- 713 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VELİ BABA MENAKIBNAMESİNİN YENİ BASKISI HAKKINDA DÜŞÜNCELER
Dr. İbrahim KARAER
Veli Baba Menakıbnamesi, Seyyit Veli Baba Sultan Kültür ve Turizm Derneği tarafından Eylül 2021’de kuşe kağıda 2 cilt halinde mükemmel bir kalitede basılarak okuyucuların hizmetine sunulmuştur. Dernek yöneticilerini tebrik ediyor, kitabın okuyucusunun çok olmasını diliyorum. Menakıbnamenin yeni baskısının yapılacağını çok önceden duymuş, yeni baskıyı merakla bekliyordum. Uluğbey eski Belediye Başkanı Hasan Hüseyin Köse yeni basılan menakıpnameden bir takım göndermek lütfunda bulundu. Kendilerine teşekkür ediyorum.
Veli Baba Menakıbnamesi, ilk kez 1993 yılında, H.1313 (M.1895) tarihli nüshasından Dr. Bedri Noyan tarafından yayımlanmıştı. Bu defa yine 1895 tarihli nüsha esas alınarak Birinci cilt Doç. Dr. Murat Hanilçe, “Seyyit Veli Baba Sultan Dergahına Ait Tarihi Metinler”den oluşan İkinci cilt, Prof. Dr. Ahmet İnanır tarafından yayına hazırlanmıştır. Menakıbnamenin son baskısı, Bedri Noyan’ın yayına hazırladığı baskıdan daha kapsamlıdır. Bedri Noyan’ın hazırladığı baskıda yer almayan bilgilerden büyük bir kısmı, ikinci ciltte yer almıştır. Ayrıca orijinal metine ait sayfalar ile Türkçe transkribeleri birlikte verilmiştir. Böylece okuyucuların orijinal metine erişmelerine imkan sağlanmıştır. Ancak, eser hazırlanırken bölüm başlıklarının kullanılmamış olması, eserin okunmasını zorlaştırmaktadır. “Yer Adları” ve “Kişi Adları” dizinlerinin hazırlanmamış olması da büyük bir eksikliktir.
Veli Baba Menakıbının birinci cildi; Hz. Adem ve Hz. Havva’nın dünyaya gelişleri ile başlamakta ve ilk peygamberler hakkında kısa bilgiler verilmektedir. Daha sonra Hz. Muhammed ailesi ve çocuklarından söz edilmektedir. Hz. Fatıma ve Hz. Ali’nin evlatları, seyyitlik, şeriflik makamları ve Alevi kavramı, On İki İmam, On Dört Masum anlayışı, Veli Baba’nın atası Zeyd eş-Şehid üzerinde durulmaktadır. Hz. Ali ile ilgili 19 hadis, Hz. Fatıma hakkındaki rivayetler, Hz. Fatıma’nın ölümü, Hz. Ali’nin hilafet meselesi, Hz. Muhammed ve İmam Şafii’nin Hz. Ali’ye övgülerine geniş yer verilmiştir. Eserde, Hz. Ali ve Fatıma’nın çocuklarının yer aldığı bir şecere de mevcuttur. “Mebhas-ı Muaviye” başlığında Muaviye’nin hile ve desiseleri ile Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesi üzerinde durulmuştur. Veli Baba Menakıbnamesi, On İki İmamın hayat hikayelerinden kesitler de içermektedir. Mehdi’nin anlatıldığı kısımda Ehll-i Sünnet’le Şia’nın birbirinden ayrıldığı yönler ele alınmaktadır. On İki İmam’dan sonra menakıb, Veli Baba’nın atası İmam Zeyd b. Ali’nin hayatına, şehadetine ve Veli Baba’nın çocuklarının şecerelerine yoğunlaşmaktadır. İmam Zeyd’in kıyamı ve şehadetinden sonra sülalede Zeyd’den Seyyid Veliü’d-din Gaziye kadar geçen kişilerin hayat hikayeleri anlatılmıştır. Veliü’d-din Gazi’nin ardından torunu Veli Baba ile ilgili anlatımları; onun ilmi yönleri, şehit edilmesi ve bazı kerametleri aktarılmıştır. Menakıbnamenin son kısmında o tarihe kadar sülalenin son kişisi olan Mehmet Takıyüddin’in İstanbul’daki eğitim hayatı ve dergaha dönüşü üzerinde durulmuştur.
Kaside ve dua metinlerinden oluşan Menakıbnamenin ikinci cildi, Uzun Er’in Osmanlı Devleti kurucularından Orhan Gazi’ye (1324-1362) sunduğu kasideyle başlamakta, İstanbul dersiamlarından Buruci Muhammed Taki İbn Ali Efendiye tevessül kasidesiyle sona ermektedir.
Veli Baba Menakıbı, halk arasında Veli Baba Sultan olarak tanınan Isparta ili, Senirkent ilçesi Uluğbey köyünde medfun olan sadat-ı kiramdan es-Seyyid Veliyyüddin Gazi’ye aittir. Veli Baba Ehl-i Beyt neslindendir. Menakıbın, 14. asrın başlarından 20. asrın başlarına kadar uzun bir zaman diliminde nesilden nesile aktarıldığı anlaşılmaktadır. Bu geçen süre zarfında yazmanın bazı kısımlarında yıpranma, silinti ve ilaveler olmuştur. Veli Baba Menakıpnamesini yeni harflere çevirerek yayımlayan Bedri Noyan, yazmanın aslında sonradan değişiklikler, silintiler ve ilaveler yapıldığına dikkat çekmiştir. Bedri Noyan, Uluborlu ve çevresinde cereyan eden savaşların anlatıldığı “Otuzyedi Abbasi Padişahları” bölümünde dokuz sayfanın Veli Baba soyundan Takıyyüddin oğlu Veliyyiddin Oktay tarafından sonradan yazıldığını belirtmiştir (Veli Baba Menakıpnamesi 1996: 155,156,244). Mustafa Karatürk, menakıpnamenin aslı üzerinde yapılan ilaveler sonucu tarihi kıymeti olan şecerenin kıymetten düştüğünü söylemiştir (Karatürk, (1991) : 96).
Veli Baba Menakıbnamesi Uluğbey ve çevresi tarihi bakımından önemli bir eserdir. Ancak, menakıbnamede yazılanlarla tarihi kaynaklardaki tarihler örtüşmemektedir. Ayrıca, Sait Demirdal’ın “Bütünüyle Uluborlu” adlı eserinde, Veli Baba Menakıbına atfen verdiği bilgiler ile elimizdeki menakıbnamede yazılanlar arasında da, farklılıklar vardır. Mesela; Sait Demirdal, İlegüp (Uluğbey) Tekke Menakıbı kayıt hülasasına göre; Battal Gazi’nin babası Hüseyin Gazi’nin H.200 / M.815’de Ankara’da ve amcası Hasan Gazi’nin Uluborlu kalesinde şehit olduklarını; Battal Gazi’nin bu şehitleri Ulugün (Uluğbey) köyündeki Zeyl-i Cebel’e defnettiğini, bu olayın Abbasi devrine rastladığını belirtmiştir (Demirdal, 1968: 7,52). Demirdal, Hüseyin Gazi’nin şehit olduğu tarihi belirtmiş, Hasan Gazi’nin şehit olduğu tarihi ise belirtmemiştir. Cümlenin gelişinden Hasan Gazi’nin Hüseyin Gazi’den daha sonra şehit olduğu anlaşılmaktadır. Demirdal, her iki şehidin Battal Gazi tarafından Uluğbey köyünde Zeyl-i Cebel’e defnedildiğini belirtmiş ise de, Hüseyin Gazi, Ankara’da kendi adı ile anılan mahallede; Hasan Gazi, Senirkent Uluğbey köyünde medfundur. Mustafa Karatürk, “Veli Baba Sultan” adlı araştırmasında Hasan Gazi’nin Uluborlu ve çevresinin fethi için M. 832 yıllarında buralara geldiğini ve bu topraklarda şehit düşüp, bugünkü türbenin bulunduğu yere defnedildiğini belirtmiştir. Hasan Gazi, “Battal Gazi’nin babası Hüseyin Gazi’nin kardeşidir. Hasan Gazi, 830’lu yıllarda Serasker olarak buralara kadar gelmiş Eğirdir, Uluborlu, Eğridere’de bulunan İtgar şehri, Sakviran şehri, Eşek Hisarı kalelerini Rumlardan almış ve bu topraklarda şehit düşerek bugünkü türbenin bulunduğu yere defnedilmiştir.” Karatürk’e göre, o tarihlerde türbenin bulunduğu yerde Türk köyü bulunduğu için Hasan Gazi, buraya defnedilmiştir (Karatürk, (1991): 7-9).
Sait Demirdal’ın İlegüp Tekke Menakıbından naklettiğine göre, H.545 M.1150 senesinde Yunanlılar Apolonya (Uluborlu)’yı geri alınca evlad-ı Zeyd-i Hamis’ten Hasan Gazi, H.546 / M.1151 tarihinde Margiyum (Uluborlu) kalesine gaza etmiş ve kaleyi Yunanlılardan geri almıştır. Hasan Gazi, savaş esnasında pusudaki düşmanın darbesiyle yaralanmış ve şehit olmuştur. Demirdal, İlegüp Tekke Menakıbından “Seyid Hüseyin, Mustafa ve Alimüfret Müntehap gazilerin Ali-i Abbas ve Selçuk diyarında dolaştıktan sonra H.585 / M.1189 yılında Eğirdir’in fethine gittiklerini ve orada üçünün şehit düşerek ataları Hasan Gazi medfenine gömüldüklerini” nakletmiştir (Demirdal, 1968: 52). Veli Baba Menakıpnamesinde, Hasan Gazi’nin H.593 / M.1196 yılında şehit olduğu, Ulugün’de Zeyl-i Cebel’e defin olduğu yazılıdır. (Veli Baba Menakıbnamesi 2021: 219,221; Veli Baba Menakıbnamesi 1996: 160-162).
Veli Babanın atalarından Hasan Gazi, Uluğbey ve çevresi tarihi bakımından önemli bir şahsiyettir. Değişik tarihlerde şehit olduğu belirtilen Hasan Gazi, aynı şahıs mıdır? Yoksa ayrı ayrı şahsiyetler midir? Bu konuda kesin bir cevap veremiyoruz. Veli Baba Türbesinde medfun Hasan Gazi, Battal Gazinin amcası Hasan Gazi ise, Veli Babanın atalarının bu topraklarda 830’lardan itibaren yaşadıklarını; Menakıbnamede yazıldığı gibi Hasan Gazi 1196 yılında Uluborlu’nun fethinde şehit düşmüş ise, Veli Babanın atalarının bu tarihten itibaren bu topraklarda yaşadığını gösterir.
Yukarıda kısaca bahsettiğimiz farklılıkların sebepleri arasında ilk akla gelen husus, Veli Baba Menakıbnamesinin birden fazla kopyasının olma ihtimalidir. Acaba günün birinde Veli Baba Menakıbnamesinin farklı bir kopyası ortaya çıkacak mı? Bekleyip göreceğiz.
Alevi Bektaşi kültürüne ışık tutan iki ciltlik bu kıymetli eser: Seyyit Veli Baba Kültür ve Turizm Derneği Uluğbey köyü Senirkent / Isparta adresinden temin edilebilir.
KAYNAKLAR
- Demirdal, Sait (1968), Bütünüyle Uluborlu, İstanbul:
- Karatürk, Mustafa (1991), İki Cihan Hazinedarı Seyyit Velibaba Sultan ve Türbesi, Ankara:
- Veli Baba Menakıpnamesi (1996) / yay. haz. Bedri Noyan, 3. bsk. İstanbul:
- Veli Baba Menakıpnamesi 2 c. (2021) / yay. haz. Murat Hanilçe ve Ahmet İnanır, Ankara:
Seyyit Veli Baba Sultan Kültür ve Turizm Derneği
NOT: Bu yazı, Senirkent Yükseliş gazetesinin Kasım 2021 tarihli sayısının 2.sayfasında yayımlanmıştır.
Dr. İbrahim KARAER
e-mail: [email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.