VESAİRE -Roman -17'NCİ BÖLÜM
17’inci Bölüm
Melahat hanımın odası toparlanmış yoğun bakım ünitesi ve koidor derin bir sessizliğe bürünmüş Melahat hanımın hastaneden güle oynaya iyileşip çıkacağı günler hayal olarak kalmıştı.
Morg görevlileri Melahat hanımı soğuk Morg odasina yerleştirmiş otopsi ve ölüm raporu için doktor heyetini bekliyorlardı.Asuman hanım Hülya’nin yanına çıkmış refakatci olarak bekliyordu doktorların dediğine göre bir iki güne Hülya taburcu olacak ama bebeğin küvezdeki durumu bir kaç aya daha devam edecekti.Bu bile Hülya’nin içine taş gibi oturmuş kucağına bile alıp emziremedegi çocuğunu hastaneye teslim edip gidecekti."Rabbim hakkımızda hayırlısı ver Yarabbi"dedi Asuman hanım yüzü asık "Köpeklerin duası kabul olsa gökgen kemik yağardı akılsız kızım ben hastane koridorlarında yoğun bakımda kardeşimi kaybettim senin yüzünden bir hiç ve bir piç uğruna pisi pisine kardeşimi toprağa verecegim neyin hayiri "diye sert bir ifade ile cevap verdi Hülya’ya.Hülya suskun kalarak gözlerinden sicim gibi gözyasını akıttı yüzünden çenesine gelen gözyaslari geceliginine düstükten sonra yüregine saplanir gibi idi.
Mert doktor kontrol için Hülya’nin odasına girdi."Nasılmış çiçeği burnunda annemiz"dedi Hülya başı önde "Bu gün biraz daha iyiyim hocam "dedi.Mert "Hocam"kelimesini duyunca biraz şaşırdı bozuntuya vermeden Asuman hanıma dönerek "bebeğin durumu gayet iyi her geçen günde iyiye gidiyor meraknedilevek bir durum kalmadı artık gelişimini tamamlamayı bekliyecegiz inşallah bir kaç ay sonra taburcu ederiz bebeği de "diyerek geçmiş olsun dileklerini iletip odadan ayrıldı.
Asuman hanım koridorda Mert doktorun arkasından giderek "Mert oğlum hastane masrafları ve diğer maddi sorumluluklar konusunda konuşabilir miyiz"dedi Asuman hanim konuyu açınca "Mert doktor, Melahat hanımın vefatının ardından aileye destek olmak için elimizden gelen yardımı yaparız inşallah bunu dert etmeyin" dedi
Asuman Hanım başı önde mahcup bir şekilde "Allah razı olsun oğlum rabbim ne muradın varsa versin inşallah"diyebildi
Mert Doktor"Asuman hanım,hastane işleri böyledir işte sizi annem gibi gördüm ve hastanede bulunduğunuz sürede sizin fedakarlığınızı ve aileyi bir arada tutmanızı takdir ile karşıladım Melahat hanım vefatı ile üzüldüm ama biliyorum ki bu aileye Melahat hanım gibi sizde kol kanat gerip Anne yarısı olarak her türlü desteği vereceğinize inanıyorum "dedi
Asuman Hanım: "Mert oğlum yardım ve önerileriniz için teşekkür ederim. Bu süreci atlatmak için elimizden geleni yapacağız. Aile olarak birlikte hareket ederek bu zorluğun üstesinden geleceğiz inşallah" dedi
Yeşilyurt kasabası sabahı her zaman günlük güneşlik pırıl.pırıl.olurken bu gün gökyüzü bile mateme bürünmüş hafif sağanak yağışlı ile birlikte gökyüzü de Melahat hanımın vefatına gözyaşı döküyordu sanki.
Melahat hanımın cenaze töreni oldukça dokunaklı ve hüzünlü bir atmosferde gerçekleşti. Mahalle sakinleri, dostları ve aile fertleri cenazeye katılmak için toplandılar. Cenaze namazı için merkez camiye getirilen naaş musalla taşında bekliyor ögle namazından sonra cenaze namazı kılınacaktı.yagmur şiddetini biraz artırmış cenazeye için bekleyenlerin yüzlerindeki sahte gözyaşlarını gizler gibiydi.
Cenaze namazı, cami imamı tarafından kılındı Asuman hanım, Melahat hanımın tabutu başında duruyor ve dua ediyordu. Merve, Tekin ve Murtaza annelerinin tabutuna yaklaşarak son dokunuşları ve ağıtlarını yakarak annelerine veda ettiler.
Sırrı ve Hülya cenaze törenine katılmamıştı. Sırrı Kendi vicdanında yaşadığı suçluluk duygusu Hülya’nin yanında kalmayı tercih etmis Hülya’da Hastanede yatışı devam ettiği ve dikişlerin tam olarak kaynaması nedeni ile Mert doktorun uygun görmemesi ile hastanede kalmışlardı
Bir yandan Sırrı ve Hülya’nın Hastanede kalmaları daha hayırlı idi.Yakin akrabalar Hülya’nin durumunu öğrenmiş ,konu komşuda Hülya’yı sorduklarında acil hastaneye yattığını ve kontrol altında olması gerektiği için doktor tarafından uygun görülmediği için cenazeye katılamadığını soylediler
Cenaze töreni boyunca hüzün ve sessizlik hakimdi. İnsanlar, Melahat hanımın hatıralarını paylaşarak ve dua ederek onu son yolculuğuna uğurladılar. Tören sonunda cenaze, mahalle mezarlığına defnedildi.
Sırrı, hastanede Hülya’ya destek olmaya çalışıyordu. Hülya, Melahat hanımın vefatının ardından duygusal bir çöküntü yaşamıştı ve Sırrı, onun yanında olmak istedi. Bu zor dönemi birlikte atlatmaya çalışıyorlardı.Hülya Sırrının yüzüne bakarak"Bundan sonra ne olacak "dedi Sırrı "ilknonce acil bir düğün yapıp itibarimizi kurtaralım"sonrası ne olacaksa olur" dedi Hülya sınırlı bir şekilde "Neyin itibarı haysiyetsiz adam neyin itibarı annem toprağa girdi sayende ben bu şekilde aleme rezil oldum hapishanede ki tavırların neydi öyle Benden değil,başkasından peydahlamışsındır, kimim pici ise git bul babasinı diyen sen degilmiydin adı köpek şimdi ne diye evleniriz diyorsun benim hayallerimi hayatımı yıktın benden sana evinin karısı olmamı bekleme.ben bundan sonra yaşayan ölüyüm artık sadece kucağıma dahi alamadığım çocuğum için var olacağım "dedi sinirli bir şekilde.
Sırrı odayı terkedip çıktı Hülya’nın yanından.
Melahat hanımın vefatı aileyi derinden etkilemişti ve birlikte bu acı kaybı paylaşıyorlardı. Cenaze töreni, Melahat hanımın hatıralarını yaşatmak ve vedalaşmak için önemli bir anıydı
Asuman hanım.kapinin girişine sandalyeye oturmuş garip garip başını öne eğmiş derinlere dalıp gitmişti.
Komşular kendi aralarında konuşurken Mehtap hanım sessizliği bozarak "Ah, Melahat hanım gerçekten iyi bir insandı. Onunla pek çok güzel anımız vardı." Dedi.Arzu hanım "Evet, gerçekten özleyeceğim onu. Her zaman yardımsever ve nazik bir komşuydu." dedi.Kezban teyze "Duygusal bir şekilde Bugün kuran okuyarak ona dua etmek, onun huzurunda olmak istiyoruz. Melahat hanımın ruhuna Kuran okunacak"Dedi.
Helvalar hazırlanmış evde taziyeye gelenler ile dışarda bekleyen komşulara helva dağıtıldı.
Münevver teyze Kuran-ı Kerim’den Yasin suresini okudu rahmetlinin ruhuna Fatiha diyerek elini yüzüne sürdü .Rabbim Mekani cennet eylesin rabbim rahmet eylesin inşallah diyerek tüm kadınlar amin diyerek duayı tamamladılar .
Dua bitiminde mahalleli kadınlar Asuman hanıma başsağlığı dileyerek evden sıra ile ayrıldılar.
Merve bir köşede Murtaza ve Tekin bir köşede Asuman hanım koltukta oturuyor kimseden çıt çıkmıyordu Asuman hanım biraz cesaretini ve nefesini topllayarak "Çocuklar"dedi bundan sonra ki sürecte size hem.annelik hemde babalık yapacağım ve her zaman yanınızda olacağım" dedi.Murtaza elinin tersi ile göz yaşını silerek Asuman hanımın yanına gelerek "Teyze annemi artık goremiyecekmiyim "dedi Asuman hanım gözlerinden akan yaşı gizleyerek"kuzum artık bizi cennetten izleyecek annen ve her zaman senin iyi biri olmanın isterdi annenin dediği gibi hep iyi ol tamam mı kuzum" dedi Murtaza Asuman hanımın yüzüne öpücük kondurdu"tamam teyzem söz veriyorum" dedi
O gece kimsenin gözüne uyku girmemişti .Hülya ve Sırrı da hastanede garip garip bakınıyorum uyku tutmuyordu her ikisinde
Sabah ezanı okununca Asuman hanım abdest alarak sabah namazını kıldı köşe kanepeye geçip Kuran-ı Kerim okumaya başladı.Merve salona gelmiş gün doğumuna bakıyordu suskundu.
Asuman hanım duasını yaptıktan sonra Merve’nin yanına gidip saçlarını okşayıp "Kuzum uyusaydın keşke biraz sende perişan oldun" dedi
Merve "Teyze hastane parasını nasıl odiyecegiz elde yok avuçta yok ne yapacağız "dedi Asuman hanim "Kuzum senin derdin de bu mu sen merak etme ben gereğini yapacağım "dedi
Asuman hanımın tek dayanağı Mert doktorun dediği "Biz gerekli yardımı yapacağız "sözü idi inşallah bir yardımı dokunur yoksa o kadar masrafın üstesinden nasıl gelebiriz ki "dedi kendi kendine .l
Öğleye doğru hastaneye gidip Mert doktor ve Hülya’nın durumu hakkında bilgi almak için dolmuşa binip hastanenin yolunu tuttu hayat neler getirecekti kimse bilmiyordu işte gün doğmadan neler doğuyor ve daha neler görecekti
Dolmuş toprak yolda sallana sallana ilerlerken radyaodan gelen ara ara frekansı değişip sözleri tam anlaşılmayan türküye kulak verdi
Her namede gözlerinden süzulen yaşları silerken kimseye belli etmemeye çalışıyordu
Yeşil yurttan çıktım,kar doldu çizmem.
Beni bu gün için mi doğurdun annem.
Yaşadım yaşadım bitmiyor çilem.
Kayseri yollarında görmedim rahat.
Soyadım Güngörmez,adım Melahat.
Kızım.dogum yapmış bakkalın dölü.
Soldu bağlarımın en gonca gülü.
Ahvalim sormayın yasayan ölü.
Bilmem kimde idi suçlar kabahat.
Soyadım Güngörmez adım Melahat.
Kayseri’den artık cenazem gelsin.
Eş dost ölümü veremden bilsin.
Söyleyin bacima gözyasim silsin
Sürmedim dünya da keyif saltanat.
Soyadım Güngörmez,adım Melahat.
Ermedim dünyanin türlü sırrına.
Söz dinlemez kizanim.sarıl Sırrına.
Kim dayanır bu acıya kahrına
Kizanim des yarayı acıma kanat
Soyadım Gümgörmez,adım Melahat.
(ağıt tarafımca yasilmistir )
17’İNCİ B9LÜM SONU
(17/20)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.