- 182 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GAVGA EDİYOR SANIYORDUM
Nizipli Cennet’i küçük yaşta kaçırmıştı. Yokluk, yoksulluk, cahillik diz boyuydu. El gapısı görmek gerekirdi. Senin bir gapın daha var ,deyip dururdu. Biz çok yoksulluk çektik. Babamın bir sürü gızı vardı. Ehmet abicik tarlayı eker biçerdi. Anam bize tirşik bişirirdi. Yaz boyu pancarla garnımızı doyururduk. Yaz gelince avarlık çıkar. Dut yeter, nar ,incir,ceviz yeterdi. Tarhana yapardık. Bulgur çektirirdik. Andız bekmezine unu katıp bulamaç eder yerdik. Bulgur ununu aruna katar çörek ederdik. Tandırı atar çörek yapar yerdik. Üstüne de ağzımızı oluğa dayayıp buz gibi su içerdik. Yazın guru durulmazdı. Ağartısız olmazdı. Davarı helkeye sağardık. Sütünü tımbırığın üstünde bişirir, bazen de dibine dutdururduk. Yoğurdu suya ıslardık. Yannık da fişekle vura vura yağını çıkarırdık. Elci çavuşu bizi Tokmaklı’ya Yaycıoğlu’nun pambığını toplamaya götürürdü. Pambık yüzünden çocuklar okula geç başlardı. Gazandığımız yömiye ile halva , külek bekmezi, basma fistanı, yemeniyi…alırdık. Ana da yoktu baba da yoktu. Muradın Gızı ekmekten sonra bazlama yapmıştı. Hamırını az koymuştu. Gara Bekir acıkınca bir bazlamayı dürüp büküp hepsini bir hamlede ağzına doldurup yutmuştu. Tekrar isteyince de anası , az önce yemedin mi, haçan boğazına depdin ,demişti. Mintiğin Gızı’nın Nurettin, Hanifi, Fatoş ve Soner adında çocukları vardı. Birgün gocasından fiske görünce Gözelbeğli’deki Mintik Memmet’in evine dönmüştü. Birkaç gün galınca minnet ederek geri teslim ettiler. Gara Bekir çocuklara kötü davranıyordu. Elin çocuğuna niye biz bakıyoruz, diyordu. Geri verin şu neleti ,diyordu. Nizipli ev gaygısı daşımazdı. Çoru çocuğu düşünmezdi. Gün bulup gün yerdi. Mal beslemezdi. Bir işte çalışmazdı. İçer gezerdi. Gafayı bulunca sağa sola çatardı. Topal’ın avradına aşıktı. Hemen hemen hergün onlara giderdi. Ne iş olursa yardım ederdi. Hep boğaz tokluğuna çalışırdı.Kör Ehmet’in garısı ölmüştü. Bir tene bile çocuğu yoktu. İsgenderli’den göğ gözlü genç dul bir gadınla evlendi. Üç çocuğu oldu. Kör Ehmet birez yaşlıydı. Beli gambırlaşmıştı. Avrat gençti. Her yeri büngüldüyordu. Nizipli bu avradınan da lafı oluyordu. Avrat çocukları alıp Nizipli’nin evine çok gelip gidiyordu. Gızın gözleri göğüydü. Sanki biraz Fatoş’a benziyordu. Birgün anama demişti ki bu benim gızım. Avrat da gızını al oğlum. Ben senin gızına bakamam diye yarenlik ederdi. Tatar’ın Bayram’ının Hacı’sı vardı. Körün Gızı, bıyığını gıvradarak Kelten Hacı derdi. Avrat yatakta uzanmıştı. Gözü biraz yumulmaya başladı. Bayram’ın evi yakındı. Hacı on dört on beş yaşında ya vardı ya yoktu. Hacı çok gelir giderdi. Uyuyan avradı uyandırmak için yorganın altına girip ayağını gıdıklıyordu. Avrat hiç gıdıklanmıyordu. Hacı başka yerlerine de dokunmaya başladı. Kadın iyice yapılan bu masajlardan zevk almaya başladı. Hacı da sulandı, gadın da sulandıkça sulandı. Dayanamayıp işi bitirdiler. Bu dedi godu yayılınca Hacı pompalıyı çekip Kör Ehmet’in evini gurşunladı. İyice düşman oldular. Tarlayı sürerken traktöre de gurşun sıkınca jandarmaya habar verdiler. Jandarmalar Hacı’yı garagola götürüp eşşek sudan gelene gadar bir güzel yumuşattılar. Yaşı güçcük olduğundan mapislik almadı. Kör Ehmet Gadirli’ye evi göçürdü. Tarlayı takımı da sattı. Evi de İmam Ali’ye devretti. Kesili’de heç bişey bırakmadı. Nuretdin’in aklı ya eriyordu ya ermiyordu. Gısaoğlan gardaşı Zıvlan Durdu asgerde ölünce avradı Emine’yle evlendi. Zeynep adında bir gızı vardı Emine’nin. Anşa Gısaoğlan’dan ilk çocuğuydu. Anşa toraşman olmuştu. Erdoğan dayım, Harzavul’un yakın arkadaşıydı. Saz çalar gezerlerdi. Birgün bir misafirlikte geceye galınca gorkup ev sahibinin yatağında yatarken osurim derken altına yapmıştı. Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi. Gördükleri güzellere aşık olur gezerlerdi. İş gaygısı yoktu. Geçim derdi yoktu. Avrda bakmak golaydı. Bir belik horantanın boğazına bakmak ana babanın vazifesiydi. Tarladan buyda gelir, dağdan odun gelirdi. Guru yavan denmezdi. Garın aç kalmazdı. Üstelik de aç mezeri yoktu. Garamasıt oluğuna Anşa helkeleri çekip geldi. Erdoğan da aşağıdan yukarı çıkıyordu. Duran dudun başındaydı. Ebem Bekirağagilde laftaydı. Nurettin suyun yanında oynuyordu. Erdoğan dayım Anşa’ya sarılıp boynundan öpmek istedi. Anşa garşılık verip gapıştılar. Erdoğan’ın gücü tam yetmiyordu. Anşa helkeleri yere atıp çangırdattı. Nurettin olup biteni anlamıyordu. Erdoğan emmim Anşa’yı döğüp öldürecek sanıyordu. Gısaoğlan’a habar vermeye giderken Erdoğan gulağının dibine iki tokat çekiledi. Nurettin eve gaçtı. Anşa suları doldurup hiçbir şey olamış gibi eve gitti. Duran duttan aşağı düştü. Mintanı ağalın süvenine geçti. Anam goşup geldi. Babam ,ebem, dedem,Mintiğin Gızı, Onbaşı geldi. Duran dayım çok gorkmuştu. Burnu dahi ganamamıştı. Su içirdiler. Bana bir şey olmaz diyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.