzeyde düzenli bir sistemle yaratıldığını gösterir. İbnü’l-Arabî’nin şu anda tuttuğu, sembolik olarak bu bilimsel kavramlarla ilişkilendirilebilir:
Allah’ın her şeyi bir ölçü ile yaratması : İbnü’l-Arabî, Allah’ın evrendeki yaratılışı bir düzen ve ölçü üzerine kurulunu ifade eder. Bu, Kur’an’daki şu ayetle uyum içindedir:
“Biz her şeyi bir kader (ölçü) ile yarattık.” (Kamer, 54:49)
Tecelli ve enerji : İbnü’l-Arabî’nin “tecelli” tezahürü, Allah’ın isim ve sıfatlarının farklı tezahürlerini ifade eder. Modern bilimde enerjinin farklı formlara dönüşmesiyle (örneğin ışık, ısı) bu kavram arasında bir benzerlik kurulabilir.
İbnü’l-Arabî’nin tuttuğu doğrudan bilimsel bir teoriyle ilişkilendirilemez, çünkü onun yaklaşımı metafizik ve ilahiyata dayalıdır. Ancak bazı modern yorumlar onun “hakikat” ve “düzen” anlayışını, kuantum mekaniği gibi bilimsel yöntemlerle yorumlamaya çalışmışlardır. Örneğin:
İbnü’l-Arabî’nin varlığının anlayışını kuantum dünyasında gözlemlenen olasılıklar ve enerji seviyeleriyle satışlarda çalışmalar yapılmıştır.
Allah’ın “gizli hazinesi” olarak kendini tanıtma fikri, evrenin en küçük yapı taşlarında düzenli olarak saklanarak yorumlanabilir
İbnü’l-Arabî ile Planck sabiti veya kuantum mekaniği arasında doğrudan bir ilişkinin ölçülmesi mümkün değildir, çünkü farklı çağların kavramlarıdır. Ancak onun evrensel düzeni, birlik ve yaratıcı anlayışları, modern bilimin keşfettiği temel kurallar velerle sembolik bir bağın kurulmasına olanak tanıyabilir. Bu tür yorumlar daha çok düşünsel
bı giz ya da çağrışım düzeyindedir ve gerçekçi doğrulukla değil, tasavvufi sembolizmle mevcuttur.
İbnü’l-Arabî’nin katılımı ve modern bilim arasında bağ kurulabilir, standart bir kayıtlı değil, bir yorumlama çabasıdır. Bu tür hizmetleri, özellikle insanın evreni ve kendisini anlamlandırma arayışında, metafizik ve sertifikalı çözümleri bir arada ele almak isteyen kişiler için ilgi çekici olabilir.
Ancak İbnü’l-Arabî’nin ana amacı, Allah’ın varlığı üzerinde mutlak hakimiyetini ve insanın O’nunla olan ilişkisini anlamaktır. Bu nedenle, Planck sabiti gibi kavramlarla bağlayıcı kurarken, tasavvufun sembolik ve manevi derinliğinin bilimin kesinliğiyle karıştırılmaması önemlidir.
Bir başka önemli nokta da şudur: Tasavvuf ve bilim, aynı gerçeğin farklı boyutlarına ışık tutan iki ayrı perspektif olarak görülebilmektedir. İbnü’l-Arabî’nin şifası, evreni Allah’ın bir aynası olarak görmemizi teşvik ederken, modern bilimin gücünün güçlü olduğunu anlamayı hedefledi. Bu iki standartla çelişmez; aksine, bir arada daha derin bir anlayış sunabilir.
Aslında sözün özü tek kelime ile anlatilacak olursa
Sen Allah’ı bilirsen Allah seni bilmezmi
Hayırlı günler dilerim
Cümlemize inşallah
Allah’a emanet olun
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.