VESAİRE -Roman -8'İNCİ BÖLÜM
8 inci bölüm
Sırrı ve Nuri, bakkal dükkânlarını işletmeye devam ediyorlardı. Hülya ve annesi hastaneye geldikten sonra, Nuri ve Sırrı Hülyayi ne aramış ne de sormuş nede iletişim kurmuslardi. Hülya, Nuri’nin maddi destek teklifini düşünüyordu, bu yardım onlara biraz rahatlık sağlayabilirdi. Ancak Nuri teklifini yapmış ama ısrar etmemişti, bu da Hülya’nın kafasını karıştırıyordu. Yardımı kabul etse bile ablası Merve’nin buna karşı çıkacağını biliyordu. Üstelik bu parayı geri ödeme konusu da bir sorun teşkil ediyordu.
Sırrı son günlerde dükkâna uğramamıştı, ayağının ağrısı bahane ederek evden dışarı çıkmıyordu. Nuri ise sürekli olarak Hülya’nın yokluğunu düşünüyor ve hastane masraflarını nasıl karşılayacaklarını düşünüyordu. Bir gün, Nuri, bakkal dükkânındaki depoyu soymaya karar verdi ve anlaştığı toptancı Selim ile bu işi planladı. Gece, hırsızlık yapmak için dükkâna gizlice girdi.Toptanci Selim "Nuri abi sakata gelmeyelim ,şunu gündüz gözü ile yapsak olamzmiydı hem gündüz ben mal teslim etme bahanesiyle dükkana kasa boş geli mallari yüklerdik abi "dedi Nuri kaşllarini çatarak "Kararı verdik bir kere malları yükledikten sonra aracı alıp kaybol ne sen beni tanıyorsun nede ben seni ,malların oarasini da kime teslim edeceğini biliyorsun ,hayır sever bir işadamının.size yapmış olduğu jest diyeceksin anladın m8 dedi"Şiiri tamam abi o kaonuda için rahat olsun ben gerekeni yaparım merak etme "dedi
Nuri Toptanci Sırri’ya depodaki malalrin karşılıgi paranın Hülya,ya teslim.edilmesini bildirmiş Selim’is bitiminde parayı teslim edecekti ,Nuri hırsızlıkla ilgil sigorta şirketine durumu bildirip çalınan malların sigorta karşılığı olan parayı teslim aldiktan sonra depoya malları tekrar koyacak kimsenin ruhu bile duymadan ellerine nakit para vececekti.Hem Hülya’nin hastane masrafları bir nebze sağlanmış hemde depodaki malları yenileri ile değiştirmiş olacaktı Nuri bu düsüncelerle depoya yanastirilan araca malzemeleri yüklerken bekçiler olayı fark etti ve Nuri’yi yakalamak istediler. Nuri kaçarken bekçiler tarafından sırtından vuruldu kan kaybı fazla idi ilk müdahaele ve ilk yardim bekçiler tarafından yapıldı olay yerine gelen ambulans ile hastaneye kaldırıldı durumu ağırdı.Bakkal dükkanındaki Hırsızlık olayını duyan Sırrı hızla evden çıkarak bakkal dükkânına ulaştı. Dükkanın önüne vardığında, polislerin ve mahalle sakinlerinin dükkânın etrafında toplandığını gördü. Herkes olayın nasıl olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Sırrı, telaşlı bir şekilde polislerin yanına yaklaştı ve hemen olayın detaylarını öğrenmek istedi. Polisler, Sırrı’ya durumu anlattılar: "Bir hırsızlık girişimi sırasında bekçiler tarafından vurulan bir kişi buraya getirildi. Bu kişi, dükkândaki malzemeleri çalmak isterken yakalandı."
Sırrı, bu haberi duyunca şaşkın bir ifadeyle polislere dönerek, "Benim dükkânımı soymak isteyen kim olabilir ki" dedi.
Polisler, Sırrı’ya hırsızın kim olduğunu henüz tam olarak belirleyemediklerini söylediler ve ifadesini almak istediklerini belirttiler.
Mahalle sakinleri ise bu olayı öğrenince şaşkınlık ve endişe içindeydi. Dükkânlarına olan güvenlerini kaybetmek istemiyorlardı, bu yüzden olayın aydınlatılmasını istiyorlardı.
Sırrı, dükkânının yanındaki yangın söndürme ekiplerini ve polisleri bekleyen kalabalığa dönerek, "Her şeyi aydınlatmak için elimden geleni yapacağım, lütfen bu olayın çözülmesine yardımcı olun" dedi.
Polisler, ifadesini almak üzere Sırrı’yı karakola götürdüler ve olayın nasıl gerçekleştiğini detaylıca anlatmasını beklediler.
Sırrı, karakola geldiğinde, polislerle birlikte ifadesi alınmak üzere ifade sorgu odasına alındı olayın nasıl gerçekleştiğini sorgulayan baskomsere
"Vallahi bilmiyorum kim yaptı neden yaptı komserim inanın bende bilmiyorum.kim benim malima göz diker ki yıllarca o mahallede esnafım ilk kez hırsızlık oluyor dükkanımda "dedi.
Başkomiser "şüphelendiğin biri varmı yada alacak verecek meselesi olan biri yapmıştır belki"dedi
Sırrı"Allah’a can borcum.haricinde kimseye borcum yok konserim vallahi de billahi de "dedi
İfadesini almak üzere yanındaki polis notlarını alırken,
Hastaneden gelen polis memurları sorgu odasına girerek hırsızlığın Nuri adında bir kişinin yaptığını söyleyince Sırrı "Nuri mi...Nuri mi" diye ağlamaklı ses tonuyla başkomsere döndü
Başkomiser "Nuri tanıdığım birisi heralde alacaklı yada husumetli mi"dedi
Sırrı "Yol başkomserim yanımda çalışan çırak haline acıyıp iş verdim.demek ki yılan beslemişim koynumda komserim" dedi
Sırrı, olayın detaylarını anlattıkça, polisler şaşkınlık içindeydi. İşte Nuri’nin bu hırsızlık girişiminin bir parçası olduğunu duydukları an, Sırrı’nın tepkisi daha da ağırlaştı. Sinir krizi geçirmek üzereyken, elleri titremeye başladı, gözleri daldı ve derin bir nefes aldı.
Polisler hemen yardım çağırmak için harekete geçti, ancak Sırrı, bayılmadan önce odada yere çöktü. İfadesini almak için toplandıkları masanın üzerine yığıldı.
Diğer polisler, Sırrı’ya yardım etmek için hızla harekete geçtiler ve acilen bir sağlık ekibi çağırdılar. Sırrı’nın bayılması, karakolda şaşkınlığa neden oldu.
Olayın şokunu yaşayan diğer polisler, bir yandan Sırrı’ya yardım ederken diğer yandan da olayın ayrıntılarını daha fazla öğrenmek için çabalamışlardı. Nuri’nin bu hırsızlık girişiminin içinde olduğunu öğrenmek, herkesi büyük bir şok yaşatmıştı.
Nuri’nin hastanedeki durumu ağırdı ve acilen ameliyata alınması gerekiyordu. Doktorlar ve hemşireler, Nuri’yi ameliyata alarak hayati müdahalelerde bulunmaya başladılar. Sırrı ise karakolda ifadesini vermiş ve olayın şokunu yaşamıştı.
İfadesini verdikten sonra, Sırrı bakkal dükkânına gitmek üzere karakoldan ayrıldı. Ancak içindeki öfke ve hayal kırıklığı o kadar büyüktü ki, dükkanın halini ve depodaki malların halini görünce öfkesinden deliye döndü.
Raftan aldığı ispirto şişesinin birini yerlere döküp çakmağı ile yerdeki ispirto nun tutusmasini sağladı dukkanin ortasında alevden bir kor oluşturdu alevin içine iki şişe ispirto şişesi atarak alevin büyümesini sağladı,
Sırrı, bakkal dükkânının tam ortasında büyüyen alevlerin içinde deli gibi bağırıyordu. Gözleri alevlerin parlaklığına karşı kaybolmuştu, ve her ispirto şişesi attığında öfkesi daha da büyüyordu. Nuri’yi lanetleyerek ve ona hakaret ederek alevleri besliyordu.
siniri o kadar artmıştı ki gözü hiç bir şeyi görmüyor yılların emeğini bir çırpıda mahvetmeye kararlıydı.kendini de yaksa umrumda olmayacaktı. Ara ara ateşe ispirto atıp "Nuri...Nuri şerefsiz haysiyetsiz köpeekkk" "koynumdaki yılan" diye bağırıyor sınırı arttıkça alevlerin içine ispirto kolisindn bir şişe daha fırlatıp alevlerin dağılmasına ve yükselmesine sebep veriyordu.
Bir ara, Sırrı’nın gözleri alevlerin içine odaklanmıştı ve sanki içindeki öfkeyi alevlerle birlikte dışarı atıyordu. Yanan dükkanın ortasında bağırırken, mahalle sakinleri, itfaiye ekipleri ve polisler bu felaketi izliyordu. Kimse Sırrı’nın bu kadar büyük bir tepki vereceğini beklememişti
Alevler yükselirken, Sırrı sonunda dışarı çıktı ve yere oturarak toprakları yumruklamaya başladı. İşte yılların emeği, birikimi ve hayalleri, şimdi küller halindeydi. Dükkânı ve depoyu ateşe vermek, Sırrı’nın içinde biriken öfkeyi serbest bırakmanın bir yoluydu, ancak şimdi ortada sadece yıkım vardı.
Olayın şokunu yaşayan mahalle sakinleri ve itfaiye ekipleri, yangını söndürmeye çalışıyorlardı, ancak artık çok geçti. Sırrı’nın çılgınca davranışı, mahallede büyük bir olay haline gelmişti.
Sırrı, yanmış enkazı izlerken yaşadığı bu kabusun sonuçlarıyla yüzleşiyordu. Hem Nuri’nin ihaneti hem de dükkânının yanması, onu derinden etkilemişti. Artık her şeyi kaybetmişti ve hayatı baştan sona değişmişti.Neriman hanım.yogun bakım odasında halen uyutuluyor tedavisi uyur halde sağlanıyor durumu stabildi.Mert ve diğer doktorlar bira daha zamana ihtiyacı olduklarını düşünüp şimdilik uyandirmamanın daha sağlıklı olacağına karar vermişlerdi zamana ihtiyacı vardı Neriman hanımın
Hülya, hastanede annesinin yanında beklerken içi karışık düşüncelerle doluydu. Neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu.
Mert, yıllar önce kaybolan bir kitabın tekrar ortaya çıkmasından son derece memnun ve mutlu idi Kitabın içeriğiyle ilgili bazı cümleler ve metinler onun için bir tür ikaz veya kader gibi görünüyordu. Ancak bu gizemli kitap ve ilişkilendirilen olaylar, onunla sınırlı değildi.
Hülya ve Mert’in tesadüfen gelişen ve gizemlerle dolu dünyasında Sırrının dükkani yaktigindan Nuri’nin Hırsızlik yaparken vurulduğundan habersizdi. Sırrı, dükkânının yanı sıra birçok şeyi kaybetmişti, çünkü Nuri’nin hırsızlık yapacağını ve sonra vurulacağını kimse tahmin edemezdi. Bu olaylar arasında yaşayan Sırrı, dükkânının yangınla yok olmasını da beklemiyordu.
Bakkal dükkanindaki yangın söndürüldü fakat mahallenin havası bir anda değişmiş yanık kokusu her tarafı kaplamıştı.
Yıllarca emeğin sonunda bir yığın kül yığını ve kor olmuş emeklerle umutlarda kaybolmuştu.
Polis ekipleri yerde oturan Sırrı’yı karakola ifade almak için götürürken yanan ve kül olan dükkanına son kez bakarak göz yaşlarına hakim.olamadi"Nuri...Nuri şerefsiz köpek.Nankör" diye bağıra bağıra polis aracına binip karakolun yolunu tuttular.
8’inci Bölümün Sonu
(8/20)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.