- 598 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
TANRICILIK OYNAMAK
Tanrıcılık oynamak
İnanç her dönemin vazgeçilmezidir. İnsanlar ilk zamanlardan beri kendisini olağanüstü doğa olaylarında veya üstesinden gelemeyeceği zor bir anda kurtulmak için kendisine bir koruyucu aradı. Kimisi güneşe, kimisi suya, kimisi bir hayvana, bitkiye veyahut kendi yaptığı bir heykelden yardım etmesini istedi. Eğer o durumdan kurtulur ise bunu tanrısın yaptığına inandı. Şayet bu badireyi sıyrıklar ile atlattı ise tanrısına kesinlikle bir hediye sunması gerekiyordu ki bu hediye sıradan bir hediye olamazdı. Bu hediye kutsal bir hediye olmalıydı. Elbette ki bunun kan olmasına karar veren insanoğlu sonunda sığınacak bir liman bulmuştu. Doğru veya yanlış insanoğlu birseylere inandı taptı hayvan ve insanlardan adaklar adadı.
Çünkü inanç insanın kendini güvende hissetmesi arkasını kollayan birisinin olması onu güçlü kılıyordu. İnandı ve tanrısını seçti. Bu tanrı belki insan belki hayvan vs idi. Lakin tokezleyene kadar istekler makul bir şekilde kabul edilmediği zaman Tanrıya kimisi hakaret etti kimiside yalvarmaya devam etti. Kul olmak kolaydı lakin ya tanrı olmak. İnsanların üzerinde bir güç onların gözünde mükemmel olmak ne kadar da güzel olmalıydı ki, kendisini tanrı olarak göstermek, kendisine insanların yalvarıp dua etmesi adaklar kanlar dökülmesi, İşte tarihte Nemrut ve firavun misali olmak.
Bir gün firavuna diyorlar Musanın tanrısı adam öldürüp geri diriltiyormuş. Firavun bu konu üzerine yoğunlaşır ve Musa yı çağırır huzuruna sorar doğru mu, diyerek. Hz Musa ona anlatır insanın babadan anneye anneden dünyaya olan doğum yolculuğunu bunun Allah tarafından olabileceğini söyler. Firavun "Peki ya ölen nasıl dirilir" dediğinde. Hz Musa Allah’ın kendisine öğrettiklerini hesap gününün kıyamet günün geleceğini ve tüm herkesin dirilecegini kuyruk sözümü kemiğinden tekrar yaratılacağını söyler. Firavun güler bu duruma kanıtın ispatını yok der oysa ben senin Tanrının yaptığını iddia ettiklerini yapabiliyorum der. Herkes şaşkın iki köle çağırır ve yanında ki muhafaza öldür der. Kölelerden birisi öldürülür. Firavun mağrurlu " bak öldürdüm işte onun canı benim iki dudağımın arasındaydı" diyerek diğer köleye yönelir. Öldürün emrini verir ve tam muhafız öldurecekken "durun, bunu bağışlıyorum" diyerek, Yine Musa’ya "bak bunu yaşatan hayat veren benim" der. Yanlışlarım varsa mahsur görün. Firavun elinde ki kudret ve ihtişamı öyle bir kapılmış be Tanrı olarak kendisini öylesine kaptırmıştır ki sonunun olduğuna inanmamak için bir takım kendini kandırmaca oyunları oynamıştır. Bunun gibi tarihte Tanrıcılık oynayan çok örnek vardır, Nemrut ve birçok imparatorluk başında duran ölümlü yemeden içmeden yaşayamayan bir sivrisineğin bile istilasından acizken böyle iddialı bir role soyunmak ne kadarda dışarıdan bakınca aptallık olsada onlar yapmış. Peki ya şimdi.
Şimdi onların torunları veya soylarından gelenler var. Teknoloji ve her türlü insanları ilgilendiren eğlendiren ihtiyaçları yöneten ve bundan inanılmaz paralar kazanan, çok zeki mucitleri ve bu mucitlerin buluşlarını fırsata Çeviren ve bu adamlara bir anda zenginlik veren bir azınlık var. Bu azınlık para ve akıl ile dünyaya hükmediyor bunu kabul ediyoruz. Lakin ya İlahi güce kafa tutmak onun dengelediği düzeni ele almaya çalışmak neden?
Güneşin ışıkları ile havayı en sıcak olduğu zamanlarda şimdilik 5-6 derece fazla ısıtmak, ısıttığı bölgede yangınlara vs sebep olmak ve rüzgarın gidişatına göre bunu belirleyip yağmur bulutları oluşturarak bu bulutların bir bölgeye kümelenmesini sağlamak ve burada başka sel, şu baskını gibi felaketlere sebep olmak. Saygıdeğer arkadaşlar bu söylediklerim bundan 50 sene önce söylenmeyen hatta hayal bile edilmeyen cep telefonları gerçeğinden daha inandırıcı bunu lütfen hafife almayın. Adamlar yeni dünya düzeni adı altında doğa olayları dahil olmak üzere bir çok konuya el attılar.
Amaç 8 milyar nüfusu 1 milyarın altına düşürmek, ancak dünya bu şekilde refah bulur inanışındalar, ayrıca doğumları değil ama ölümleri kontrol etmek istiyorlar. Çünkü doğan bir çocuğun ne kadar zeki olacağını neye fayda sağlayacağını vs bilemezsiniz. Lakin bizim sıradan 60-70 yaşında ki bir emeklimizi fizyolojik olarak öldükten sonra çözeltip doğaya gübre olarak verebilirsiniz. Onların sıradan bir insanda gördükleri bu, başka bir şey değil. Covid-19 bunun için çıktı şimdi aşı sayısını 4 e tamamlamayı planlıyorlar . Covid19, Delta varyantı, Delta X variantı, vs.
Sonunda gele gele "Kıyamet günü variantı" diye bir iddia atıldı ortaya. Vücuda enjekte edilen aşılar bu virüsün puzzlerı
Yani covid 19, Sars virüsü, domuz gribi, tüberküloz, grip ve nezle vs olarak derlenirken araya akciğerlerden, kalbe ve karaciğere zarar vermek için ölümcül hassas organlar hedef alınıyor. Böylelikle biz korunmak için tıpış tıpış aşı olmaya giderken istatikler Avrupa ülkelerinde %10 un altında oda mülteci, yaşlı, vs olanlar aşı oluyor. Tabi bu istatikler ve bu aşılar ne kadar dogru oda muamma. Lakin Tayland, Endonezya gibi ülkelerin aşıdan önce ki ve aşıdan sonra ki sayilar gerçekten dikkate değer. Çünkü aşı kayıpları çoğaltmış. Neden peki kendi yaptıkları aşıyı kendileri olmuş gibi yapıp olmuyorlar. Çünkü işin içinde başka bir amaç var hedef Asya. Zaten virüsün Çin’de çıkması da nüfus azaltma eylem planını ortaya koyuyor. Aşı olarak vücudumuza aldığımız mikroorganizmanın dna ya kalıtsal zararlar verecek dendiğinde covid19 tek aşı olarak düşünmeyin 4 yapraklı bir yonca bu ilk doz covid19 ikinci, üç ve dört aşıdan sonra amaçlanan hedefe ulaşılabilecek. Peki ya aşı oldum bundan sonra olmasam olur mu diyorsanız onu bilemem, yahudi olan biontechin ciosuna ne kadar güvenebilirsin bilrmiyorum. Şimdi kardeşine güvenemeyenler insanlığa dünyaya gelmiş bütün hilelerin kaynağı olan yahudilere ne kadar güvenebilir. İnanın eğer o insanın yahudi olduğunu bilsem ve çölde kalsam bana bir bardak su uzatsa onu içmem. Bu yahudi düşmanlığı değildir bu güvensizlikten. Bu sebepten ne yapıyorsanız yapın bir işin içeriğini araştırmadan gelişi güzel konuşmayın. Hata yapılıyorsa ve bu hatayı yapmanıza inandığınız topluma hitap eden biri yapıyorsa bunun bilinçli olabileceği hep aklınızın bir köşesinde kalsın. Dayatma ile içeriğinde ne olduğunu anlayabilecek labaratuvarımızın ve bu doğrultuda yetişmiş bilim adamlarımızın olmayışı ve yetersiz olanların okey demesi ile bu aşı sınıfı geçmiş sayılmaz. Devlet büyüklerimizin de zoraki uygular gibi herkese aşıyı dayatma göstermesi ACABA! söylenenler doğru mu? Bunlar Necmettin Erbakan’in söylediği gibi Tayyo2 gömlegini bu sebepten mi giyindi? Sorusunu akla getirir. Neden Avrupa aşı verileri dikkate alınmıyorda ülkemizde bu kadar revaçta diye düşündürür.
Temennim bu Tanrıcılık oynayan, yahudi localarının başında ki çekirdek kadronun bu eylemlerine son vermeleri ve bizimde karar mercilerimizin aşı dayatması yapmadan güvenilir bir şekilde insanına hizmet etmesidir. Lakin bu olacak mı senin söylemenle diyorsanız maalesef buna kargalar bile güler. Bu sebepten sesimizi ne kadar yükseltirsek o kadar insan bilinçlenir ve kurtulur.
Size eğer Allah ömür verirse ve bu gidişat ile ölümü hergün apansız beklerken ve ondan hiç ama hiç korkmazken birçok akla gelebilen gelmeyen belki bir senaryo olarak görülen veya dikkate alınan durumlar konusunda yazacağım.
Değerli vaktinizi bu yazıyı okumaya ayırdığınız için size çok çok teşekkür ediyorum.
Ne kadar imkansız olsada bu durumda yine de
Sağlıcakla kalınız
Saygılarımla...
YORUMLAR
Sormuşlar ya: nerem doğru ki?
Ve bizler ilk günden beri inanmayı seçtim çünkü kendimiz sandık karşımızdakini derken kendimizden uzaklaştık ve...
Sözcükler ve sözlükler yetmez bunca acı bunca zulüm sahi hak ettik mi?
Ettik, üstadım çünkü ilk günden beri birileri illa ki Allah'a şirk koştu ve şimdi adeta bir sirki gibi dünya.
İpte yürüyen canbazlar ve düşen ve ağzı açık seyreden birileri ve işte kendi kazdığımız kuyuda çırpınıyoruz.
Ölüm.
Sonsuzluk.
Hey gidi hey insanlık!
Ne çok değer biçmiştil kendimize ve şimdi sefilleri oynuyoruz dünyaca.
Garantisi yok artık hiç bir şeyin ve hayallerimizi de çaldılar olansa genç nesle oldu çocuklara ve insan ırkındaki sapmalarla sapıtan insanlık.
Her türlü vahşet ve algoritma ah, evet, sapkınlık diz boyu türeyen üçüncü cins ve insan nefsine tapınmayı m/eziyet bilenler.
Akıl ve vicdan iken bahşedilen ve işte hayal kırıklığı ile dolu dünya düzeni ve artık yüce Mevlamızın da sabrı taştı.
Birşeyler dayatılıyor birileri nemalanıyor ve hala ve hala ve ısrarla inanıyoruz.
Yarına çıkacağımızın dahi garantisi yok.
Dünyayı ve tabiatı kendi ellerimizle imha ettik ve sözüm ona ihya ettik yürekleri.
Geç mi?
Erken mi?
Bunu tek bilen, O ve İnşallah yeni bir şans verir kainat bize ve...
Devamı mı?
Neyin devamını getirebilir ki insan bu saatten sonra?
Çok etkindi yazınız ve düşünmeye sevk eden zaten en sevdiğim beyin fırtınasında savrulup sakin huzurlu bir dala konmak.
Tüm saygımla selamlıyorum.
Asıl ben asıl biz size teşekkür ederiz
mavitükenmez
Yorum ve ziyaretiniz yazdıklarıma ek ve yaren oldu. Çok teşekkür ederim değerli insan, Değerli üstadem.
Sağlıcakla kalınız
Saygılarımla
Üstadım...İnsanoğlu açgözlülüğü, şükretmeyi bilmezliği, hep bana hep bana canavarlığı, hatta ahlaksızlığı, erdemsizliği, riyakarlığı, umursamazlığı ile bugün kendisine dayatılan musibetleri hak der duruma getirilmiş veya gelmişti...
Corona'dan sonra sağ kalanlar da aynı şekilde devam edecekler...
Birbirlerini dinlememeye, sormamaya, soruşturmamaya, araştırmamaya, bilmek istememeye, akletmemeye, tefekkür etmemeye...devam edecekler...
Yine toprağı, suyu, denizi, gölü, akarsuyu kirletmeye, zehirlemeye, ormanları yakmaya devam edecekler...
Yine......
Yine.....
Yine.....
Küreselleşmeyle her şey birbirine bağlandı, her şey birbirinin nedeni ve sonucu, her şey birbirini koşulluyor...
Bütün dünya yanan bir orman haline, insanlar da kaçamayacak kağlumbağalar haline getirildi...
Dünyayı uydulardan seyredenler için, seyredenler tarafından...
Bir de dünya politikacıları kurtarıcı pozları vermeye çalışmıyorlar mı, gel de gülme...
Selam ve saygılarımla.
mavitükenmez
Size hakvermek sadece bununla yetinmek ne kadar acı biliyor musunuz? İnsanları uyarmak ve onların hepsinin sizin gibi azınlık olanlar gibi düşünebilmesi büyük bir imkansızlık maalesef. Şimdiki bu yarış zor engelli bir parkur ve biz teknoloji ve düşünce olarak çok çok geride kaldık. Hani dediniz ya,
"Bütün dünya yanan bir orman haline, insanlar da kaçamayacak kağlumbağalar haline getirildi.."
12 den vurdunuz. Size degerli yorum ve ziyaretinizden dolayı çok teşekkür ediyorum.
Sağlıcakla kalınız
Saygılarımla...