- 1025 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
L A M O S' U N A N T İ K T A R I H İ
123- LAMOS’UN ANTİK TARİHİ- 1-
Karaman/ Sarıveliler İlçesi Lemos-Esentepe Köyü (Göktepe Kasabası- Esentepe mahallesinin tarihi sürecin açıklayacağım.
Sarıveliler İlçesi Lamos (Lemos/Esentepe) Köyü tarihi, Antik çağ derinliğine kadar uzanır. Prof. Dr.Salim Cöhce Hoca; “Ermenek’in bilinen ilk ahalisinin M.Ö. 3000 yıllarında bölgeyi iskân eden Luwiler olduğu ve M.Ö. 1500’lü yıllarında Ermenek ve çevresinde Hitit Devleti’nin egemen olduğunu” belirtir.
Antikçağ Müellifi İskoç arkeoloğ William Mitchel Ramsay;
“-Göksu Nehri Ermenek (Gökdere) Çayı vadisinde <ON Antik Kent/Decapolis> bu lunduğu ve bu ON Antik kentin; *Balbasos/ Pharax (Fariske Körüstanı), *Gayisit rus (Çukurbağ Körüstanı),*Rusumblada /Zenonopolis (Uğurlu Körüstanı/İznebol) ,*Maras/Marassa/Germanikopolis(Ermenek),*Eirenepolis(İrnebol/İkizçınar),*Da lisandes (Çamlıca/ Muhallar), *Dometiopolis (Katranlı/Dindebol), *Philadelphia (İmsi), *Sbide (İzvit), *Neapolis ve * Lauzados” olduğun açıklar.
İsauria’nın 23 kenti içinde yer alan Sözkonusu on antik kent, M:S. 10. yüzyılda Bi zans İmparatorluğu Eyalet sistemine göre düzenlenir.
Ayrıca W.M. Ramsay, “Lauzados, sikkeleri bulunan önemli bir antik kent merkezi olup Lawasa Dağı’nda bulunduğu ve Lawasa Dağının da Ermenek’in/Başyayla’ nın Lafsa köyünde olduğunu” belirtir.
Ancak Prof. Dr. Tarihçi/Hukukçu Bilge Umar;
“-W.M. Ramsay’ın, bilahare bu görüşünden vazgeçerek, Lawasa Dağının, Başyay la- Lafsa köyünde olmadığını ileri sürdüğü ve Bilahare Lauzados’un Lafsa’da oldu ğuna dair görüş ve fikrinin hatalı olduğunu açıkladığına” işaret eder. Bu bağlam da Lauzados’un Lafsa’da olduğunu iddia eden müellif, iddiasından vaz geçtiğine göre Lauzados’un bulunduğu yer tartışmalı hale gelir. Lauzados, isim benzerliğin den hareketle Ermenek’in 22 km kuzeybatısında ve Başyayla İlçesi sınırları içinde yer alan Lafsa Köyü/ Hisarönü diye adlan dırılan kalıntılar sahasına lokalize edilir.
Lamos Antik Kalesi, Luvi- Hititler döneminden beri süre gelen Ana tanrıça yeridir.
Diğer taraftan Antikçağ tarihi araştırma yazarı Doç.Dr. Esra Topal;
“-Taşeli (Kilikia) yerli halkı kimliğinin Luvilerden geldiğini, Luviler’in, Hitit hiyerog lif yazısın icat ettiği, Bu Luvi yazısı Anadolu’da yaygınlık kazanınca M.Ö.2500’lü yıllarda Sarıveliler yöresinde Fariske (Pharax) Köristanı (Balbasos), Uğur’lu Köris tanı (Rusubmlada), Çukurbağ Köristanı (Gayisitrus) ve Lamos’a egemen olduğu ve Ermenek Gökdere’nin kolu Fariske Çayı Vadisini, Luvice, “Turhuntassal Hulaia Neh ri Ülkesi” olarak isimlendirildiğin” açıklar. Bu bağlamda Lamos’un, Antik bir Kale kent olduğu ve M.Ö. 2500 yılından beri var olduğu yadsınmaz bir gerçek.
Ayrıca Esra Topal; “-Luwi kültürünün etkin olduğu Anadolu’nun diğer bölgelerin den, Laranda (Karaman), Siristat (Bozkır), Adrasus (Balabolu/Mersin, Kelenderis (Aydıncık), Selinos (Gazipaşa), Silandos (Selendi), Sarbanda (Serban/ Afyon), Lim nos (Limni) Adası, Moundros (Mondros), Romeos (Romalı).. gibi kelimelerin Luvi ce dilinden günümüze kadar değişik lehçeyle canlılığını sürdüren kelimelerden bazıları olduğu,
Luvi kavminin yaşadığı ve diliyle etkin olduğu Taşeli bölgesinin Ermenek, Sarıve liler yöresinde, “Maras/Marassa (Ermenek), Lamos/Lamas/(Esentepe), Davdas (Üzümlü), Balbasos (Fariske Köristanı), Rusumblada (Uğurlu Köristanı), Lauzados, Kalykadnos (Göksu Nehri),.. gibi kelimelerinde Luwice olduğu ve bazıları nın günümüze kadar yaşayarak ulaştığını” belirtir.
Öğretim Görevlisi Fatih Öztürk Lamos ismi kelime anlamın; “Lamos isminin, Yu nan mitolojisinde, Nehir Tanrısı İnakhos’un kızı Lamos’un adı olduğunu öne sü rer. Ancak Troia (Truva) Antik kenti eski kazı başkanı Carl BLEGEN ve dil bilimci J. B. HALEY birlikte yayımladıkları kitapta;
“-Anadolu’da (Önasya) yerleşik Luvi halkının, MÖ. 3000 nci yılda Yunanistan ve Girit’e geçtikleri, Luwi dilini burada yaydıklarını” Ve “Yunan mitoloji kültürü geli şiminin bundan sonra ortaya çıktığın” belirtir.
Diğer taraftan ulusal basında yayımlanan bir makalede “LAMOS” ismi kelime an lamının; “Yüksektende yüksek Ana Tanrıça Tapınma Yeri” olduğu açıklanır. İn san, yaradılışından itibaren ömrü yaşam koşulları ile ortaya çıkan inanç ihtiyacın karşılayacak, emniyet içinde olduğu güveni verecek ilahi bir gücün varlığın hep inanarak arar. İnançsız bir varlığın olması asla mümkün değil. Allah, Adem-i in sanoğlunu Yaradan’a inanması için yaratıp kul eylemiş. Her canlıda inanmak ben liğin ve ruhun özü. İnsan İlahi güce saygısın göstermek ve tapınmak amacıyla din sel törenler, bu törenler için özel olarak ayrılan kutsal mekanlar, sunaklar yapar. İnsanlığın yerleşik hayata geçişiyle birlikte bu tür kutsal mekan ve sunaklar ö nem arz eder. İnanılan Ana Tanrıça güvenin, sevgi ve saygısın kazanmak için çe şitli sembol ve motifler üretilip kabulü için adaklar sunmak, törenler düzenle mek inancın en temel unsuru. Bu ritüeller düşüncenin soyut ve somut biçimde dı şa vurum göstergesi.
Antik devirlerde Ana Tanrıça tapınımı semavi dinlerin inanç sistematiğinden fark lılık içerir. Bu farklılığın, Anadolu topraklarında bir döneme hakim olduğu aşikar. Ancak semavi dinlere (İslamiyet ve diğerleri) dünya üzeri halk tarafından çoğun lukla inanılıp benimsenince özellikle miladla birlikte önemin kaybeder ve isla miyetle tamamen yok olmaya yüz tutar. Milattan önceki Neolitik devirden (MÖ 6000) itibaren Anadolu’nun ormanla kaplı yüksektende yüksek dağları Ana Tanrı çaya tapınma yeri olarak tercih edilmiş. Bu mekanlara kutsiyet atfederek sunak ve tapınma alanları tesis edilmiş ve tapınılan ilahi varlığın sıfatlarına izafeten bu alanlara, Ya ilahi varlığın adı, Ya da dağın ismi verildiği aşikar bir va kadır.
Luviler tarafından iskan edilen Karaman/ Sarıveliler- Lamos Antik Kalesinin M.Ö.si en az üç bin yıllık tarihi, Romalılar devrinde Mersin/ Erdemli- Lamas çayı kenarına yapılan Lamas Kalesi tarihi ve Antalya/ Gazipaşa- Adanda’da kurulu La mus Antik yerleşimi tarihin birbiriyle karıştırmamak gerekir. Sözkonusu Lamas, Lamus yerleşim yerleri ile Lamos’un iskanı arasında en az iki bin yıldan çok zaman farkı olmasından öte iskan eden kavimler de birbirinde farklıdır.
Taşeli Ermenek Bölgesinin tarihi Romalılar ile başlamamaktadır. Bu coğrafya da Romalılardan binlerce yıl öncesi Luvi kavmi yaşamış ve tüm Anadolu’da olduğu gibi kültürel izleri günümüze kadar sürmektedir.
Roma Tarihi Yazarı Ercüment Yıldırım; “Romalı Komutan Gnaeus Pompeius, Klik ya’ya düzenlediği seferle korsanlardan temizler. Akdenizi ON üç bölgeye ayırıp güvenliğin sağlanması ve bir daha bölgede asayişi tehlikeye düşürmemesi için her bölgeye yardımcılarından birer komutan atar. Taşeli İzavriya, Selinos ve İsau ria’yı kapsayan yörelere, Taşeli “Lamos Ana Tanrıça Tapınıcısı” Kalesi adından do layı bu bölgeye “LAMOTİS BÖLGESİ” diyerek ayrıca bir komutan atar. Böylece Sa rıveliler Lamos Antik Kalesi de aynı bölge (Lamotis) içinde kalır.
Antalya (Gazipaşa)/ Selinus Lamus Antik Kenti (Adanda), M.S. 253-260 yıllarında Roma İmparatoru Valerianus zamanında yapılmış. Oğlu Gallienus imparator o lunca M.S. 260- 268 yıllarında en görkemli dönemi olur. İmparator Valerianus; Anadolunun Akdeniz ve Taşeli Bölgesinde yaz ve kış aylarında görülen şiddetli ik limsel değişikliklerden Sarıveliler Lamos Antik Kalesi Luvi kavim sakinlerinin etki lenmemesi için kış aylarını Selinus’ta (Gazipaşa) geçirmelerin temin amacıyla, Se linus’ta uygun bir mekana Lamus (Adanda) Antik Kenti “Ana Tanrıça Tapınıcısı” olarak ikinci kenti yaptırmıştır.
Arkeoloğ Emre Sarı; “İmparator Valerianus’un (M.S. 260), Gazipaşa Lamus’ta bu lunan iki tepeden birine M.S. 68 yılında Roma İmparatoru olan Vaspasianus adı na ve diğer tepe üzerine de oğlu İmparator Titus adına tapınak yaptırdığını” be lirtir. Bu bağlamda Lamos’un esas merkezi Luviler’le birlikte Toros Dağları zirve sinde konuşlu ve “Ana Tanrıça Tapınıcısı” konumunda olan Lamos (Sarıveliler) Antik Kalesidir.
Diğer taraftan Yazar Mustafa Sağlam; “Mersin- Erdemli/ Lamas kalesinin M.S. 193-211 yılları arasında Roma imparatoru olan Septimus Sevenes döneminde kurulmuş bir Antik kent olduğu ve en parlak dönemini İmparator Caracalla (M.S. 211-217) yıllarında geçirdiğini” açıklar. Ayrıca Doç. Dr. Mehmet Kurt; “Mersin- Erdemli/ Viranşehir (Soli) yakınında Lamas Çayının, antik çağda Dağlık ve Ovalık Klikya arasında sınır olarak kabul edildiğin” belirtir. Diğer taraftan Yazar Ünal Gir giner ise; “Mersin Lamas Antik Kalesinin, Bizanslılar ile Araplar arasında esir mü badele, değiştirme üssü olarak işlevi olduğunu” ifade eder.
Tüm bu açıklamalar ışığında antik çağlardan bu yana tarihi süreçte sırasıyla önce Sarıveliler/ Lamos Antik Kalesi, akabinde Gazipaşa/ Lamus Antik Kenti ve niha yet Mersin/ Lamas Antik kenti sahne aldığı anlaşılıyor. Unutmamak gerekir ki; Antalya –Gazipaşa’da Lamus ve Mersin-Erdemli’de Lamas Antik kale kentleri Ro ma İmparatorluğu dönemi eserleridir. Sarıveliler- Lamos Antik Kalesi ise Hititler/ Luviler devrine ait Antik kaledir.
Bu bağlamda, Anadolu coğrafyası tarihi sürecinde yer alan Lamos, Lamus, Lamas ve Lauzados Antik kentlerinin analizin okuyucularıma bırakıyorum. Sarıveliler La mos/Lemos Köyünün Karaman-i Türkmenlerine kavuşmasından sonraki döneme ait tarihi süreci ikinci yazımda açıklanacaktır.
Süleymam YILDIZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.