parkın arka sokakları
sigaramın havada asılı kalan aralığından izlerim parkı,
ileride ki kadın köpeğinin pislemesini beklerken
göz göze geldik şiirin köpekle, bacağını kaldırmıştı ki vazgeçti,
sanıyorum utandı golden retriver cinsi..
ahşabı yenilenmiş üçe sekiz tahtalarla sanıyorum ladin ağacı,
üzerinde sola devirdim kıçımı,
diğer tarafta yaşlı bir amca kalın çerçeveli koyu siyah camlı gözlüklerin
ardından bana bakışına denk geldim,
bulut aralarından azıcık sızan kış güneşi huzmelerinden
kalın kaşlarını kasket şapkasının altında gizlemişti,
biraz daha altında iki dudak arasına
yağlı boya tablo da eksik kaldığı düşünülmüş olacak,
dumanları yüzünü örten dudaklarının gevşek arasında piposuyla duruyordu..
birbirimizi uzunca seyrediyorduk;
gençliğine gittim amcanın sanki hemen arka sokaktaymışçasına,
78 yaşlarında olan amca; yirmi beş yıl vergi dairesinde çalışmış emekli olmadan önce,
iki evlilik yapmış bir kız ve erkek çocukları olmuş,
kızı memur maaşıyla evlendirmeyi başarmış fakat ikinci eşinden olan oğlu
askerden sonra il dışına gitmiş babasıyla araları açılmış
ve amcanın en büyük dertlerinden biri haline gelmiş,
onun da kısacık kalan son yıllarında belki de aylarında Mürvet’ini ve torununu görmek istemiş..
bu arada amcanın pek sevilmeme nedenlerinden biri de
üçüncü bir kadına aşık olması ve ailenin artık yeter demesi kavga ve tartışmalar uzamış,
amcamız laf anlamamış tâbi ki,
hep benim kalbim demiş, diğerlerinin kalbî var mı kırılır mı
düşünmeye gerek duymamış ve işte buralara kadar gelmiş
piposunun deminde benim üzerimden hayallere dalarken,
ben de bu hiç tanımadığım tanışmadığım amca hakkında senaryo yazar buldum kendimi..
..bu arada sevimli köpekçik nereye etti acaba..?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.