- 420 Okunma
- 1 Yorum
- 5 Beğeni
İnsanlar da Kayar
Herkes dışardan babanın gelmesini beklerken,o odasında pencerenin kenarına oturmuş yıldızların sahneye çıkmasını heyecanla bekliyordu.Tek mutluluğu,tek arkadaşı,yıldızlardı Roza’nın "Bu insanlar artık gökyüzü yerine tavana gözlerini açıp kapatıyorlardı.Sürekli aceleleri vardı.Sorsan nedenini onlar da bilmezler".Kapı çalmıştı.Baba gelmiş olmalıydı.Eskiden Roza’nın heyecanla açtığı kapıyı şimdi kardeşleri açıyor,Baba onların anlattıkları şeyleri dinliyordu.Roza,annesini kaybetmeden önce çok mutlulardı.Annesi,hastalıktan hayatını kaybedince babasıyla arasına gökyüzü kadar mesafe girmişti.Artık eskisi gibi olmayacakları kesindi.Baba annenin vefatından üç ay sonra evlenmiş soğuk olan ilişkileri artık buz tutmuştu. _"Roza,Roza gel yemek hazır"üvey annesi çağırıyordu."Ama sadece baba evde olduğunda."Ben yemeyeceğim"diyecekken babasıyla göz göze gelince vazgeçti.sofraya oturdu.Herkes birbirleriyle konuşurken o hemen yemeğini yiyip odasına gitti.İşte,en iyi arkadaşları da büyük bir görkemle sahneye çıkmışlardı.Roza uykusu gelene kadar izlerdi gösteriyi.Annesi öldüğünde insanlar ona annesinin bir yıldız olup onu izleyeceğini söylemişlerdi.Ama yıldızlar da ölürlerdi.Ve her yıldız kaydığında annesini yine kaybetmiş gibi hissederdi... Roza büyüdükçe daha da güzeleşiyordu.Genc bir kız olmuştu.Talipleri de oluyordu haliyle.Seher Hanım kızı vermek için babayı ikna edemiyordu bir türlü.Aslında Seher Hanım ilk eve geldiğinde onunla anlaşmaya çalışmış ama olmamıştı.İkisi de farklıydı.Seher Hanım,babanın kazandığı üç kuruşu giyime ya da gereksiz ev eşyalarına harcardı.Sadece tüketim yaparak kendini mutlu ediyordu."Dünya da yemeği,suyu olmayan o kadar insan varken nasıl bu kadar bencil olabiliyorlardı"... Sabah kahvaltı yapılmış baba işe gitmişti.Roza her zaman ki gibi temizliğe başlamış bitirince de hava almak için anne den izin alıp çıkmıştı.Roza’yı evden göndermeye kararlı olan anne düğününden kalan birkaç altıni Roza’nın odasında sakladı.Belli ki akşam yaygarayı koparacaktı. Akşam yemesinden sonra herkes köşesine çekilmiş,Anne ile Baba salonda oturmuştu.Baba: -Ay başı yaklaşıyor.Geçen ayın kirasını da ödemedim.Patrondan avans istedim ama vermedi". Seher Hanım: -Benim düğünden kalan birkaç altınım var.Sen işlerini hallet,durumumuz olunca yine alırsın". Baba: -"Söz veriyorum alacağım".Seher Hanım odaya altınları almaya gitti her yeri aradı ama bulamadı.Kocasını çağırdı,o da aradı ama bulamadı.Seher Hanım altınlarının çalındığını söyledi.Ama baba kimsenin bu eve pek gelmediğini söylesede üvey anne Roza’nın hep evi temizlediğini onun alabileceğini söyledi.Eğer onun odasından çıkmasa kendisine istediğini yapabileceğini söyledi.Mecbur kabul edip Roza’nın odasına girdiler.Anne her yeri arayıp en sonunda yatağın altından altınları çıkardı.Buna çok kızan baba,kızının bir açıklama yapmasına izin vermeden odadan çıktılar.Roza’nın söyleyecekleri gözlerinden akan yaşlarla dökülüyordu. -"Roza" Etrafına bakan kız kimseyi göremedi.Yine uzandı. -"Roza". kız sesin geldiği tarafa pencereye doğru gitti. Roza:-Kimsin sen"? Yıldız:-Korkma!Benim,en iyi arkadaşın. Roza:-hayır!Sen konuşuyor olamazsın. Yıldız:-İnsanlar dinlemeyi bilmezler onlar konuşur biz dinleriz.Oysa onlarda birkez olsun dinleselerdi bizim konuştuklarımızı duyucaklardı. Roza:-Biliyor musun insanlar da yıldızlar gibi ölürler.Ama bir farkla siz gökyüzünden,onlar kalpten kayarlar.Bugun kalbim bomboş. Yıldız:-Madem kalbinde yeryüzünden kimse yok o zaman gökyüzüne gelmek ister misin? Roza:-Sen bunu yapabilir misin? Yıldız:-Istersen senin için yapabilirim. Roza:-Tamam lütfen beni oraya al. -"Kapat gözlerini".Gözlerini kapatan Roza kendisinin çekildiğini hissetmişti.Gozlerini açtı bu da ne! bir sürü yıldızın arasındaydı.Artik o da kendi gibi yeryüzünden sıkılmış olanlara gökyüzünde nefes olacaktı. Yeryüzünde ise Roza’nın kapısını çalan yoktu.Sadece babaya yaranmak için çağrıldığı akşam yemekleri bile son bulmuştu.Ama vakit yatsıyı geçmişti,mum sönecekti artık... İşe giderken bir trafik kazası geçiren baba yatağa mahkum olmuştu Sadece gözleriyle konuşuyor ama kimse anlamıyordu..Kara günlerdi bunlar elbette gerçek yüzler ortaya çıkacaktı.Kocasına elalemin kınamasından korktuğu için bakan ve bunu yapıyorken adamın burnundan getirirdi. -"kızından kurtuldum sen çıktın başıma,bir bitmediniz ama hep benim suçum.Ona iftira atmıyacaktım.Ona kötü davranmayacaktım.Ah ah..." Seher Hanım,salonda yatan kocasından oldukça rahatsız olunca onu baska bir odaya taşıtmıştı.Dısarıyı izlesin diye pencerenin yanında yatırıyordu.Aksam olmuştu,yıldızlar sahnedeydi yine.Gökyuzunde çok mutlu olan Roza, babasını yatmış gördü.Ne olduğunu merak etmişti.Ertesi akşam babasını aynı halde görünce durumu anlamıştı.Babasıydı sonuçta üzülmüştü.Yıdızla konuşmaya karar vermiş,ona olanları anlatmıştı. Yıldız-Biz ne yapabiliriz ki Roza? Roza-Lutfen yapılacak birşey olmalı.İnsanlar siz kayınca boşuna mı dilek tutuyor? Yıldız:Bu insanlar bize bakınca hayal kurmalılar,hayallerini gerçekleştirmeyi bizden beklememeliler.Bu durumda Yıldızların sahibine, insanların sahibine nida etmelisin. -Roza:Ey yıldızların ve insanların sahibi;eğer babamı iyilestirirsen ben ölmeye hazırım.Onu sağlıklı göreyim ben ölürüm bu hâcetimi kabul et. -Yıldız:Gerekeni yaptın artık beklemelisin.Dua sabır ister... Yıllar sonraydı.Seher Hanım’ın çocuklarından biri doktor olmuştu.Ve yeni bir tedavinin çıktığını babasının iyilesebilecegini söyledi... Baba’nın tedavisi sonuç vermiş,artık vücudunu biraz oynatabiliyordu,Seher Hanım dan çekindiği icin bunu kimsenin yanında yapmıyordu. Ve artık baba tamamen iyilesmisti.Ilk işi Seher Hanım’ı evden yollamak olmuştu. Ne kadar kızını aradıysa bulamamıştı.Bir akşam odasına girdi.En son o gece de girmişti bu odaya.Esyalarina baktı.Roza’sı her yere yıldız çizmişti.Onlar daha mutluyken birlikte İzlerlerdi yıldızları.Gözyaşlarıyla kızının hep oturduğu pencere kenarına gitti gökyüzüne baktı.Roza babasının iyileştiğini görünce çok mutlu olmuştu.Hemde elinde fotoğrafı,gözleri dolu dolu.Baba bilmeden gökteki kızına bakıyordu.Uzun zaman sonra ilk kez göz göze gelmişlerdi.Ve tam o sırada Kızının öldüğüne şahit olmuştu baba.Ama bilmiyordu.Dilek tutmuştu kızım eve gelsin diye...