- 386 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
KAR TANELERİ
Kar yağarken bulutlardan salına salına yeryüzüne düşen kar tanelerinin yapılarını hiç merak ettiniz mi? Ben ettim. Elinizi uzattığınızda üzerine düşen kar tanelerinin erimeden önceki o muhteşem görüntüsü görülmeye değerdir. Hiç birisi birbirine benzemeyen altıgenler şeklindedirler. Milyonlarca farklı altıgeni merakla izlemek bir başka haz verir insana. Yine merak etmişimdir; nasıl olur da bu altıgen şeklindeki kar taneleri birbirine dokunmadan yeryüzüne kadar inebilir?
Merak her zaman sizi araştırmaya sevk eder. Bu konuda tarih boyunca insanlar kafa yormuşlar. Bilimsel gelişmeler ilerledikçe de birçok sonunun cevabını bulmuşlar.
Kar, sıcaklık 0°C’nin altına düştüğünde, havadaki su buharının aniden soğuyarak katı hale geçmesi ve oluşan küçük buz kristallerinin birleşmesiyle ortaya çıkan bir yağış türüdür. Küçük buz kristalleri havadaki küçük bir parçacığın, örneğin bir toz taneciğinin üzerinde birikir ve büyüdükçe yere doğru düşmeye başlar. Bir kar tanesinin yaklaşık 15-16 dakikada yere indiği tespit edilmiştir.
Kar tanelerinin neden altıgen olduğu konusunu bazı bilim insanları suyun moleküler yapısıyla ilişkilendirseler de, aynı altıgen yapının uzaktaki bir ışık huzmesine baktığınızda yine altıgen görülmesi ve daha önemlisi bal arılarının neden altıgen şeklinde balmumu dokudukları tam aydınlatılabilmiş değildir.
Kar taneleri neden birbiriyle çarpışmaz?
Çarpışabilir veya birleşebilirler. Ancak bulutta oluşan kar veya yağmur taneleri, bulut içerisinde yükselme ve alçalma hareketleri yaparken genellikle elektriksel olarak yüklenirler ve aynı buluttan gelenler aynı yükle yüklenir. Bu yüzden havadayken birbirlerine elektrostatik kuvvet uygulayarak uzak kalabilirler.
Kar kristallerinin bir araya gelmesiyle oluşan kar taneleri ışık ile etkileştiğinde, kar kristallerinin kendilerine özgü altıgen şekilleri nedeniyle, bir kristalin yüzeyinden diğerine yansıyarak yön değiştirir. Kar tanelerine çarpan bütün dalga boylarındaki ışınlar eşit derecede yansıdığı için de kar beyaz görünür.
Doğada hangi maddeye bakarsanız bakın, ister canlı maddeler, ister cansız maddeler, hiçbirisi tıpkı kar taneleri gibi birbirinin aynı değildir. İnsanlar ve hayvanlar da birbirinden farklıdır. Birbirine tıpatıp benzeyen bir canlıya rastlayamazsınız. Her canlının davranış özellikleri, bir başka ifadeyle karakterleri de farklıdır.
O halde neden insanlar birbirini anlayıp farklılıklarını normal karşılamıyorlar. İnsanlar birbirine benzesinler diye değil, birbiriyle barış içinde yaşasınlar diye yaratıcı bize birçok örnek göstermiştir. Biz ise doğadaki bu “hikmet”leri anlamamakta ısrar ediyoruz.
Bu durum doğadaki nizama da aykırı değil midir?