- 617 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Mîrac Gecesinin Önemi
İsrâ (gece yürüyüşü) ve Mirac gecesinin önemi çok büyüktür. Miraç; Âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.), Mekke döneminde bir gece, Zerreden Kürreye, her şeyin Yaratıcısının daveti üzerine gerçekleşen, sonsuz kudretinin eserlerini temaşa etmesi için önce Mescid-i Aksa’ya, oradan da semaya yaptırılan hikmet yüklü bir yolculuk ve mucizevî bir buluşmadır. Recep ayının 27.gecesi Miraç hadisesi vuku bulmuştur. Miraç bir arınma ve Allah’a yükseliştir. Mirac’ın lügat manası, yükselmek, yukarı çıkmak anlamlarına gelir. Erdem yolculuğu, kâmilliğe yükseliş hikâyesidir. Sadece Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa ve varlığın düzeylerinde, hakikat göğünün katmanlarında değil, insanlığın Allah’a ulaşan yolunun duraklarında da gerçekleşmiş kutlu bir yolculuktur.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) gecenin bir anında, Mescidi Aksa’dan Cenab-ı Hakkın dilediği yüksekliğe çıkarılması hadisesine Miraç denir. Ayrıca; Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in Mekke-i Mükerremedeki,
Mescid-i Haramdan, Mescid-i Aksaya kadar olan yolculuğuna, İsrâ (gece yürüyüşü) denir. Bu, gece yürüyüşü (İsrâ) hadisesi, Kuran-ı Kerim ile sabittir. İsra Sûresin 1.âyet-i kerimesinde: “Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye Muhammed kulunu Mescidi Haramdan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir. O, gerçekten işitendir, görendir” buyurulmuştur. Merhum Elmalı’nın tefsirinde: Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in, sahradan semaya miraç denilen asansör gibi yukarı çıkma aleti ile çıktığı, Burak ile yolculuğunun belli bir bölümünü gerçekleştirdiği, Semadan sidreye Cebrail(a.s.)’ın kanadı ve daha ileri refref ile gittiğini belirtmiştir.
Beş vakit namaz Miracta farz kılınmıştır. Namaz Mü’minin miracıdır. Peygamberimizin Hz. Muhammed (s.a.s.) miraçta Peygamberlerle görüşmüş, cennet ve cehennemlikler kendisine gösterilmiştir. Miraç; Süleyman Çelebinin "Şeş cihetten ol münezzeh zül-celâl, Bîkemukeyf âna gösterdi cemâl" şeklindeki ifadesiyle "mahiyetini, nasıllık ve niceliğini bilemediğimiz bir şekilde yüce Allah ile görüşen" sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in, şirk koşmayanların affedilebileceği müjdesi, Bakara Sûresi’nin son iki ayeti ve beş vakit namaz hediyesiyle yüce âlemlerden döndüğü gecedir.
Miraç Gecesi; “Allah(c.c.)’ın huzurunda; Peygamberimiz Hz. Muhammed( (s.a.s.) öncelikle, dil, beden ve mal ile yapılan ibadetlerin hepsi Allah(c.c.) içindir” demiştir. Buna cevaben de Allah (c.c.) tarafından: “Ey Nebi-i Zişan! Sana selam olsun! Rahmetim ve Bereketim de senin üzerine olsun!” buyurmuştur. Resulullah (s.a.s.) Efendimiz, Ümmetinin de bu şereflerden istifade etmesi için: “Rabbimizin selamı, bizim üzerimize (bütün Peygamberlerin üzerine) ve Allah’u Teala’nın bütün Salih kulları üzerine de olsun” diyerek Ümmetini çok sevdiğini göstermiştir.
Miraç olayı, gaybe inananlarla, İman etmeyenler için bir imtihan olmuştur. Zira İsra Sûresi 60. âyette: “…Sana gösterdiğimiz o görüntüleri…” buyurulmuştur. Müfessirlerin çoğunluğuna göre, ayetin “görüntüler” ile tercüme edilen ‘rüya’ kelimesi, Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in, Mirac gecesindeki müşahedeleridir. Peygamberimiz (s.a.s.) Miraç haberini verdiği gün, Mekke müşrikleri inanmayıp, Mescid-i Aksa’nın şeklini, yoldaki kervanların durumlarını sormuşlar, Peygamberimiz de hepsini birer birer haber verdiği halde, Müşrikler yine de inanmamışlardır. Miraç olayı Hz.Ebubekir (r.a.)’a sorulduğu zaman hiç düşünmeden ve tereddütsüz olarak derhal kabul edip inanmıştır. “Hz.Muhammed (s.a.s.) söylüyorsa doğrudur” demiştir. Sadakat böyle olmalıdır…
Bu geceye mahsus özel bir ibadet yoktur. Düzenli olarak ibadetlerimizi yapmakla mükellefiz. Ancak böyle müstesna gün ve gecelerde daha çok, Kur’an-ı Kerim okunmalı, nafile namazlar kılınmalı, tövbe istiğfar yapılmalı, Salat -ü Selam getirilmeli, Kelime-i Tevhid çekilmeli, yetime, fakir fukara ya yardım edilmeli, kısacası iyi, güzel, faydalı, yararlı işler yaparak bu geceyi ve bütün günlerimizi faydalı bir şekilde değerlendirmeliyiz. Gündüzünde de oruçlu olmak büyük sevaptır. Böyle müstesna gün, ay ve gecelerin manevi kıymetinden gerçek anlamda faydalanmalıyız. Maddi ve Manevi yönden, elimizden gelen yardımı ihtiyaç sahiplerine ulaştırmalıyız.
Mübarek gecelerle ilgili diğer günlerden hiçbir farkları olmadığı, o gecelerde yapılacak ibadetlerinde bid’at olduğunu ifade eden kişiler bulunmaktadır. Hâlbuki Allah (c.c.), bazı geceleri diğer gecelere üstün kılmıştır. Kadir Sûresinde Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olduğu ifade buyrulmuştur. Bazı günler diğer günlerden üstün kılınmıştır. Cuma Sûresinde Cuma gününün önemi vurgulanmıştır. Cuma günü diğer günlerden üstündür. Bazı aylar, diğer aylardan üstün kılınmıştır. Kendisinde Kur’an-ı Kerîm’in indirildiği Ramazan ay’ı diğer aylardan üstündür. Bazı mekânlar diğer mekânlardan üstün kılınmıştır. Mesela: Mekke, Kâbe-i Muazzama, Medine, Ravza-i Mutahhara, Arafat, Kudüs, Mescid-i Aksa v.b. yerler, diğer yerlerden, şehirlerden, mekânlardan üstün kılınmıştır.
Bahsettiğim gerçekler, Kur’an-ı Kerimde açıkça ifade buyrulmuştur. Ayrıca, önemli gün ve gecelerle ilgili olarak hadis-i şeriflerde de bilgiler verilmektedir. Bunlar tartışılamaz dini gerçeklerdir. Okuyucularımız bu önemli gün, ay ve geceleri bu bakış açıları ile değerlendirirlerse daha isabetli davranmış olurlar diye düşünüyorum. Rabbimiz, biz günahkâr kullarını affetmek için bazı gün ve geceleri kurtuluşumuza vesile kılmaktadır.
Malumunuz 17/18 Şubat Cumayı Cumartesiye bağlayan gece Miraç Kandili’dir. Bu vesile ile Miraç Kandilimizi tebrik eder, her iki cihanda kurtuluşa erenlerden olmamızı Yüce Mevla’dan niyaz ederim. Miraç kandili vesilesi ile iç dünyamıza bir yolculuk yapmamızı, arınmamızı, âlem-i İslam’ın, bütün insanlığın yüksek değerlerle bütünleşip yücelerek kurtuluşa eren Mü’minlerden olmamız duasıyla sıhhat ve afiyetler dilerim.
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.