YENİ UMUT GİŞESİ
YENİ UMUT GİŞESİ
Gaffur Kitaplı elli yaşlarında,orta boylu ve ince yapılı bir adam. Eğer onu daha önceleri tanımamış olsaydım; kambur’un biri der dim ; ama değil, o kambur filan değildir.
On yıl kadar önce babası ölünce, onun görevini sürdürmek iç in bu daracık ve basık yerde çalıştığından, kambur gibi eğri du ruyor bu yerde… Kim bilir bu kaçıncı kuşaktır bu işi sürdürüyorlar. Aslında da ha önceleri Gaffur, emlakçılık yapardı ; babası ölünce de , bu emlakçılık işini oğluna devredip, şimdi de o babasının eski işi ni devam ettiriyor. Dediğim gibi bu iş, ta dede / baba’dan beridir devam edip gidi yor ; Teyyare piyangosu biletlerinin satılmaya başladığı o gün den bu yana, bu işi yapıyorlar.
İstanbul’un bir çok yerinde , bu küçük satış yerlerini hep görür üz. Tren ve otobüs biletlerinin vs. satıldığı bu gibi küçük iş yerlerini,gişelerini. Gaffur’ların ki de bir gişe , dar ve basık bir yer...Bir vakıflar idaresine ait olan bu yer , yıllardan beridir bu ailenin kiracılığındadır. Küçüklüğünden dolayı da ancak bir kişi bu yer de çalışabiliyor. Sahi, bu iş yerinin adı neydi? “Yeni Umut Gişesi.” Bu gişelerin önünde hemen her gün,özel likle de yılbaşlarındaki insan kalabalıklarının meydana getirdi ği kuyruklar,bu şehrin adeta alameti farikasıdır. Hele bu son za manlarda ki ekonomik sarsıntıların sonucu olarak , insanlar bir “umut” peşinde daha çok koşar oldular. Bir milli piyango bileti alıp,para sahibi olmayı,zengin olmayı düşlüyorlar.. Üstelik top lumun hayatına yerleşmiş olan aşırı “tüketicilik” ruhu ve bunu adeta teşvik eden şu kartlı sistem ve her akşam TV’lerde ki teş vik edici ve gına getiren reklamlar,insanların tüketim arzularını ateşleyince , bunun sonucu olarak da bazı insanlar geleceklerini bile ipotek altına almış oluyorlar. Ekonomiden hiç anlamadıkla rı halde, bazılarının söylemleri hiç değişmiyor ;özellikle de dar ve sabit gelirlilerin. Bankalarda bir tasarruf hesapları bile olma dığı halde, enflasyonu düşürmek adına, hükümetlerce alınan ba zı tedbirler sonucu , banka faizlerinin düşmesinden pek de mem nun görünmüyorlar. Çünkü onların bazıları, zamanında yakınlarının aldığı yüksek fa iz gelirlerinden az çok yararlanıyorlarmış, şimdi ise bundan tüm üyle yoksun kalmışlar. Tüketim arttıkça , enflasyon da alıp başı nı gidiyor , enflasyon arttıkça,fiyatlar da artıyor, sonunda dar ge lirlilerin alma gücü de azalmış oluyor.Aslında yüksek enflasyon ve yüksek faiz, parası olanların izafi de olsa büyük yararlarına dır. Ne var ki, bu durum fakir fukarayı daha da bir çıkmaza sok muş olur,…
Görünen odur ki; “Umut”gişelerinin önündeki bu bilet ve umut kuyrukları, bu gidişle daha çok zaman devam edecek.İnsanlarda piyango biletlerinin bu sihirli rakamlarının çekiciliğine kapılıp, zaman zaman zenginlik hayalleri kurarak ve aldıkları biletlerle her ayın belirli günlerinde ki çekilişleri heyecanla ta kip edip du racaklardır. Bazıları ise,rakamlardan önce, bu bazı satış büfele rinin uğuruna inanır olmuşlardır. Asıl uzun kuyruklarda, bu bü felerin önünde meydana gelmektedir. Ne var ki, ”İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar.” demişlerdir. Belirli bir işi gücü olma yanlar, ara sıra evden çıkıp, şöyle bir şehri gezmek isterlerken, bu arada bir de piyango bileti alıp , şansını denemek isteyenle rin başında emekliler de geliyor, bu emeklilerden biri de Cavit amcadır. Yaşı yetmişe gelmiş ve devlette 40 yıl çalıştıktan sonra İstanbul’un mütevazi bir semtin deki kooperatif dairesin de , eşiyle birlikte kimselere muhtaç ol madan yaşayıp gidiyor ken ; o da arada bir mili piyango bileti alıp onun hayaliyle ya şardı. Cavit amca üç aylığını aldığı günlerde bazen bu ” Yeni Umut Gişesi ” ne gider , bir çeyrek bilet alırdı. 50 yıldan beridir bu şe hirde yaşıyordu. Bunca zamandan beridir arada birde olsa , bilet almış olmasına rağmen , bir iki küçük ikramiyeden fazla bir şan sı da olmamıştı. Her zaman bu gişeden aldığı için , Gaffur’la da ahbaplık kurmuştu. Gaffur ona Cavit amca derdi. Her karşılaştık larında hal hatır sorar , kısa sohbetleri olurdu. Aldığı biletlere ik ramiye isabet etmeyince de , Cavit amca bazen ona şaka yollu ta kılırdı : ” Çıkmayacağını bildiğin halde , bize hala bilet satıyor sun be Gaffur !” derdi ve Gaffur’la şakalaşırdı.. Gaffur,yüreğin de insan ve doğa sevgisi olan duygusal bir insandır.
Aslında Cavit amcanın dünya malında pek gözü yoktu,eşine hep söylerdi”elime şöyle yeterli bir para geçse,onu dar gelirlilere ve yoksullara veririm.” derdi.
Aslında Gaffur’un da, bu iş hiç hoşuna gitmezdi.İnsanlara umut yerine sanki basılı kağıt satıyormuş gibi gelirdi ona. Böyle düş ünmenin gerçekçi bir şey olmadığını da elbette ki bilirdi.Önceki o rahat mekandaki emlakcılığı bırakıp, bu daracık yere kapanıp kaldığına da bazen canı sıkılıyordu. Oysa geliri hiç de fena sayılmazdı; o, dede/baba işini bu daracık bir yerde sürdürmek ten sıkılıyordu. Tek oğlu, bu işe talip olmayınca , o da buradaki işi sürdürmek durumunda kalmıştı. Eminim ki “umut” satma gö reviyle Gaffur Kitap’lı, hemen her bilet alıcısına, bir ikramiye çıkmasını yürekten istiyordur. En azından bu samimi dileğin sa hibi olmalıdır.Belki de Cavit amcayı bazen düşündüğünde , kim bilir bunu ne kadar çok arzu ediyordur. Cavit amca ve onun gibi binlercesi rakamların gizine takılıp , yaşamlarını de değiştirecek bir biletin hayalleri peşinden gidiyorlardır.Belki de düşünüldüğü kadar da bir tutkuları da aslında yoktur bu insanların. Çünkü on ların çoğu , kendilerine ikramiye çıkmayacağına neredeyse inan
mışlardı. Belki de biraz heyecan olsun istiyorlardır, belki de bir ılık “Umut.” Yetmiş yaşlarına gelmiş ve yaşamları boyu hep bir şeylerin özlemini duyarak yaşamış ve hep bir şeylerin eksik liğini hissetmiş bu insanların , artık kendileri için yapacak pek fazla bir şeyleri de olmamalıdır. Hatta belki de yaşadıkları bu mütevazi yaşama alışılmış,yeter ki kimseye muhtaç olmadan ve olduğu kadarıyla yetinmeyi bilen ve bunu da kabullenmiş in sanlardır bir çokları. Cavit amcanın, bunlardan biri olduğu düşü nülebilir. Yine de insanlar bu yerlerden piyango bileti almayı her zaman sürdürüyorlar.Tabii ki, Cavit amca da…
Bu yıl başı çekilişi için oldukça reklam yapıldı TV’lerde. Ger çekten de büyük ikramiye; çok büyük para! Nerdeyse hiç bilet almamış olanlar bile, bir bilet alıp bu umut kervanına onlarda katılmış oldular.Yine insanlar akın akın gelerek bilet kuyrukları oluşturdu gişe önlerinde.. Cavit amca üç aylığını yeni almıştı. O da Gaffur Kitaplı’ nın gi şesinden bir seri çeyrek bilet alıp, cebine yerleştirdi. Gerçi biraz fazla para vermişti ama; “Seneye kim öle, kim kala” diye de kendini teselli ediyordu… Sessiz ve sakin olarak yirmi günün geçip gitmesini ve yıl başının gelmesini, dört gözle bekle meye koyuldu. Acaba bazen hayal ettiği şeyleri,yine hayal etmiş miy di ? Hani şöyle bir deniz kenarında, denize yakın bir ev olsa ve denize hakim, geniş balkonu olan bir ev! Gurup zamanları bir koltuğa yaslansa, Rodrigo’nun gitar konçertosu’nun inleyen nağmeleri,yankılanıp o denizin mavi sularına karışsa ve de felek ten bir gece ödünç alınsa , yorgun bedenlere bir kadeh gençlik iksiri sunulsa ve akşam ve gece ve denizin koynun da mehtaba sarılıp uykuya yatsa…
Bunları belki hayal etmiştir; belki de etmemiştir.Ama her zaman yaptığı bir şeyi, bu kez de yaptığından emin olmak gerekir:” Ba na büyük ikramiye çıkarsa , önce şu Gaffur Kitaplı’ya koşaca ğım ve ona : Bak işte çıktı! Nihayet bana ikramiye çıktı diye ba ğıracağım!” demiş midir? Sanırım yine bunu demiştir ; o böyle yapacağını, Gaffur Kitaplı ya da mutlaka söylemiştir..
Ve onlarca yıl ve onlarca yılbaşı yaşamış olan, memur emeklisi Cavit amca ,bir yeni yılı daha beklerken, günler bitmiş ve o gün de gelmişti. Saatler gece yarısını gösterdiğin de , gençlik yılların daki gibi elektrikler sönüp , yanmayacak ; bu kez şehrin büyük meydanlarını dolduran binlerce insan,yeni yılı rengarenk havai fişeklerin parıltıları altında şarkılar söyleyerek kutlayacaklar. Bunların büyük bir çoğunluğu yine genç kızlar, genç erkekler.ol acak. Onların önlerinde kim bilir daha kaç yıl ve kaç yıl başı piyango çekilişi olacaktır? Gençlerin gelecekten beklentileri , yaşlılardan elbette ki da ha fazladır. Herkesin yaşama hakkı ve ne yazık ki ölme mecburi yeti vardır! Para ise gerçekte bir araç tır; ama olduğunda da kullanılması hiçte fena olmuyor doğru su! Yine de her şeyin başı sağlık!.
Ve beklenen gün ve gece geldi.dünya bu gece yarısı,yeni bir yıla “merhaba!”dedi.Büyük umut piyangosunun çekilişi de yapılıp, şanslı numaralar gazetelerde yer aldı. Kim bilir yine kimler ka zandı , kimler kaybetti? Bu kez bilet gişelerinin önünde, kaza nan biletlerin değiştirilmesi ve yenilerinin alınması için yine uzun kuyruklar oluştu. Bir süre sonra, genç bir adama sıra geldi ğinde: “Siz acaba Gaffur Kitaplı mısınız? diye sordu genç adam. ” Evet benim!” dedi Gaffur Kitaplı.Bu kez de genç adam ona :” Ben bilet filan almayacağım,size bana verilen bir görevi yerine getirmek için geldim” dedi ve devam etti “ Cavit amcayı tanıyorsunuz değil mi ?” dedi. Gaffur Kitaplı da: ” Tabii ki tanı tanıyorum”dedi.“ Bir şey mi söyleyeceksiniz?”diye de ekledi. “Evet!” dedi genç adam “ Cavit amcanın biletine, büyük ikrami ye çıktı!” dedi ona. Gaffur çok heyecanlandı ve “Cavit amca kendisi neden gelmedi?” diye de , genç adamın gözlerinin içine baktı. Genç adamın birden dudakları titredi ve sözcükler boğa zın da düğümlendi: “ O’mu.? O, öldü! ” dedi...
Gafur Kitaplı bu sözleri duyunca,duygu yüklü yüreği adeta kıs kaca girmiş gibi oldu,elleri titredi,gözlerinden akan iki damla göz yaşı,avuçlarının arasında tuttuğu piyango biletlerinin üze rinden akıp gitti…
Cevdet Türkoğlu
.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.