- 347 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VÜCUDUMUZU BİRAZ DA BİZ YÖNETEBİLİR MİYİZ?
İnsan kendi vücudunu kendisinin idare ettiğini sanıyor.
Sanmak, vehmi ve hayali duygu. Delillerle desteklenmemiş bir durum.
Bu zanna, bu vehme ve bu hayale dayanarak bir gün elimize bir iskemle alıp beynimizin merkezine çıkalım. Ona da talimat verelim. “Ey beyin! İşleri bundan sonra ben idare edeceğim” deyin. O da bize itaat etsin.
Beyin bize işleri bıraktığı an, vücudumuz yere yığılacak, ayaklarımız tutmayacak, gözlerimiz görmeyecek, kulaklarımız işitmeyecektir. Enkaz devraldık (!) yani elimizde sadece ölü bir vücut var demektir.
Hayal ediyoruz ya. Hayal âleminde her şey olur. Şeridi geriye saralım. Vücut yıkılmadı, her şey yolunda diyelim.
İlk önce solunum sistemini yönetmemiz lazım ki hayatta kalabilelim. Talimat veriyoruz: Temiz hava al. Akciğere yolla. Oradan damarlara, kalbe, oradan hücrelere temiz havayı yık. Oradan kirlileri topla aynı yolla akciğere gel. Kirli kanı temizle. Açıkta kalan karbonla vücuda otuz altı derece ısı ver. Kirli havayı dışarı ver. Verirken de kelime meyveleri üret.
Bunu hiç ara vermeden, her nefes alıp verişimizde yapmamız lazım geldiğini de gayet iyi biliyoruz. İşin bilincindeyiz.
İkinci gün iskemleyi göze atalım. Üçüncü gün ses sistemine, dördüncü gün sindirim sistemine, beşinci gün iskelet sistemine, altıncı gün sinir sistemine, yedinci gün salgı bezlerine, sekizinci gün duygu ve dokunma duyumuza sırayla iskemleyi gezdirip üzerine oturalım. Bir güzel yönetelim. Yönetilecek daha çok sistem var ama biz bu kadarıyla yetinelim.
Bu arada işe gidemedik. Para kazanamadık. Okula gidemedik. Spora gidemedik. Hiçbir etkinlik yapamadık. Elimizi bardağa uzatıp su içemedik, yemek yiyemedik. Yetişemediğimiz için solunum sistemini düzenleyemedik. Solunum yetmezliğinden yerlerde süründük. Yine ölüden farksız bir hale geldik. Bütün sistemlerin aynı anda işletilmesi lazım geldiğinden ve biz de hiç birine yetişemediğimizden vücudun çektiği işkence ölümden beter oldu.
Halbuki insan fabrika gibi çalıştırılan vücudunda hiçbir ses, hiçbir gürültü duymuyor. Farkında olmadan her istediği şeyi görebiliyor, duyabiliyor, hissedebiliyor. Soluk alış verişimiz bile hiç aklımıza gelmiyor. Demek ki, çok iyi yönetiliyor.
Bundandır ki biz, sağlıklı ve hiç aksatılmadan işletilen bir vücutla okula gidip tahsil edebiliyor, işe gidip para kazanabiliyoruz.
Allah vücudumuzun yönetimini iyi ki bırakmamış. Ya bize bıraksaydı halimiz nice olacaktı? Dünyada dahi bizi böyle bir cehenneme atmadığı için Allah’a ne kadar şükretsek azdır.
Vücudumuzun azaları, sistemleri ve bütün zerreleri adedince hamd olsun.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.