Ağıt
İnsan ağlamazsa ne olur? Buna cevap belki de şu olur du, “Asuman ağlamazsa ne olur!” Hiç bir canlı büyümez, toprak çöl olur, virane olur. Ağıt düştüğü yerde vicdanı ve merhameti yeşertir.
Ağladığını saklar insanlar, ayıplanır çünkü… Hatta ben asla ağlamam da derler. Ağlamayan insan, insan olur mu? Yaşayabilir mi? asla…
Ağlayan insan da, vicdan, merhamet, aşk, sevgi… Ne olmaz ki? Cellata sorsanız, siz baba mısınız? Evladınızı idam eder misiniz? Evladınız acı çekse siz güler misiniz? der ki asla… Evladını öldürmez ama başkasını öldürmekte tereddüt etmez. Bu ölümden dolayı vicdanı sızlamaz. Evladı, eşi, ana ve babası var mı, onlar üzülür mü diye asla düşünmez. Düşünse zaten o kişiyi idam da edemez.
Hem ağlar ve hemde böyle bir işi nasıl yapabilir ki? Bu doğada aşırı yağış alan yer gibidir. Yağdıkça sel olur, büyürde büyür, hiç bir yere sığmaz… O seli zarar görmeyecek yerden seyreden, su ne güzel akıyor diye keyif alır. Oysa o sel evleri yıkmıştır, insanları sürükleyerek canından etmiştir. İdam edeninde öldürdüğünde sergilediği görüntü bunun gibidir. Acı değmeyen yerde hıçkırık olur mu?
Hıçkıra hıçkıra ağlayan kişinin etrafına vermediği zarar kalmaz. Aşırı ağlamakta başkasına zarar verir. Acımayan kalpleri acıtır. çareler aratır. Çok ağlamakta israftır, zararlıdır.
Vicdan, merhamet… Kıyaslaması yapılabilir mi? Çaresiz insan ağlar, ciğerini dağlar, böylesi rahatlar bir an. Belki bunlar kimine aşırı yapılır, kimine yapmaya gerek duyulmaz. Kalpteki yerine göre değişir derecesi. Binlerce insanı öldürüp vicdanı sızlamayan bir insan, sevdikleri öldüğünde intikam yemini yapar, ağlar, bağırır ve çağırır. Öldürdüğü kişilerin sevdiği var mı diye düşünmeyen bu insan, sevdiği öldüğünde kıyamet koparır. Bu nasıl çelişkidir, şaşılacak kadar dehşetlidir.
Bir insan diğerini öldürürken, ona merhamet etmezken ne düşünürde bunu yapılması gerektiğine inanır. Öldüğünü görmek ister, film seyreder gibi keyifle bakar. Ağlamayı, ağlayarak yüreği ferahlayan insan bunu nasıl yapar, bu görüntüden nasıl keyif alır. Şaşılacak durum budur. Demek ki ağlamak yetmiyor, insan olmak için, duygusallık için, aşk ve sevgi için… Yağmur yağmadan önce tarlaya tohum atmak gibi… O tohum insanlığın doğuşunu gerçekleştirir. Yeşertir. Yağmur, toprak ve tohum … Bu üçlü bir arada olmazsa ne vicdan ne merhamet olur ne de insanlık. Ağıt, kalp ve vicdan… Her insanda bunlar bozulmamalı.
İnsan ağlamalıdır ve ağıt kişinin insanlığını yitirmemesine sebep olmamalıdır.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
ağlamak.
insan ağlamayı sever mi?
ya, acı çekmek?
ağlamak zararsızdır ve insan olmanın da meali.
ve zalim insanlar bir diğerinin göz yaşıyla mutlu olurlar.
biz Allah rızası için yaşarken ağlayaran bir anlamda uzanırız o İlahi yola.
yoldan çıkmamak adına.
yolda kalmak ve vazgeçmemek.
iyi yürekli insanlar ağlar ve huzuru duyumsar.
en müthişi ise inancın eşliğinde manevi gözyaşları dökmektir.
ağabeyim Allah razı olsun
selam ve dua ile