- 309 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLÜMÜN ŞENLİĞİNE DİKİLMEK
Basamak basamak çözülmüş, sonradan önceye dönüş,
sıkılmış yumrukta çiçek kokusu, cehennem sisinde canavar kesilmiş.
Şimdiydi önemli olan sonsuzluğa çoğaltılmış sadece bene özgü duyularını kaybetmiş.
Şimdi geçmiş ve gelecek adına ne varsa hepsini yutmuş bir anaforun içine saklanmış ve sonrası hayat ve ölüm, düş kırıklığı ve umut.
Sonbahar ortasında ilkbahar gecesi, kırılgan karanlık nemli hafif kokular incecik bir örgü gibi dalgalanır bahçelerde. Havadaki ezginin sisi soluklara damla damla sızar hep aranmış hep yankılanmış şarkıların ezgisi.
Huzur serin, kırılgan, güçlü bir özlem gibi yüreğime akan aydınlıktan gelip aydınlığa boşalan yumuşak havanın soluğu bu soluğu almak, dinlenmek, beklemek, susmak, suskun geceye adanmış kalmak.
Kurtulmam kurtulabilmem imkânsız gibiyken uçsuz bucaksız uykumda derin soluk alırım çocukluktan saklanmış kaderden kurtulmuş aydınlanan günle birlikte kendi benim içime yavaş yavaş sızarken mutlu olurum…
Evet, işte o zaman çılgınlık ansızın fışkıran bir alev sonsuzluğa dönüşür kurumuş dudaklar, buruşuk sarkık yüzüm ölümün şenliğine dikilir.
Kendi irademden daha büyük irade…
Olağanüstü bir iradeye akarım…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.