ÇIKMAZ SOKAK
Çıkmaz sokaktan arak extacyi beynime çaktım ve Üç katlı diskonun metal merdiveninden cigara dumanından hayalet kisvesinde çıktım. beyin hücrelerim tahribata uğrayacaktı belki.Belki uyuşturucunun pençesinde şahlanarak adrenalin kusacaktı vücudum.Belki de vücudun bilinçaltındaki koruma mekanizması etkisiz kılınıp Açlık ve susuzluk hisleri de bastırılacak ve koruma mekanizmasında maraz oluşacaktı.
Yani hapı uzun süre kullananlarda ne olacaktı?
a) sinir hücresinde tekrar düzelmeyen hasarlar
b) kas yapılarında arızlar…
(diskonun birinci katında esrardan dumanlı kafalarla dillerini birbirine düğümleyip çiftleşen fuhşiyat köleleri uyuşmanın haplarıyla arızalı…)
c) vucudun doğal salgıları kana daha çok karışır ve
d) böylece karaciğer ve böbreĞİ tıkayıp işlemez hale getirir…
(ikinci kata çıkıldıkça uçurumda takla atan akbabalar üstünde volta attıkları karaciğer ve böbreği tıkanmış cesedin çekirdeğinden kemiğini ayıklıcaktı)
e) yüksek tansiyonla beyin kanaması
f) düşük tansiyonla bayılmalar hatta ölümler…
(üçüncü kat geniş bir terastı; metal boruyla çevrilmiş, dörtyanı zonklayan hoparlör kolonuyla donatılmış girişin sağında dekore edilmiş bar konsolünde yaslanıp,tepişenler, çiftleşenler,votka, bira, kadehiyle sendeleyip kusanlar, yüksektansiyondan kanamayla ölenler ve barın hemen solunda yukarı kıvrılan metalik merdivenin piton gibi sonsuzluğa ağması….)
...mısra çakıldığında bir takım kimyasallar sonucu seratonin aşırı dozda beynimde salgılandı ve serotonin hormonunu algılayan reseptörler seratonin bombardımanına tutuldu.beynimin bahçesinde ateşten çiçekler açıyordu ve ateşli çiçekten olma çemberden azmış kaplanlar çığlık çığlığa atlıyordu.ardı ardına vucüda alınan kimyasallar, beyindeki seratonin seviyesini sıfıra indirdi ve o andan sonraki alınan hapların hiçbir etkisi yoktu. depresyonun derin dehlizinde kurban gibi boğulup gidecektim sanki; dehlizlerde idamını bekliyen depresyonlu bir fareydim. Sıkıntının urganıyla darağacının dibinde cartayı çekecektim...
boğulup gidecektim işte, bu şehvete ilikli düğmelerin,alkolik salyanın, sentetikle alev almış timsahın, aygır gibi fallusların kapanında.. . bataklıkta kaynaşan timsahın dişinde...
Mekanda çözülen janjanlı cinnetin, körük gibi inipçıkan nefsin, dekolteden taşan kaşar göğüslerinin ve bodyguard tişörtünün symbiote gibi sardığı apollon heykeli arasında ,
çarmıha çakılmış halde ölecektim..
bu gürültülü disko; içinde lağım sularının gürül gürül aktığı, farelerin birbirine veba bulaştırdığı foseptik çukuruydu. yeraltından lanetli uğultu geliyordu. alkolün kamçıladığı insanların azgınlığı, öfkeli bir gazabı yeryüzüne çağıracaktı…birden beynimin kadrajı kabusa açıldı. Dehlize bölünmüş İşkence mekanı kırbaç gibi hatıranın kamburunda şakladı… .
KABUSSEKANSI
graffiti işliyor iblis diskoda
Fahişe nefse peşkeş çekiliyor
şehvet çakmak için şırınga kuşları,
Damara doluyor kabuslar
Hüznün tutanağı intihar
şizofren yılanı mezarlıkta
Fabrikada dokunuyor nefsim
kaldırım tozunda kuş çığlığı
Diskoda uluyor şeytan
zehirle fiştekli müptela
çiviler arasına sıkışıyor çarmıha
graffiti işleyen örümcek ağında
gürültüyle akıyor kusmuklar
çürümüş kurukafa orada
ejder ağzından duman
burda birden beynimin kadrajı kabuslara kapandı.
ve işkence gören tüm günahkar ahali organların matkabıyla delinen lağım çukuruna ağır ağır battı. batışımız gelecek kavimlere bir ibret vesikası olacaktı. arkeolojik kazılarda ibret niyetine kalıntılarımız çıkartılacaktı. günahkar uygarlığın çiftleşerek çoğalan çocuklarıydık biz.ibret niyetine çıkacaktı topraktan birbirine kenetlenmiş iskeletimiz, birbirine çiviyle çakılmış kafataslarımız, çatırtıyla öpüşen kemiklerimiz ve farelerin kemirdiği şehvetten delirmiş cesetlerimiz.. ağırağır çıkacaktı bu sulardan… depresyonun dehlizinde kurban gibi boğulup gidecektik hepimiz; idamını bekliyen depresyonlu bir fareydik. sıkıntının urganıyla zindanların dibinde cartayı çekecektik …
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.