- 163 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Topal Tilki ve Aslan
Birilerinin sırtına yapışmış asalakları sık rastlar olduk. Hayatını bedavaya getirmek uğruna kırk takla atanlar çoğaldı. Birilerinin sırtına yapışıp onların kanını emmeyi meziyetten sayan zavallılar.
Sözüm ona ne kadarda uyanık olsanız da karşınızdakinin saflığını gözetleyen biri vardır. İllaki herkesin koruyucusu olan yaradan bu tiplerin bir zaman gelip ters düz edecektir.
Ama neyin nerden geldiğini bilmeyeceklerdir. Çünkü beynini dahi sıfırlamış düşünme yetisini kaybeden bu tiplerin algılama yetiside bitmiştir. Anlayacağınız aslanların bitip topal tilkilerin çoğaldığı bir zamanın içerisindeyiz.
Adam, ormanda dolaşırken, çalıların arasında bir tilki görmüş. Ama bu tilkinin dört ayağı da sakatmış. Adam, bu tilki böyle nasıl yaşıyor, merak etmiş. İzlemeye başlamış. Birden çalıların arasından ağzında bir tavukla bir aslan çıkmış gelmiş. Aslan tavuğun yarısını tilkiye vermiş, diğer yarısını kendi yemiş ve çekip gitmiş.
Adam bu mucize karşısında donmuş kalmış.
“Allah’ım” demiş, “Sen kullarını nasıl koruyup kolluyorsun. Ben de sana teslim oluyor ve kendimi sana bırakıyorum.” Ve gitmiş bir ağacın altına oturmuş, beklemeye başlamış. Bir gün geçmiş, iki gün geçmiş hiçbir şey olmamış. Adam açlıktan ölecek. Ellerini açmış, göğe seslenmiş...
“Allahım beni görmüyor musun?” Gökten bir ses gelmiş: “Görüyorum da şaşırıyorum, neden sakat tilkiyi taklit ettin de, o yiğit aslanı taklit etmedin?”
Sık sık kendinize bakın. Kimi oynuyorsunuz, tilkiyi mi, aslanı mı?
Ne zaman birilerinden bir şeyler bekliyorsanız bilin ki siz topal tilkisiniz...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.