Gayri Türk Düzenin Çarpık ve Kimliksiz Geçmişinde Oidiupus
Öğrendikçe içimde beslediğim tabularımın olduğunu farkettim.
Bana öğretilen yanlış tarihin içimde yeşerttiği sahte kahramanlarını öldürmek hayli zor oldu.
Gençliğimde şiirlerinin neredeyse tamamını adeta bir nefeste ezberlediğim ve fikir dünyamda devasa ve yıkılmaz bildiğim Necip Fazıl, ne dört dörtlük ve kusursuz biriydi nede verdiğim liyakatıma layık bir şahsiyet.
Dayatmaların ezberlettiği, Türkçesi devasa bir dev, hülasa, şahsiyeti mini minnacık bir cüce.
Dedim ya, tabuları yıkmak ve öğrendikçe tiksinmek, kaderin acımasız bir cilvesi olmalı.
Hayallerimi yıkanın , şeytanın bile yakasını bıraktığı ölmüş bir şahsiyetten ibaret olmadığını söylersem hata yapmış olmam.
Yalanlar üzerine kurulmuş, Türk gençliğinin ağzına bir parça bal çalmaktan ibaret addediğim sahtekarlıklarla dolu ve makalelere sığamayacak kadar geniş ve çok dağınık olan yalan tarih artık sırıtıyor.
Türk evladı sadece Osmanlı gerçeklerinin yüzde 10’unu dahi bilse... inanınız kıyametler kopar.
"Her doğru her yerde söylenmez" kaypaklığı, sineye çekmene ve susmana sebebiyet verir ve susarsın.
Tarihimizde itibar gören bazı zatı muhteremlerin, gayri Türk olduğunu gördüğünüzde ve gerçekten anılmaya layık birer şahsiyetler olmadıklarını , üstüne üstlük öğrendiğinizde, ıssız bir diyarda sisteme ve geçmişin alçaklarına ağız dolusu küfür edesiniz geliyor.
Heyhat! Nafile, beyhude.
Geçmiş olsun.
Amacım geçmişin ne şahsi kişilikleriyle hesaplaşmak nede günü kurtarmak olan zavallı, aciz ve beceriksiz devlet adamlarını ifşa etmek ve hatta devlet-i Türkiye’nin sistemini kötülemek.
Fakat hakikat, aynasını ergeç layıkıyla liyakatı oluşmuş kimliğe iade eder.
Şanı yüce ve geçmişi beşeriyet aleminin içinde kahramanlık ve zaferlerle dolu bir milletin tarihini, din temelinde Arab ve Farsın, benzemek adına Batı’nın kokuşmuş Emperyalist dünyasının fikir ve tarihleri arasına sıkıştırmak şerefsizliktir, aymazlıktır, hainliktir, alçaklıktır ve cümlesi bitmeyecek kahpeliktir.
İşte Türk çocuğuna bu kahpelikler yapılmış, var olan şerefli ve temiz mazisi yerine çarpık bir anlayış empoze edilmeye çalışılmıştır.
Bu yazının gayeside bunları ifşa etmek, haykırmak ve hesap sormaktır.
İnsanda nefs hem zavallı hemde zorbadır.
Beşer bilmediği sürece nefsinin köpeğidir.
Zavallı, yığınlara, sessiz sessiz grühlara ruh veremezsiniz.
Bilginin olmadığı kalabalıklarda fikirler çarpık yürür.
Kafa bir milyon, ego on milyon olur laf anlatamazsınız.
Yalnız kalırsınız. Kimsede sizi anlamaz.
Adı "Türk" olanın gerçeklerini, ismi Türkiye olan ülkede hor görmek bir neslin kaderi olur.
Ülke içinde azınlıklardan sayılmayan gayri Türk azınlıkların maskarası haline gelmiş bir sistem, binlerce yıllık Türk medeniyetini taşıyamaz hale gelir.
...
Her gün evinize giren Tv kanallarında sizlere seslenenlerin ve söz sahibi olanların etnik kimliklerini hiç merak ettiniz mi?
Kesinlikle amaç ırkçılık değil fakat çok basit bir soru bu...
Basit bir soru.
Gerçekten o sunucların, konuşmacıların etnik kimliklerine dikkat ediniz.
Sadece basit bir araştırma ile bu bilgilere ulaşabilirsiniz.
Önemsiz gördüğünüz konunun detayları inanınız can çekişiyor.
Adına dünya denen âlemde yaşıyorum;
Açıl mâveram açıl, şeytan önümde eğil.
Kaybolmuş zerreyim,vallahi şaşıyorum,
İnan gördüğün her şey, bildiğin gibi değil.
Yük ağır, vakit tamam, uzağa yolculuk var.
Yolcu yolunda gerek, güle güle çocuklar...
Hayat ince bir perde, sanki yırtılası zar,
Dünya bir sınav imiş, bildiğin gibi değil.
...
Geçmişte Türk milletinin adeta yakasına yapışan bağnaz fikir ve düşüncelerinin küme küme aşılamaz dert dağlarını oluşturduklarına şahit oldum.
Türk çocuğu saf ve temiz olmakla birlikte, İman meşrebince dine, din döngüsünde beşeri aleme çok samimi zenginlikler kattı.
Fakat, samimiyeti yetmedi; zenginliğini ifşa ve ispat noktasında hem zayıf hemde aciz kaldı. Kullanıldı.
Türk adı kendinden alındı.
Tarihi silikleştirildi.
Kimliğine yabancı bir nesile laf anlatmak o kadar zorlaştı ki...
Türk’ün tarihine bilinçle bakmak için Milli şuur ve izan gerekir.
Özüne dönmekte zorlanan kalabalık yığınlar birde bakarsın ki düşmanın oluvermiş.
Ayağı çukura düşmüşlerden, pespaye kehkeşanlardan hem akıl hemde medet dilenir hale gelirsin.
Öz yurdunda hem garip hemde sahipsiz kalırsın.
TÜRK ÇOCUĞU, TÜRKLÜĞÜNE SAHİP ÇIK!
Atsızın ifadesiyle "Türk, Türkleştikçe Güçlenir"
Saygıyla...
...
Ali Urgan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.