- 186 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR AVRUPALI’NIN TESBİTİ
Osmanlı’nın son döneminde 1850’li yıllarda İstanbul’da kamış, Avrupalı bir tarihçi, Şehirde yaşayan farklı milletlerden insanları tanıtan sonra anılarında şu tesbiti yapılyor:”İstanbul’da alış-veriş yaptığınız esnaf Ermeni’yse istediğinin yarısını verin, Rum ise üçte birini, yahudiyse dörtte birini, Bir Müslümandan alış-veriş yaparken istediği fiyatın tamamını tereddüt etmeden verebilirsiniz, çünkü onlar değerinde bir kuruş fazla almazlar.”
Evet: şimdilerde durum nasıl? Demeye gerek yok. Hemen hemen birçok yerde durum bir birinin aynısı her kes herkesi nasıl yolarım, nasıl haralarımı arttırırım yarışında. Dolar yükseldi her şeye zam, dolar indi indirim yok. Aldığı ürünü iki, üç katına satmayan zarar ettiğini söylüyor. Ağlıyor, batıyoruz, ticaret bitti. Sanki ticarette hep kazanmak var, zarar yok. Ticaretinde manası her şey gibi Yahudileşti, Rumlaştı, Ermenileşti, Müslümanlık kerizlik oldu. Millete ucuz malın yahnisi olmaz diye bir sözde var. Bu zemin nasıl hazırlandı, kim hazırladı, ((Rum patrit Bortelemeus’ un Rus Çarına yazdığı mektubu oyan, Bir siyonist’in itiraflarını okuyanlar bu zihniyeti daha iyi anlar)) Müslümanlara Müslümanlıkları unutturuldu.. Münafıklara Müslüman denildi.. Sorsan herkes Müslüman Kelime-i Şehadeti oku bilmez, Kelime-Tevhidi bilmez, Gusül yok ki abdest bilisin, Abest yoksa, namaz yok, Zekat yok, yok yok, Müslümanım diyen çok.. Münafıklarla Müslüman arasında ki farkları bilen yok. Efendimiz Hz Aliye Öyle bir gün gelecek ki Münafıklar, Müslümanlardan daha çok Müslüman gözükecek, Münafıkların kıldığı namazı gören Müslüman benim namazını Yüce Allah kabul eder mi? Diye endişelenecek. Oysa Münafığın huşu ile kıldığını sandığı namazın hiçbir ehem niyeti yok. Çünkü niyet gösteriş, art niyet. O namazı kabul olur mu? Diye endişeye düşen Müslümanın namazı çok çok değerlidir.. Namaz kılıp, Müslümanlığın gereğini yapanlar çok az olacak.. Onların sevapları , mükafatları daha çok olacak.. Şimdilerde bakıyorsun seracı üretiyor toptancıya 2tl ‘ veriyor domatesi, tüketiciye 10-15tl’ye satılıyor. Aradaki bunca fark kime, kimlere gidiyor. Üstelik çiftçinin onda, yüzde biri katar emek vermiyor.. Emeksiz kolay para kazanan haliyle azıyor. Haddini aşıyor.. Çiftçiler 2tl ye satsalar bayram. Bir pazarda densizin biri köy pazarında köylüye sordu salatalık ne kadar? 2,5 tl dedi. Densiz ne dese iyi “çok pahalı be Antalya’da serada 50 kuruş.. “ Hele hele lafa bak. Saygı yok. Git seradan al … Saygısız cahil.. Sarada toptancıya 50 kuruş git sana 2 tl’den aşağı vermezler… Söylenecek laf mı? Haddini aşan aşana cahillik almış başını gitmiş.. Köylü de abi alacığından değil, fiyat öğrenmek için soruyor. Sanki burası Antalya.. Saygıyı göstermez saygı bekler. İş aramaz işi bekler, Çalışmayı sevmez, iş beğenmez. Hadsizlik had safhada olunca, hep beraber belaları buluyoruz.. Etme bulma dünyası. Herkes hile peşinde, dürüst insan bulmak zor! Buldun mu bütün alış-verişi ondan yapacaksın, Münafık zihniyetlerine fırsat vermeyeceksin.. Artık hazır gıdalardan çok uzak olmak şart.. Herkes onlardan hastalandı, hastalıklar coştu, yemek yerine ilaç yiyenlerimiz var.. İlaç uymaktan yemeğe yer kalmıyor. Aile bu devirde çok çok daha önemli, her şeyini evinde yapma imkânı olan yapmalı. Yaksa İnsafsızlardan insaf beklemek çok saflık oldur.. Dinimizi iyi öğrenip onun emirlerini yerine getirmeyen huzur, sağlık aramasın… Okumak okuma. Önce dinini sonra Rahmani ilimlerini bileceksin, Şeytani ilimlere de göz atacaksın aldanmayacaksın.. Devir sahtekarların, halay çektiği, düşütlerin zorlandığı devir. Sorunları devir. Biz bu dünya ya balayına gelmedik. Sorunları çözerek, kulluğumuzu en iyi şekilde yapmaya, sonsuz balayına hazırlanmaya geldik. Hayat arkadaşı iki alem için özenle seçilir.. Dünyalık peşinde koşan yakar iki alem. Evlilik sorunları birlikte aşma iş birliği amacından, bir birini nasıl rezil ederim, nasıl bu işten ben karlı çıkarım zihniyeti hakim olmuş.. Evet İblis ve ona tapanlar, Önce Müslümanlara, sonrada vicdanlı insanlara tuzaklar kurmanın her daim her an fırsat kolluyor.. Tuzakları bilip tedbir almak bizim görevimiz. Dinimizi bilmek farz… Tarz sananlar, hep pişmanlıklar içinde yaşarlar. Gülmeyi unutmuşlar, sırıtırlar..
Güzel gönüllü insanları, dost edinelim, Yalanı, sözünden dönemi, emanete ihanet edeni uyaralım, uzak duralım. Bunlar en bulaşıcı ve en tehlikeli hastalıktır. Çaresi dinimizi çok iyi bilip, yaşamaktır.. Din sadece İmamlara zimmetli değil. Her kesi kendi imanı kurtarır.. Hayırlı ve bereketli günlerimiz daim olsun.. Zor günler, şımarıklıkları düşünüp ders çıkarmaktır. Dersini alanlara selam ve saygılar… Şükür bilmeyenler, sıkıntılardan kurtulamaz..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.