- 159 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ.
ANADOLU MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Mondros Mütarekesi’nden sonra Anadolu’nun ve Rumeli’nin çeşitli şehirlerinde, işgallere karşı kurulan milli cemiyetlerin 7 Eylül 1919 tarihinde Sivas Kongresi’nde birleştirilmesinden sonra oluşan yeni cemiyete verilen isimdir. Kurucusu, ilk ve tek Umumî Reisi Mustafa Kemal Paşa’dır.
13 Ekim 1919 tarihinde Müdafaa-i Hukuk Teşkilâtına Dair Nizamname hazırlandı ve bu nizamname tüm Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine gönderildi.
Buna nizamnameye göre Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, vatanın maruz kaldığı olaylar ile ve tamamen aynı maksatla millî vicdandan doğmuş olup her türlü fırka cereyanının dışındadır.
Cemiyetin amacı, Osmanlı vatanının bütünlüğünü, Saltanat ve Hilâfetin makamı ile Millî bağımsızlığın korunmasında Kuva-yı Milliye’yi etkin ve İrade-i Milliye’yi hâkim kılmaktır.
Bütün İslâm vatandaşları cemiyetin doğal üyesidirler. Örgütlenme, köy ve mahallelerden başlayarak nahiye, kaza, liva, vilâyet, müstakil liva taksimatına bağlı olacaktır.
Müdafaa-i Hukuk hareketi, İstanbul hükümetince İttihatçılıkla, Bolşeviklikle, Saltanata ve Hilâfete isyankârlıkla, Cumhuriyetçilikle, Asilikle suçlandı.
Sivas Kongresi’nde Fırkacılıkla ilgili uzun tartışmalardan sonra, Meclis-i Millî toplanıncaya kadar geleneksel İttihatçı yörüngesinde gelişen siyasetten uzak durularak, halkın birliğini bütünlüğünü sağlamanın zorunluluğu benimsendi ve 5 Eylül 1919 tarihinde İttihat ve Terakki Cemiyetini yeniden canlandırmaya çalışmayacaklarına, mevcut siyasî partilerden hiçbirinin siyasî amaçlarına hizmetçi olmayacaklarına ilişkin yemin metni hazırlandı.
Heyet-i Temsiliye Anadolu’da geçici hükümet rolünü oynadı. Çünkü, Heyet-i Temsiliye ulusal örgütlerin amaç ve ilkelerini eldeki araçlarla yurdun her tarafına yayıyor halka açıklıyor, örgüte güç kazandırmaya çalışıyor, mevcut ulusal örgütlerin varlığını ve devamlılığını sağlamak için çaba gösteriyor, bu örgütleri bir noktada birleştirmeye, bunlar arasında uyumlu bir bağ kurmaya özen gösteriyordu.
Cemiyet bir yandan ulusal eylemi halka indirici çalışmalar yaparken öbür yandan da Müdafaa-i Hukuk karşıtı olan Damat Ferit Paşa hükümetine karşı yoğun bir eyleme girişti ve bu hükümetin yıkılmasını sağladı.
21 Mart 1921 tarihinde tüm vilâyet ve mutasarrıflıklara gönderilen bir genelgede ARMHC’nin ülke ve millete yönelik görevlerini daha iyi yapabilmek için bu örgütlerin Meclis Başkanlığı ile daha iyi ve düzenli ilişki kurmaları istendi ve MH Merkez Heyetini oluşturan kişilerin ad ve şöhretlerinin Meclis Başkanlığına bildirilmesi belirtildi.
Cemiyet, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Halk Fırkası’na dönüştü.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.