- 324 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Anıların kokusu ve biz
Geçmişten geliyor her bir şey başımıza, geleceği suçlamak boşuna...
Kokular ve anılar...
Nasıl kitapların insanı cezbeden eşsiz bir kokusu varsa. Hayatımızda ki, her satırında ruhumuza işleyen bir kokusu var.
Sevinçlerimizin, hüzünlerimizin, heyecan ve korkularımızın anılarımıza hapsolmuş kokuları tekrardan gün yüzüne çıkmak için tetiklenmeyi bekler. Hepsi geçmişten bize gelen türlü, türlü hisler. O hislerin sahibi biziz, istesekte hafızamızdan silemeyiz. Bazen güzel kokularda güzel anılarımıza doğru yolculuğa çıkar, anlıkta olsa o hissi yaşarız. Bazen kötü bir kokuyla kötü bir anımız canlanır, aynı heyecan ya da korkuyu yaşarız. Aslında koku kötü değildir onun bize anımsattığı an o kokuyu kötüleştirir. Ya da insanlardan farklı tahammül edemediğimiz bir an yaşatır.
Kendimde var olan hastane kokusu diye nitelendirdiğim "dezenfektan" kokusuna hiç tahammül edemediğimden hastanelerde huzursuz olurdum. Son yıllarda her eve lazım olan o "dezenfektan" beni her yerde bir hayli zorladı. Ben onun yerine kolonya kullanırdım. Birinde dezenfektan kokusu alsam, yanımda bulunan kolonyayı koklardım. Çünkü kolonya bana çocukluğumdaki o tekrarlanamayacak bayramları anımsatıyordu. Yani bir anda hastanede geçen o kötü anılarımı anımsamak yerine, koku değişikliğiyle bayramdaki çocuk sevinçlerime dönüverirdim.
Her kokunun iyi, kötü ayrı ayrı izi vardır zihnimde. Mesela taze nane kokusu, bir bahar günü annemin balkonunda aldığım taze nane kokusu beni memleketimin yeşil bahçelerine götürür. O an orda olduğumu hissetmek bile eşsiz bir huzur verir ruhuma. Tabi tek bir koku duymayız bazen, bir kaç kokunun birleşimi ile de hafızamızda beliren anılar değişebilir. Ya da bir tek koku ile değil de, mevsimlerin getirdiği hava olaylarının, yahut kulağımıza gelen seslerin o kokuyla birleşimiylede anılarımız şekillenebilir. Çünkü beynimiz o an, o hisse bu kokuları, sesleri ve olayları kaydetmiştir.
Yağmur yağarken içilen kahvenin kokusu mesela sonbaharda başka, baharda başka bir anıya kapı açar.
Bugün İstanbul’da yağan yağmurun altında ıslanırken, fırtınanın etkili olmasıyla burnuma gelen taze ekmek kokusu mesela; bana bir anımı hatırlattı. Biraz endişeli ama heyecanlı bir his doldu içime.
Aklıma gelen şuydu; çocukken her yaz tatilini annemle memlekette geçirirdim. Sabahları ekmek almaya bisikletimle giderdim. Bir sabah bardaktan boşalırcasına bir yağmur başladı. Ben yine bisikletimle fırına giderken rüzgara doğru sürmekte oldukça zorlandım. O gün minik bir korku yaşamıştım. Sonra korkumu bastırıp heyecan ve dikkatle bisikleti sürmeye devam etmiştim. Ekmeği alıp geri geldiğimde sanki bir savaşı kazanmış askerin cesareti vardı o küçük kalbimde. Oysa gökgürültüsü ve şimşekten ölesiye korkardım ki, benim için o korkuyu bastırmak kolay olmamıştı.
Tabi içimizde var olan korkularında geçmişte yaşadıklarımız dışında genetik etkileride olduğu bir gerçek. Ananem diyorum ya, her yaz bolca yağmur yağan bir şehirde onunla büyümek onun kokularıyla ortak yaşamama sebep olmuştu. Aklıma kazınan bir anıda şu ki; pencere kenarında gözlüklerini takmış pirinç ayıklayan ananemin her şimşek çakışında Şahadet getirmesi beni etkilemişti sanırım. Bazı olumsuz hislerimizi yanında olmasakta bizden önce gelen nesillerin bize bıraktığı mirasları olduğunu düşünüyorum. Yakın zamanda ilk kez hala oldum ve kardeşim için o hastane fobisini yenmeye çalıştım. Ne var ki, bizim miniğin dünyaya gelişine şahit olamadan ordan uzaklaşmak zorunda kaldım. Bu güzel bir aynıydı lakin hangi kötü anım sebebiyle ben o güzel anıyı yaşayamadığımı sorguladım durdum o gün. Sonrasında annemin telefonda bir yakınımızla konuşmasına şahit oldum.
Annem beni dünyaya getirirken yalnızmış. Ananemin yani kendi annesinin yanında olmasını istemiş. Üç gün boyunca o tek başına sancı çekerken belki de ananemin gelmemesine kızmış, içerlenmiş. Ananemin hastaneye gelmeme sebebi ise hastane kokusu midesini bulandırıyormuş.
Yani tüm bu yaşananlar tesadüf değil. Ruhumuzu etkileyen o kadar çok şey var ki, bizi biz yapan tek bir nokta yok hayatta. Doğduğumuz an, doğduğumuz saat, o an ki gök cisimlerinin hareket ve konumu, güneş ışınları nasıl burcumuzu ve yükselenimizi belirliyor doğum haritamızı şekillendiriyorsa, anne karnında hissettiklerimiz, annemizin hissettikleri ve tüm bu koku ve ses çağrışımlarıda geçmişten bugüne gelen his dalgalanmaları yaşamamıza sebep oluyor.
...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.