Vuslata Gebe UmutlarBu kısacık ömürde bunca özlemi Nasıl taşır yüreğim, nasıl baş edilir bu dertle Var mı bir bilen? Deyiverin hele Ya hocam, ey tabibim, baba erenler Hadi söylen bakalım Bir yol gösterin Nasıl söner bu yürek yangını Nasıl çıkılır bu enkazdan gün yüzüne Yar yar aman ha aman, de aman Bu ayrılık pek yaman Günden güne artar özlem dayanamam Sanki yüz yıllık bir yalnızlık Say ki sahrada kumsuzluk Vahada susuzluk Ha kavrulmuşsun Leyla çölünde Ha boğulmuşsun sevda gölünde Ya da buz yanığı kavruk tenin İpek giysen kanatır Pamuklara sarsan acıtır Öyle bir yara yardan hediye Oy benim halden anlamaz başım De bakalım niye eksilmez gözünde yaşın Dağ mısın dayanacak bu tufana Neden bunca düşünceleri takarsın kafana Ey benim kelebek ömürlü sevdam Bir anlık değil bir ömürlük oldu duam Gidecekti biliyordun ama konduramıyor Hayra yoruyordun gördüğün rüyayı İmkansız olduğunu anladın mı şimdi Yık artık sol yanında kurduğun dünyayı Acı tadını aldın mı ayrılığın Sal gönlünün yılkı atlarını Uçur gönlündeki hüzün kuşlarını Huzur ikliminde açsın yeniden leylaklar Acı bir karanfil tadında tut nefesini Mutluluklar dile gidene Özlem dolu yüreğinde kalsın anısı Unut sevilmemiş olmanın yangısını Sevebilmenin hazzını yaşa gitsin Elvedasız bir ayrılıktı de bitsin Desen de bitmeyecek bu özlem Bir vuslata gebedir umutlar Aşığın gönlünde bitmeyen bir türküdür Doğmasa da gün Gittikçe kararsa da ufuklar Vuslata gebedir umutlar Umar gönül umar Faruk Tezel 04.01.2025 |