- 202 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TÜM İNSANLAR VAHİY ALIR
Bizler bir karar vermek zorunda kalınca bir ses duyarız ve bu ses daima bizimle beraberdir ve bu ses bizlere iyiliği, takvayı, güzel ahlakı yani yani kısacası her şeyin doğrusunu bildirmektedir. Bu ses vicdanımızın sesi olup Allah Kur’an’da bizler hakkında şöyle demektedir:
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
"Biz ona ’iki yol-iki amac’ gösterdik." (Beled Sûresi 10. ayet)
Yani nasılki iyiliğe yönelten bir ses varsa kötülüğe çağıran bir seste vardır. Ve insanlar bazen bilerek bazense bilmeyerek ya Allah’ın yoluna yani vicdanlarına veya şeytanın yoluna uymaktadırlar. Örneğin; Nebimiz İsa’nın hâşâ Allah’ın oğlu olduğunu iddia edenler ve Nebimiz Muhammed’in Allah’ın habibi olduğunu iddia edip kainatın Nebimiz Muhammed için yaratıldığını iddia edenler fücura, şeytanın yoluna uymuşlardır. Allah insanlara yanlışı, fücuru ve ondan korunmayı ilham ettiğinide Kur’an’da şöyle haber vermiştir;
"Nefse ve ona ’bir düzen içinde biçim verene’, sonra ona fücurunu(sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun).(Şems Sûresi , 7-8. ayetler)
"Fücur" kelime anlamı olarak ’günaha ve isyana girişmek, fasık olmak, yalan söylemek, nizamı bozmak, ahlaki çöküntü, baş kaldırmak, haktan yüz çevirmek ve takvanın zıddı demektir. Yani fücur olarak isimlendirilen kelime, insan nefsinin olumsuz özelliklerinin tümünü kapsamakta olup vicdanın tam tersidir. Yine kalbe ilham Allah’tan bir nimet olup vicdanın sesi Allah’ın her insana ilhamı yani bir tür vahiydir. Bu anlamda herkes hatta her canlı vahiy almakta olup bu sesli bir vahiy değildir ve nebilere gelen vahiyden farklı olarak kalbe ilham edilir. Allah Kur’an’da bal arısınada vahyettiğini şöyle bildirmektedir:
"Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin."(Nahl Sûresi 68. ayet)
Allah bal arısına vermiş olduğu vahiyle nasıl yuva yapacağını, rızkını nerede bulacağını ilham etmektedir. Yine nebilerin haricindeki kullardan Allah’ın vahyettiklerinden bazılarına Kur’an’dan örnek verebiliriz. Örneğin; Nebimiz Musa’nın annesinin vahiy aldığı şöyle bildirilmektedir:
"Musa’nın annesine: "Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan, onu suya bırak, korkma ve üzülme, çünkü onu Biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu gönderilen (elçilerden) kılacağız" diye vahyettik" (Kasas Sûresi 7. ayet)
Bu ayettende anlaşılacağı üzere Allah Nebimiz Musa’nın annesinin kalbine Nebimiz Musa’yı koruması için nasıl bir yol izlemesi gerektiğini ilham etmiştir. Allah Nebimiz İsa’nın havarilerinede vahyetmiştir. Bu durum Kur’an’da şöyle bildirilmektedir:
Hani Havarilere: "Bana ve elçime iman edin" diye vahiy etmiştim; onlar da: "iman ettik, gerçekten Müslümanlar olduğumuza sende şahid ol" demişlerdi.(Maide Sûresi 111. ayet)
Yine Nebimiz İsa’nın annesine melekler gidiyorlar ve şöyle diyorlar;
Melekler şöyle demişti: "Meryem, Allah seni seçip arındırdı; seni tüm kadınların üzerine seçti."(Ali İmran Sûresi 42. ayet)
Allah’ın insanlara verdiği ilham bir nimet olup; doğruya yönelten, yanlışı ayırt etmeyi sağlayan bir güzelliktir. Vicdan, Allah’ın ilhamı olup tüm insanlarda ortaktır. Ayrıca Ali İmran Sûresi 42. ayetindeyse Nebimiz İsa’nın annesine melekler gitmektedir. Bu durumda nebilerden başkası vahiy almaz dersek Nebimiz İsa’nın annesine melekler gittiğinden onuda Nebi ilân etmek mecburiyetinde kalırız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.