- 213 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
YOKLUK ANILARIM-3
Peynir Yemeye
Bir halam vardı İstanbul’un başka bir semtinde. Oraya zaman zaman yatılı giderdim. Halamın çocukları gibi kahvedekiler de kafa dengi olur, hoş vakit geçirirdim.
Bir şey vardı ki kahvaltılarında peynir bulunurdu. Bunun ne önemi var denilebilir ama gerçek şu ki bizim kahvaltımızda bulunmazdı. Yalnızca zeytin ve sana yağı bulunurdu. Zeytinin de pazarda en ucuzu hangisiyse o alınırdı. Bütçe ancak buna elveriyordu…
Bir defasında halama demiştim ki: “Ben buraya peynir yemeye geliyorum.”
Şaka olsun diye söylemiştim ama gerçek payı da kesin vardı…
Bazen uzun süre halamlara gitmediğim olursa halam beni nerede görse “Senin artık peynir yiyesin gelmiyor mu?” diye sitem ederdi.
Noter
Öğrenci kredim çıkmıştı. Taahhüt ve kefalet senedi yaptırmak için notere gitmem gerekiyordu. Ama notere verecek param yoktu. Evimizin karşısında bir konfeksiyoncu dükkânı vardı ve orada iki kız kardeş çalışıyordu. Utanarak da olsa onlardan borç 20 lira istedim. Kırmadılar beni ve derhal verdiler… Uzun süredir noterle işim olmadığından bu paranın yeteceğini tahmin ediyordum. Ancak hayal kırıklığı yaşadım. Ne kadar olduğunu anımsayamıyorum ama 3-5 lira daha fazla tutmuştu.
“Yanımda o kadar yok, kalanını daha sonra getiririm, isterseniz hüviyetimi bırakayım” dedim.
“Biz hemşeriyiz, gerek yok” dedi bir görevli. Belki de noterdi.
“Siz de mi Giresunlusunuz?” diye sordum.
“Hayır, Rizeliyim. Orası da Karadeniz. Hemşeriyiz” dedi.
Birkaç gün sonra paranın kalanını götürdüm.
O görevli, “Getirmene gerek yoktu ama getirmişsin” dedi.
Sağ olsun…
(devam edecek)
Kadir Tozlu
11.12.2023