- 167 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Şahane Hapisane Filmleri
Bazı mekânlar kimi ülkelerin tarihlerine ışık tutarlar. Bazı mekânlar da ülke tarihlerindeki karanlığın içinde önemli bir yer tutarlar. Ve bu mekânlar genellikle içlerinde yaşattıkları vahşetlerle anılırlar. Dünümüz ve bugünümüz açısından bu karanlık mekânlar farklılık gösterir. Örneğin Orta Çağ için karanlık mekânlar Engisizyon Mahkemeleriydi, Yeni Çağ içinse bu mekânlar hapishaneler olmuştur. Ünlü Sefiller Roman’ında da geçen kürek mahkûmluğu ile Fransız hapishaneleri özellikle Bastille Kalesi, Londra’daki Londra Kulesi, İstanbul’da ise Yedi Kule Zindanları. 20. Yüzyıl içinse Alcatraz Hapisanesi ve Güney Afrikalı siyasi lider Nelson Rolihlahla Mandela’nın 27 yıl yattığı cezaevi bu mekânlara örnektir.
Türkiye’nin de son elli yılına en az Çankaya Köşkü kadar damga vuran, hapishaneleri var. Geçmiş için Ulucanlar, Diyarbakır, Sinop Cezaevleri, günümüz içinse Silivri Cezaevi diyebiliriz. Peki, bu hapishane fikri nereden çıkmıştı? İlk hapishanenin, bir hırsızı öldürmek yerine devlet tarafından ıslah edilmesi fikriyle Hollanda’da 1595 yılında kurulduğu kabul edilir. Hemen ardından da diğer Avrupa devletlerinde benzer ıslah amaçlarıyla hapishaneler kurulduğu kabul ediliyor. Çağlar içinde böyle önemli yerler tutan mekânlara da sinemanın kayıtsız kalması beklenemezdi.
Beyaz perde de zaman içinde ezen-ezilen, özgürlük-tutsaklık ekseninde sinema filmlerinde hapishaneyi ele almıştır. Binlerce hapishane filminin çekildiği sinema tarihinde, bilinen hapishane içerikli ilk film Louis Feuillade tarafından çekilen 1913 yapımı Fantoma’dır. Günümüzde hapishane temalı çok sayıda başarılı film bulmak mümkün. Örneğin internette tüm zamanların en çok izlenen filmleri sıralamasının başında bir hapishane filmi olan ve zamana meydan okuyan 1994 yapımı The Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli) duruyor.
90’ların sonunda çekilen The Green Mile (Yeşil Yol) ve Amerikan History X’de kendini ispatlamış hapishane temalı filmlerdendir. Tarihinde hapishanenin önemli bir yer tuttuğu Türkiye’de de hapishane filmleri olmaması düşünülemez. Yeşilçam’ın dönemeçleri sayılacak köşe taşı işleri ne tesadüftür ki hapishane temalı filmlerdir.
Mesela 1983 yapımı ve Yılmaz Güney’in son filmi olan Duvar, hapishanenin ıslah ediliciliği üzerinedir. Hapis hayatı sonrasına odaklanan Yavuz Turgul yapımı Eşkıya ve Çağan Irmak yapımı Babam ve Oğlum da vizyona girdikleri dönemlerde büyük ilgi toplamış sinema filmlerindendir. Hapishane temalı Türk filmleri içinde en unutulmaz olanı da Feride Çiçekoğlu’nun seneryasonu yazdığı, Tunç Başaran tarafından çekilen Uçurtmayı Vurmasınlar filmidir.
2008 yapımı Hunger (Açlık) filmi de çekimleri ve hikâyesiyle zorlu hapishane şartlarını en iyi yansıtan filmlerdendir. Filmde hapishanenin özellikle gardiyanlar ve siyasi tutuklular için nedenli zor bir ortam olduğunu görmek mümkün. Celda (Hücre 211) ilginç hikâye kurgusuyla klişelerden sıkılanlar için güzel bir hapishane filmi. Filmde özetle isyan çıkaran mahkûmlar arasında kalan ve mahkûm zannedilen bir gardiyanın hikâyesi anlatılıyor. Yine senaryosuyla izleyiciyi ekrana kilitleyen bir diğer filmde Fransız yapımı olan Un Prophete (Peygamber)’dir.
Hapishane filmlerinin en çok çeşitlilik gösterdiği dönem, İkinci dünya savaşıyla birlikte gelen 50’lerden sonrasıdır. Bu tarihten sonra kimi Oscar alan pek çok başarılı hapishane filmi çekilmiştir. Bu filmlerden en çok bilineni 50 müttefik subayının tutuldukları Nazi Kampı’ndan kaçışlarını anlatan 1963 yapımı, John Sturges filmi The Great Escape (Büyük Kaçış)’dır. Gerçek bir hikayeye dayanan film, bu kaçıştan sonra Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde yakalanarak öldürülen 50 subaya adanmıştır. Aynı dönem çekilen ve bir Macar yapımı olan Zoltan Fabri filmi, Két Félidö A Pokolban (Cehennemde İki Devre) ‘de bir Nazi Kampın’dan kaçış filmidir.
İkinci Dünya Savaşı dönemi hapishanelerini anlatan filmler günümüzde de çekilmeye devam etmekte. Mesela bir Stefan Ruzowitzky filmi olan 2007 yapımı The Counterfeiters (Kalpazanlar)’da bir Nazi Kampı’nda geçmektedir. Film Nazilerin savaşı kazanmak adına diğer ülkelerin ekonomilerini çökertmek için sahte para basmalarını konu alıyor. Bir Nazi Kampı’na toplanan ve mesleği kalpazanlık olan Yahudi mahkûmlarda sahte paralar yapmaları isteniyor.
Okuyucuyu filim isimlerine boğmak istemediğim için bu yazı şimdilik burada bitiyor. Gelecek yazıda kaldığımız yerden devam edeceğiz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.