VESAİRE -Roman -3'ÜNCÜ BÖLÜM
Sırrı ayağındaki sakatlığın devam etmesi ve artık eskisi gibi aktif olarak işleri takip edememesi nedeniyle anne babası çocuk yaşta ayrılmış ve dedesi Abddullah Efendi’nin yanında büyüyen ilkokuldan sonra okula gitmeyen Nuri’ye Bakkal dükkaninda çalısmasi için teklifte bulundu.
Nuri Abdullah bey ile Halime Hanımın torunlari idi Nuri in anne babası 3 yasında ayrilmalarindan sonra yanlarında kalmış ve evlatlarından ayırt etemislerdi Nuri’yi Nuri ilkokulu bitirdikten sonra hayata atılmış sanayi işciligi,ayakkabı boyacılığı,garson gibi işlerde çalışmış Temmuz ayında en son işi lokanta garsonlugu işinden ayrılıp kışa hazırlık ve kış odunu temin etmek naksadiyla Kıışlık odun ihtiyacıni karşılamak için ormanlık alandan odun kozalak getirmeye başlamıştı.
Nuri, 20 yaşındaydı ve bakkal deneyimi yoktu. Ancak Sırrı’nın yanında çırak olarak çalışmayı kabul ederek işe başlamıştı. İlk başta, bakkal dükkânının raflarını düzenlemek, temizlik yapmak ve toptancıdan gelen malları depoya taşımak gibi basit işlerle görevlendirildi. Nuri, bu yeni işine öğrenmeye istekliydi ve Sırrı’nın rehberliğiyle hızla işin inceliklerini öğrenmeye başladı.
Sırrı, Nuri’ye sadece işin teknik yönlerini değil, aynı zamanda müşteri ilişkilerinin önemini de öğretiyordu. Kasabanın insanlarıyla iyi ilişkiler kurmanın, sadık müşteriler yaratmanın ve bakkal dükkânının kalbinin müşteri memnuniyeti olduğunu vurguluyordu. Nuri, Sırrı’nın bu öğretilerini dikkatle dinliyor ve uygulamaya çalışıyordu.
Dükkanın önünden geçen kasaba sakinleri, Nuri’nin bakkal dükkanda çirak olarak işe başladığını ve çalıştığını görüyor bakkal dükkaninia ugramalarında ve dükkan önünden geçişlerinde hal hatır sorup ona destek veriyordu.
Kasabanın samimi atmosferi, Nuri’nin bakkal dükaninina gelen gidenlere çevresine alışması kolay olmuş işyerinin yorucu sıkıci olmaması Nuri’yi sevindiyordu.Sırrı da Nuri’nin çaliskanligindan dolayı işe almanın mutlulugunu yaşıyordu.
Hülya, babasının hastalığıyla ve ailenin zorlu durumuyla başa çıkmaya çalışıyordu. Sürekli hastaneye gidip gelmek, babasına moral vermek ve annesine destek olmak onun için büyük bir sorumluluktu. Ancak Hülya, güçlü bir iradeye ve ailenin bir arada durma gücüne sahipti.
Kasabanın sokakları, mevsimin değişmesiyle birlikte daha da hüzünlü hale gelmişti. Kışın etkisiyle kar yağışı sıklaşıyor, kasabanın beyaz örtüsü her yeri kaplıyordu. Ancak kasaba halkı, bu zorlu mevsime dayanışma içinde yaklaşıyor ve birbirlerine destek oluyordu.
Nuri’nin bakkal dükkânındaki işleri öğrenirken, Sırrı’nın sakatlıkla başa çıkma süreci de devam ediyordu. Bu süreçte Hülya, onun en büyük destekçisi olmuş, moral veren ve birlikte zaman geçiren bir dost olarak yanında kalmıştı.
Hülya babasinin rahatsızlığı ve hastane işlemlerinden dolayı Sırrı’yı ihmal ettiğini düsünerek bakkal dükkanina gitti.Bakkalin kapını süpüren Nuri Hül’yı müşteri sandıgından "Hanfendi Hoşgeldiniz" diyerek elindeki kar kürüme küregini kenara bırakarak Hülya’nın arkadasindan bakkal dükkanina girdi.
Sırrı kasada oturuyor vaziyette kısık ve ilgisiz bir ses tonu ile "Hoşgeldin" dedi Hülya bu olan bitene bir anlam verememişti ."Nasılsın diye sormaya geldim malum babamin rahatsızlığı nedeniyle seni ihmal etmiş gibi oldum şükür babamda iyi seni merak ettim nasılsınn"dedi Sırrı’ya,Sırrı kısık ses tonu ve samimi halden uzak "Gördügün gibi topal topal yasıyoruz"dedi başı önde .Hülya "Daha iyi olacaksın Rabbimden şifalar diliyorum inşallah "dedi.Sırrı Ayağına yumruğu ile vurarak ses tonununyükselterek "Topalım!!Topal sen ne sifasindan bahsediyorsun,Hem anam mısın babam mısın ne hali hatırı soruyorsun ezik halimi topal halimi görmek seni mutlumu ediyor yoksa "dedi
Hülya ne yapacagini ne diyeceğini şaşırarak "Amaaa...Amaaa"diyebildi elini dudaklarına götürerek.
Sırrı bacağındaki sakatlığı bahane göstererek Hülya’ya karşı ilgisizleşti ve "Defol ve arık gözüm.göresin seni Hülya "diyerek onu bakkal dükkânından kovdu. Hülya neye uğradigini şaşırmış vaziyette ağlayarak bakkal dükkanindan hızla ayrildi çünkü Sırrı ile aralarındaki özel bağın ve dostluğun sona erdiğini hissetti. hayatındaki en zor anlardan birini yaşarken.Nuri, bu olay üzerine bakkal dükkanindan çıkan Hülya ya yetiserek "Ağlamayın lütfen Sırrı abi son günlerde biraz daha duygusallaşti Sabah geliyor kasaya oturiyor ve öylece kalakaliyor,ben bile bazen bakkal dükkaninda yalnız başıma çalışıyor gibiyim eski neşesinden eser kalmadı "dedi Hülya Nuri’nin anlattıklarını hem dinliyor hemde gözyaşlarinı siliyordu.Yere bakan başını Nur’ye çevirerek "Ama "dedi "Hastane sürecinde hep yanındaydım ailesinden bile çok ilgilenen merak eden bendim" diyebildi " Nuri "Sırrı abiye yaptiklarınızı biliyorum yabana atılacak gibi değil yaptiklariniz Sırrı abinin ayağındaki sakatlığın yaratmış olduğu psikolojik etkisi diyelim,kasten yaptığı bir şey değil yaptığı davraniş "dedi
Nuri Hülya’yı onu teselli etmeye Sırrı’nın tavrının haksız olduğunu ve Hülya’nın bunu hak etmediğini söylerken. "Üzülme, Hülya. Sırrı’nın bu şekilde davranması onun sorunu, seninle ilgili değil. Sen güçlü bir insansın ve her şeyin üstesinden gelebilirsin."dedi
Hülya, Nuri’nin samimi ve anlayışlı yaklaşımına minnettarlıkla baktı. Onun teselli sözleri, içindeki acıyı biraz hafifletti. Hülya için bu zorlu dönemde Nuri’nin desteği çok değerlidir. İkisi arasındaki bağ daha da güçlenir ve bu yeni başlangıçlarına umut katar. Hülya, hayatının yolunu yeniden çizme fırsatını bulduğunu hisseder, ve Nuri’nin dostluğu onun için bir ışık gibi parlar.
3’ÜNCÜ BÖLÜMÜN SONU
(3/20)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.