- 223 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ALİYE'NİN KARPUZ ÇEKİRDEĞİ
ALİYE’NİN KARPUZ ÇEKİRDEĞİ
Daha önce size kapı komşumuz olan Hosen âmmi ile eşi Döne abladan ve onların sekiz kızı ile bir oğlan çocuklarından bahsetmiştim.
Döne abla Antepli idi. Konuşmaları şivesi, bize göre daha farklı idi
" Neen böyle ediyn? Hamır açtım. Şisböyreyk ediym aha. Gelin birlik yiyek" derdi. Ayrımız gayrımız yoktu birbirimizden. Biz onlarda, onlar bizde çoluk çocuk yaşayıp gidiyorduk. Aliye, benden iki yaş büyüktü. Ama ben Aliye’yi arkadaş bellemiştim. Kardeşlerini koruyup kollarken bir de beni avuturdu onlarla birlikte. Çok becerekli idi. 10 yaşında idi ama daha o yaşta yufka açar, yemek pişirirdi. Kendisinden küçük dört beş tane kardeşine bakar,onları çeker çevirirdi .
Döne abla neredeyse her yıl bir çocuk dünyaya getirir, doğurduğu çocukları sadece emzirir, bir daha bakmazdı onlara. Aliye sorumlu idi herşeyden.
Aliye kadar çalışkan biri yoktu bu dünyada! Atom karınca gibiydi.
Aliye ile ilgili beni etkileyen, ilk anım şöyleydi:
Bizim evimizde televizyon olduğu için bazı geceler komşular, televizyon izlemeye bize gelirlerdi . Tabi ki babamdan izin çıkarsa!
Aliye, bize gelecekleri gece, biriktirmiş oldukları kavun karpuz çekirdeklerini tuzla kavurur, büyükçe bir kaba doldurup getirirdi. Dudaklarımız uyuşuncaya kadar çekirdek çitleyerek film izlerdik.
Ancak Aliye’nin bir kötü huyu vardı ki çekirdekleri kabuğu ile birlikte yerdi. O gece Yumurcağın filmi vardı. Nasıl heyecanla izledik, nasıl kaptırmışız kendimizi farkında değiliz! Önümüzdeki koca kapta bir tane çekirdek bırakmadan yemişiz.
Ertesi sabah Aliye’nin sesi ile uyandık. "Anam öliym anam!" diye hem ağlıyor hem bağırıyordu. Hepimiz koşarak onlara gittik. Aliye, hem sancılanıyor,hem ağlıyor, bağırıyor ama tuvaletten çıkamıyordu bir türlü!
Çekirdek kabukları bağırsağı tıkamış, Aliye’ye sancı veriyordu. Tam bir saattir sancı ile kıvranıyordu. Gözlerinden boncuk boncuk yaş döküyor, ama kimse ne yapacağını bilemiyordu. "Öldüm ane! Öldüm ane!" Diye ağladıkça benim içim eziliyordu. Annem tuvaletin kapısını açıp, birkaç kaşık zeytinyağı içirdi ona. Beklediler fayda etmedi.
Aliye sancıdan daha çok bağırıyordu. Kimse ne hastane,ne doktor konuşmuyordu. Doktor veya hastane çok büyük bir vaka olmadıkça bizlere yabancı düşüyordu. Aliye’nin nenesi o arada eline, bir kalıp ev yapımı zeytinyağlı sabun alıp gelmişti. Diğer elinde bıçak, bir köşeye oturup sabundan parça kesmeye başladı.
" şimdi fitil yapar sürerim arkasından " deyip habire sabunu yontuyordu. Biz çocukları kovaladılar. Aliye’yi tuvaletten çıkardılar
Bağrış çağrış arasında Aliye’ye sabundan fitili yarım saat ara ile peşpeşe sürdüler. Biz damdan duvardan izliyorduk! Nihayet bir saat sonra sorun çözülmüş ve Aliye rahatlamıştı. Bu olay mahallede tüm çocuklara ders oldu. Artık bir şey yeyip içerken Aliye gibi olmamak için bin kere düşünüyorduk.
KARDELEN(Ayrıkotu)
29.09.2022
Tülay Sarıcabağlı Şimşek
Dinar/Afyonkarahisar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.