Aşkın Ötesi
Seni öyle özledim ki diyemem, özlemedim de diyemem. Hani o ilk sözleştiğimiz ve buluştuğumuz yer var ya, o birlikte bulunduğumuz taş kaldırımın senin ayakkabının altında olan o taşı, evet o taş şimdi evimin en güzel yerinde…
Evet, biliyorum senin hakkında her şeyi. Kocanla nasıl tanıştınız, iki çocuğunuzun karakter olarak hangi atalarına çektiler, geçen yıllarda annenin ölümünde bile ailecek uzaktan çekilmiş fotoğraflarınız var bende. Baban çok iyi bir insandı, şimdi huzurevinde. Ne kadar isteseniz de sizin yanınıza taşınmadı.
Hayır, hayır asla eleştirmiyorum seni, kimseyi eleştirmiyorum artık. Lakin seni ve senin sevdiklerini tüm gücümle koruyup kollayacağıma söz verebilirim. Çünkü sen bilmesen de ben hayatımı sana adadım sadece.
Lisede ilk buluştuğumuz pastahane var ya, onu da satın aldım, bize ilk çay ikram eden garsonu da buldum, kasada duran çalışanı da, olgun bir ücret karşılığında onlar işletiyorlar şimdi orayı. Sadece bir gün belki hani son nefesimizden önce yeniden orada çay içme ihtimalimiz olabilir diye ayarladım, yaptım bu işleri de.
Senin benimle konuştuğun o ilk telefon var ya hani, koyu yeşil renkli, çevirmeli telefon, taşınırken kaybettiğinizi sanmıştınız, o da bende.
Çocuklarının biri 19 diğeri 13 yaşında, çocuklarının en yakın arkadaşları hakkında da tüm bilgiye sahibim.
Kocanın, kendi kardeşine ne kadar düşkün olduğunu da biliyorum, onun için kardeşini işe yerleştiren de bendim. Yine kocanın tüm alışkanlıklarından da haberdarım senin tüm alışkanlıklarından haberdar olduğum gibi.
Dedim ya, sana ait olan her şey, seninle ilgili olan her şey benim en kutsalımdır, kutsal demek bile yetersiz kalıyor ya, nasıl tarif edeyim bilemiyorum.
Kızının biyoloji dersinden kötü olduğunu sen de biliyordun, kızına biyoloji dersini sevdiren öğretmene de çok dolgun bir ücret ödedim, o öğretmenle defalarca konuştum, ilk başta para almayı kabul etmedi ama bir çocuğa bir dersi sevdirmek epey güç olduğu için fazladan zaman harcaması gerekiyordu. Ama sen o öğretmenin adını bile unutmuş olabilirsin.
Sakın çocuklarının geleceğinden endişelenme. Kocanın iş yerinde yükselmesini de ben sağladım ondan da endişelenme. Hiçbir maddiyatı sorun etme, senin mutluluğun için koca koca devletleri de yıkarım istersem, ülkeleri de parçalar, ülkeleri de birleştiririm. O denli güç sahibi oldum zamanla. Lakin senden asla vazgeçmedim.
Kocanın aklına aile mezarlığınız olma fikrini de ben üfledim bir şekilde. Senin gömüleceğin yeri de biliyorum, şimdiden oradan toprak bile aldım bir saksıya, en sevdiğin çiçekleri yetiştiriyorum o saksıda, eğer benden önce ölürsen, o çiçekleri ve toprağı ait oldukları yere geri ileteceğim. Belki o an benim de kalbim durur, yaşım epey ilerlemiş olur mezarının başında veriveririm son nefesimi.
O gün iyi ki ayrılmışız, eğer ayrılmasaydık, ben bu kadar güce kavuşamazdım. Yurtdışı tatili çıkmıştı ya bir ara size. O tatili de ben ayarladım, ancak gidememiştiniz son anda. Yurtiçinde yaptığınız tüm gezilerden de haberdardım.
Günlük yaptığınız harcamalardan, en sevdiğiniz yemeklere birer birer, oğlunun en çok sevdiğini yemeği de biliyorum, ayda ne kadarlık fatura ödemesi yaptığınızı da..
Diyorum ya, sana ait olan her şey benim en çok önem verdiğim tek şey. Altı yıl önce bir kavşakta küçük bir trafik kazası atlatmıştın ya, hani arabanın sağ farı değişmişti, kaportada fazla bir şey yok idi, hangi tamirciye gittiğinizi de biliyorum, elinin değdiği o kaza tutanağı bile bende.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.