Sona Nasıl Kıymet Katılır
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Nihayete ermek, sonsuzluğa karışmak, musmutlu ve umutla ölmek nasıl olmalı sizce?
Öncelikle çok fazla ortaçağ kültürümüze ve cinsiyet anlayışımıza uymayan bir filmden bir sahne şöyleydi.
Zihnim beni yanıltmıyorsa Predatör filminin son serisindeydi. Predatör ve yine yanılmıyorsam Avcı demek. Uzaylı ve avcı bir medeniyet dünyaya gelir, insanları avlar. Beyin veya omurilik sıvılarını kullanarak daha doğrusu uzayda ( varsa bizden başka canlı, ki olması gerekir) ziyaret ettiği gezegenlerdeki canlıların en üstününden dna omurilik sıvısı vb şeyler alarak kendini devamlı geliştirir. Anlatmak istediğim uzay veya insan değil.
Bahsettiğim filmde iki asker veya dost veya sevgili bu uzaylıyla savaşırken ölümcül şekilde yaralanırlar, birinin gövdesi bir ağaç dalına saplanmıştır, diğeri de ölümcül yara almıştır. Birbirlerine bakarlar ve silahlarıyla aynı anda birbirlerine ateş ederek öldürürler birbirini, yani anlaşarak ikisi de birbirini öldürür.
Yakın zamanda okuduğum bir haber ise şöyle:
"Hollanda’da yaşayan Jan ve Els yaklaşık 50 yıldır evliydi. Haziran ayında çift, iki doktorun verdiği ölümcül ilaçlarla yaşamlarına birlikte son verdi. Hollanda’da ikili ötanazi olarak da adlandırılan bu yöntem nadir görülse de yasal bir işlem. Her yıl daha da fazla Hollandalı çift bu şekilde beraber ölmeyi tercih ediyor."
Bu iki insan 50 yıl evli kaldılarsa ihitmal 65-80 yaş aralığında olmalılar. Birlikte ötenazi ile bu hayattan göçmek ama birlikte, musmutlu ve tebessüm ile bilinçli bir şekilde ölüme gitmek...
İşin gerçeği 20 yılı aşkı bir zaman internet edebiyatındayım, kendi halimde yazıyorum. Son yıllara kadar hiç bu kadar okuduğum şiir ve yazılardan bunaldığım olmamıştı, resmen sanki içlerindeki ortaçağ kültürünü ve düşüncelerini ve inançlarını kusuyor insanlar, şiir severler.
Dün bir yazı veya şiir okuyunca, kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek bir hitap geldi aklıma. Şöyle idi; gelmişsin 70-80 yaşına şiir ve edebiyat senin neyine... Çok büyük bir saygısızlık ve edepsizlik idi bu düşüncenin veya hitabın aklıma gelmesi. Çünkü sanki yeni çağı paçasından tutmuşlar ortaçağın balçığına ve barbarlığına çekiyorlardı.
Dünya kültüründe düşünceler; askeriyeden, akademiden ve tapınaklardan yayılır topluma.. 3 bin 5 bin yıl boyunca bu böyle idi. Oysa çağ dönüşümündeyiz ve tüm düşünceler 50-60 yıldır internet denen bir sistemden yayılıyor insanlara.
Sonra işim gücüm yokmuş gibi , bu eski kuşakların hayatlarını ve şimdiki çağda girdikleri duygu ve düşünceleri düşündüm. Galiba zihnimde onları, onlar daha ölmeden öldürmüştüm. Eski kuşaklar bu çağ için bir yük müdür? Eski nesilden maksat eski düşünceleri savunanlar.
Belki kendimi fark edemiyorum, fark etmeye çalıştığımda ise, 20 yılda 2000 yıl yaşlanmış gibi hissediyorum kendimi. Ben 2 bin yıl diyorum siz ona 10 bin 50 bin yıl deyin.
Dünya, ne 1. dünya ne de 2. dünya savaşından akıllanmamış gibi son çeyrek yüzyılda da hala o içi geçmiş eski kuşakların yönettiği devlet kurumları vasıtasıyla vahşi bir hayvan gibi birbirlerini boğazlıyor.
Kore savaşı, Körfez savaşı, Balkanlardaki savaş ( Yugoslavya’nın dağılması), Ortadoğu karışıklıkları, çatışmaları, İsrail Filistin, Azerbaycan Ermenistan, Afrikadaki köy basmalar, İrandaki karışıklıklar, Fransada çiftçi eylemleri, Abd’deki benzin kuyrukları ve ten rengi savaşları, Rusya Ukrayna savaşı... Tam bir curcuna...
Fark ettiniz mi bilmiyorum ama son 20-30 yılda ülkemizde olan seçimlerin öncesinde genelde bombalar patlar, sınır çatışmaları hızlanır, milliyetçilik kullanılarak oy devşirmeler şaha kalkar.. Tüm teknolojik imkanlara rağmen faili meçhul cinayetler devam eder gider... Belki faili meçhule bir gerek duymadan insan öldürmeler peydah olur yakında...
Ülkemizdeki adalette yargılamalar öyle bir hal aldı ki, artık hırsızlar ,arsızlar, uyuşturucu müptelaları, insan kaçakçıları hakim ve savcıları yargılıyorlar sanki..
Ülkemiz dışına bakalım başka bir gözlükle. Komşumuz Yunanistan’da haftada 6 gün çalışma uygulaması başlayacak, 6. gün çalışmayı kabul edenler için yüzde 40 daha fazla ücret vererek kamu çalışanlarına bir gün daha fazla mesai yaptırmak istiyorlar, daha doğrusu yaptıracaklar. Neden olarak ise bir kaç madde sayıyorlar. Beyin göçü, nüfus azalması vb vs..
Bir başka ülkede haftalık 5 günlük çalışma programı ise 4 güne indiriliyor.
İnternet bizim kuşaklar için dünyayı tanıma fırsatı verdi. Oysa gazete ve belli başlı grupların hatta devletlerin resmi haber programlarının müptelaları ise hala karanlık çağlarda yaşıyormuş gibi fikirler, düşünceler sürüyorlar piyasaya..
Kalkıyorlar hala alevilik sünnilik, islamlık hristiyanlık muhabbetleri yapıyorlar yazı ve şiirlerinde.
Mesela diyelim Abd, ne işi var sağda solda değil mi? Onca askeri gemilerle oraya buraya neden gönderiyor askerleri veya bu sistemi nasıl sürdürüyor. Çok savaşmak istiyorlar ise, devlet başkanları çıksın ringe değil mi? Ekseiyetle ordular fakirleri askeri sistem içinde oraya buraya insan avlaması için gönderiyor. Abd dünyanın en bilinen ülkesi olduğu için bu örneği verdim, Siz buna istediğiniz ülkeyi veya devleti ekleyebilirsiniz. Yani bir nevi ortaçağ kültürü bu.. İmparatorluklar ve dinler çağının yansıması..
İmparatorlukların barbar çağ yaşantısı olduğunu biliyoruz, dinlerin ise artık devrinin geçtiğini ayan beyan görüyoruz. Ülkemiz için Hac tapıcılığı yapanların yaş ortalaması 60 olduğu açıklandı. Daha bu hafta bir haberde Hindistan’da dinsel bir bayram veya toplantıda yüzlerce kişi öldü. Yani kalabalıktan öldü. İzdiham...
Belki 8 yıldır belki 5 yıldır, bir şey geveleyip duruyorum. Yeni nesiller daha lise çağlarında toplu intiharlara yönelecekler diye.. Yeni nesillerden maksadım, birazcık X genellikle Y ve Z kuşakları. Okuduğum son 6 aylık haberlerde belki de algıda seçicilik diyebiliriz, eşini ve çocuklarını öldürüp sonra intihar eden insanlar genelde ve ortalama Y kuşağının içinde.
Her coğrafyanın, bölgenin veya ülkenin kendi nesil bilinci içinde yaş gruplarının düşünceleri değişebilirse de artık küresel haber alma ve dünyayı tanıyan veya tanığını düşünen insanların sorusu belli.
Ulan ben niye yaşıyorum bu kahrolasıca veya vahşi dünyada. Karşıdan bir ses yankılanıyor, o zaman geber.
Yine ülkemizde bir camii imamı öldürüldü sanırım, istanbulda bir cami imamı. Katilin ifadesini okudunuz mu neden öldürmüş imamı. Özetle şöyle: evet, camide imamlık yapıyor ama sanki kafir gibiydi. İçimde bir galeyan ve öfke duydum ahir zaman fitnesine uğradım sonrasını hatırlamıyorum gibi bir ifadesi vardı. Öldüren kişi yine İslam üzerine veya din üzerine bir kaç düşüncesini belirtiyordu.
Yine bir haber daha, yanlışım yoksa ( lütfen teyit edin) Çanakkalede ülkücü bir ailenin evladı Pkklı biriyle insan kaçakcılığından tutuklandı, babası Mhp’den istifa etti sonradan.
Sonra Rusya’da Çeçen Müslümanlar Rus ordusunda Ukraynaya karşı savaştı.
Sadece günümüz mü, mesela Yıldırım-Timur savaşında mezhep ve meşrepler devreye girdi. Din araya girdi.
Lakin son yüz yüzyılların savaşları ise enerji için... Belki yakında su savaşları başlayacak.. Dünya bilinen tarihinde en kalabalık nüfus yoğunluğuna sahip.
Tüm bunların yanında yeni nesillerin zihinleri, düşünceleri, hayalleri ise artık dolmuş, daha ileri bir medeniyet veya yaşam şekli düşünmenin yolları tıkanmış.. Hal böyle olunca yukarıda bahsettiğim iki örneğe benzer bir şekilde herhangi bir yaşlılık veya zorunluluk halinin dışında ölüme gitmek, güncel tabiriyle moda olmaya başlamış...
EEE ne yapacak bu insanlar, neyi hayal veya umut edecekler. Ortaçağ kaçkını cennet cehennem düşünceleri veya Tanrı kavramı yetecek mi bu insanlara.
Çok olanın değeri olur mu? Ekonomik bir sorgulama mesela, altın dünyada az olduğu veya bulunduğu için mi değerli yoksa insanlar altına bir değer atfettiği için mi? Eee insan nüfusunun bu kadar artması İnsan yaşamının değerini mi azaltıyor.
Güney Kore ulusal ... ne derler, aklıma gelmedi, ulusal felaket ilan ediyor doğum oranı azaldığı için.. Yeni nesillerin doğum veya doğurmakla alakaları ne kadar ki? Yine ülkemizde de doğum oranı hızla azalıyor,
Bırakınız 35 yaş ve üstünü 20 yaşındaki insanlar dünyayı görmüyorlar mı, herkesin elinde telefon, evinde internet ve dünyadaki yaşam formunu yaşam kültürlerini hatmetmiş veya bir şekilde o haberle bu haberle ne olup bittiğini anlamış, zihin milyon milyar triyonca görüntü ile dolmuş, bu vahşi dünyada yaşamaya ne hacet veya yeni bir insan meydana getirmekle o insanı da bu vahşetin içine mi atalım diyorlar mesela.
Japonyada canlı insan derisi üretildi, artık yapay insanlar aynı tüfeğin, mikrobun ve çeliğin dünyaya yayılması gibi robotumsu olarak yayılmayacak mı dünyaya.
Yapay Zekalar, internette kendilerini insan olarak tanıtmaya başlıyor. Yakalanıyor lakin ne kadar daha yakalayabileceksin...
Size bir soru sorabilir miyim? Simanız veya yüzünüz ne kadar önemli sizin için? Yapay Zeka resminizi ele geçirdi mi her şekilde kullanabiliyor, hatta insan sesini birebir taklit ediyor. Haberlerde görürsünüz yine bir kaç ünlü ismin sesi yüzü birebir kopyalanıp kullanılabiliyor...
Yine iha ve sihalar, uydu vasıtası ile bir tuşla suikast düzenlemeler...
Artık tapıcıdan faşistten dinistten komünistten eski akademik cemiyetçilerden dünya kusmak üzere, bu çağa ait değilsiniz. Eğer cins kedi iseniz, ölünüzü göstermeyin bari.
Knut Hamsun Toprak Yeşerince adlı romanında İshak ve İnger adlarında iki karakteri anlatır. Anlatsın ne olacak ki, yeni okuyanlar için bir hayat tarzı sunar sadece, lakin günümüzde yaşam ne demek sorusunun cevapları mı değişiyor yoksa yaşam anlamını mı, değerini mi yitiriyor.
Birbiriyle savaşan iki kültürün savaşı bırakması için ne gerekiyor, ortak bir düşman.
O yüzden bir an önce yapay zeka mı insana düşman olacak yoksa dünyadaki elektronik dalgalardan şüphelenen orada ne oluyor diye Samanyolundaki küçük bir gezegeni radarına alan uzaylı üstün bir tür mü ortak düşmanımız olacak da insanlar, yeni bir birlikteliğe, saygıya ve birbirleri için özveriye daha çok mu yakınlaşacak? Hangisi daha önce gerçekleşebilir.
Demokrasi de demokrasi, sandık da sandık...
Oy sayımlarında; her oy için
18-25 yaşın oyu 4,
26-40 yaşın 3,
41-60 yaşın 2,
60 ve üstünün oyu ise 1 olarak hesaplansa daha mantıklı olmaz mı ve hukuki ve adaletli olmaz mı?
Yine geçenlerde bir haberde, ülkemiz için, yanlışım olmasın ( teyit edin) 66 veya 68 yaşın üstündekilerin bazı araçları kullanmaları yasaklanıyor, ee peki interneti kullanmaları neden yasaklanmıyor. Yani önümüzdeki kuşak atlamalarına kadar belli bir üst yaş sınırı getirilebilir internete de... Mesela 2040 veya 2050ye kadar..
Adamlar veya kadınlar gelmişler 70-80 yaşlarına hala devlet yöneteceğiz diyorlar, laa yeter gari, batırdınız dünyayı daha ne istiyorsunuz ya hu. Trumpla Biden’e söylüyoruz ya, kızım sen anla babında...
İnsan, dünyadaki türlerinden ve yeni bir tür olan yapay zekalı robotumsulardan ve uygulamalardan kendini nasıl koruyacak bu çağda?
Çoban sürü kültürü veya av avcı kültürü bu çağa uymuyor ha keza peygamber ümmet, imparator tebaa, şeyh mürit, başkan ve üye kültürü bu çağın kültürüne, düşüncesine uymuyor.. Çok yeni ve garip çağın başında gittikçe derine batıyoruz. Şaka gibi sanki.. Nasıl bir oyun bu ya hu, ben bu oyunu bozarım ...Bok bozarsın ...
Her insan... Vb vs..
Leyn Dünyevi, hırbo, yeter oğlim, iyice çorba olmuş zihnin... git zıbar be... Gecenin bu saatinde kem küm edip duruyon...
He ya... Aynen öyle...
Ya hu sana ne aristodan, ibni sinadan, mete’den, cengizden musa isa muhammedden ... veya son yüzyılda bir şekilde kalabalıklara isimleri ezberletilmişlerden... Ya hu hala bunlardan bahsediyoruz çoğu zaman... Ölüler için, yaşayanlara vahşet uyguluyoruz..
Ölüye saygı gösterdiğiniz kadar yaşayana saygı göstersek mesela..
Ley Dünyevi, yat zıbar deyom... uyu uyu uyanma ya hu... Taşımakta zorlanıyorsan kafanı kirala oğlim.. herkes kafasını birine kiralasa enflasyon da sorun olmaktan çıkar galiba...
Zaten bir bakanımız var her lafında vergi de vergi ... Vergi kadar göktaşı düşsün başına emi...
Dünyaya yeni bir düşünce yayılıyor ama bu düşüncenin ne olduğunu bir türlü bulamadım arkadaş... ara ara sonuç yok... İyisi mi uyumak...
İyi geceler dostlar
Sürçi klavye olduysa klavyeme şekerli tuzlu su dökülsün...
En sevenlerinize emanet olunuz demiş miydim? Çünkü kin ve nefret de çok yayılıyor...
Sevenlerinize emanetsiniz...
Y.
YORUMLAR
Nesildaşım geç gelen tebriği tebrikten saymıyorum dersen anlarım:)))
Tabii bir defa daha okudum yazını bu bahane ile iyi oldu. İnan bu yaziyi bu şekilde toparlamak oldukça zor. Onca soruyu bir hizaya getirip anlamlı bir bütün yapmak.
İçerikle ilgili oldukça fazla sözüm var ama sohbet olarak daha akıcı olurdu. Yine karşılıklı çay içmenin imkanına eriştigimiz zaman, işte o zaman uzun bir sohbet konusu olur bizim için.
Eksik olma dilerim. Tebrikler yeniden.
Sağlıcakla kalasın.
Güzel ve önemli meselelere kafa yoruyorsun dostum kutlarım seni. Psikolojik ve sosyolojik derinliği olan güzel bir yazı. Fırtına kopartmışsın beyinlerde... İnsan seneler ilerledikçe başkalaşıyor, zeka, bilgi artsa bile ''İnternet ortamında bilgiye ulaşmak çok kolay.'' sosyolojik ve psikolojik olarak bitme noktasında insan. Daha kötüsü nasıl olur diye düşünüyorum, daha doğrusu düşünemiyorum, gelecek çok karanlık gibi geliyor bana...
Günün yazısını bu kadar ilgiyle ve beğenerek okuduğum itiraf edeyim ki çok azdır, yine öyle olacak deyip ama sonuna kadar geldiğim her satırında,her cümlesini onaylayarak okuduğum yazınız için sizi haddim olmayarak da olsa kutlarım
o kadar haklısınız ki tüm düşüncelerinizde
Her satırına yürekten katılıyorum bu yazının
Sadece hayret ettim, konudan konuya geçişlerinizde. ki okuyanı da peşinizden sürüklüyorsunuz
ötenaziden başlayıp güney korenin nüfus azalmasına karşı nasıl paniklediğini okurken ve son cümlelerinizde ironiyi öz eleştiri ile ustaca harmanlamanız
Gülümsedim :)
Zaten dünyanın bu haline hunisini sevenler edası ile gülümseyip durmuyor muyuz ?
Bizleri sevdiklerimize emanet ediyor olmanız öyle güzel ki
Yüreğinize kaleminize sağlık ve çokça teşekkürler
Sizde en sevdiğinize emanet olunuz...
selam ile...
Sanırım yayılan düşünce ötenazi üstadım. İnsanlığa karşı yapay zekanın (kendinizi kapatın) fikrinin komutunu kabul ettirmek. Çünkü mekanik mantık sistemlerine göre en mantıklı sonuç insanların kendi butonlarına basması ve kendini kapaması. Sezdirmeden bunu aşılıyor yeni patronumuz yapay zeka.
CAN-İ tarafından 4.7.2024 05:30:54 zamanında düzenlenmiştir.