SEYİD DEDEME AÇIK MEKTUP
Çanakkale Deniz Savaşının unutulmaz kahramanı Koca Seyid’e çocuk gözüyle yazmış olduğum temsili mektuptur. Şehitlerimizin ruhu şad, mekânları cennet olsun….
18/03/2021
Gazipaşa
Koca Seyit Dedeme Açık Mektubumdur:
Tarih kitaplarından hep senin Çanakkele Deniz Savaşı’nda göstermiş olduğun kahramanlıklardan bahseder, çok mutluyum; çünkü senin gibi bir kahramanın torunuyum, bir o kadar da üzgünüm seni hiç göremedim, göremiyeceğim…
Onca imkânsızlıklara rağmen 20.yüzyıl tarihini değiştiren Çanakkale Savaşı’dır; bu savaşın kaderini değiştirenlerden biri de sensin Seyid Dedem… Bizler, sizlerin kazandığı bu zaferler sayesinde rahatça yaşayabiliyoruz. Bu mektubu da seni, arkadaşlarım daha iyi tanısınlar diye kaleme alıyorum. Sen, çok mutavazı bir insanmışsın Dedem, kızmazsan seni biraz anlatacağım arkadaşlarıma: 18 Mart 1915’te Müttefik donanması, Çanakkale Boğazı’nı geçmek için saldırdı. Bu sırada Seyit Dedem, Rumeli Mecidiye Tabyası’nda görevliydi. Türk topçusunun yoğun karşı ateşi ve daha önceden Nusret Mayın Gemisi’nin döktüğü mayınlar, bu saldırıyı püskürttü. Düşman donanmasının top atışları sebebiyle tabyada bulunan topun, mermi kaldıran vinci parçalanır. Bunun üzerine Seyit Dedem, bir mermiyi sırtlayarak top kundağına yerleştirir. Attığı mermi, "Ocean" adlı İngiliz zırhlısına isabet eder. İsabet alan gemi, sürüklenerek Nusret’in yerleştirdiği mayınlara çarpıp batar. Bu atış, savaşın seyrini değiştirir. Müttefik donanması, boğazı geçemeyeceklerini anlayarak geri çekilir. Bu olaydan sonra, Seyid Dedemin kahramanlığı dilden dile dolaşır ama Koca Dedemin nerede yaşadığı, ne iş yaptığı, neyle geçindiğini hiç bilinmezmiş, Seyit Dedem de, övünmeyi, yaptığı işeri anlatmayı hiç sevmezmiş; kendini hep gizlemiş.Koca Dedem,senin yaptığın kahramanlıklar hep dilerdeymiş ama köylülerimiz bile o kahramanın sen olduğunu bilmiyormuş. Sakın kızma Koca Dedem, yaptığın kahramanlığı anlatmak durumundayım ki biz ve bizden sonra gelecek kuşaklar da, seni örnek alarak yaptığı hizmetlerin karşılığında beklenti içinde olmasınlar: Koca Seyit, yani Koca Dedem, harpten sonra kimseye dememiş. ’Harp anında ben top kaldırdım da savaşın seyrini değiştirdim.’diye .Hep saklamış. Ta ki,Atatürk’ün bölgeyi ziyaretine kadar…On bir yıl sonra Atatürk Havran’a gelir. Atatürk, Havran Nahiye Müdürü’ne der ki:”Bu yörede Seyit Onbaşı olacaktı, benim onu görmem lâzım. Nahiye Müdürü de Koca Dedemin(Seyit Onbaşı’nın) hangi köyde olduğunu bilmediği için, ne biliyorum diyebilmiş, ne bilmiyorum diyebilmiş. Atatürk’ün Karşısında tedirgin olmuş. Ertesi gün askerlik şubesinden gerekli bilgileri öğreniyor, şubeden iki jandarma salınıyor dedemim köyüne. Sabah Edremit’ten yola çıkan jandarmalar atla ancak akşamüstü köye gelebiliyor. Geliyorlar ama Koca Seyit köyde yok. Dağa kömür yakmaya gitmiş. Askerler, akşama kadar beklerler. Koca Seyit, akşam geç saatte evine yaklaşır, bakar evin önünde iki jandarma. ’Ah bugün dağdan kaçıra kaçıra iki çuval kömür getirdim ama burada da zabıt tutulacak. " der. Asker ,demiş ki ’Seyit Kaçma’. Koca Seyid:’Kaçmıyorum asker ağa kaçmıyorum da ne kusur işledim de beni bekler durursunuz, suçum ne? Neden burada bekliyorsunuz?’ ’Hayır. Suçun yok. Biz seni bekliyoruz. ’Seni Paşa çağırıyor’. Koca Seyit, o zaman der ki ’Hemen gidelim. Paşa nerede?’ Koca Dedem sanıyor ki Ankara’ya kadar gidilecek, sızlanmaya başlar:” Ben Ankara’ya nasıl giderim? Ayağımdaki çarık yırtık. Üstüm başım da Ankara’ya lâyık değil. Ankara’ya kadar tren param da yok ki. Gidemem.’ ’Askerler müdahale ederler. Hayır, Paşa, şu anda Havran’da seni bekliyor’ derler. ’O zaman hemen gidelim’ der Koca Dedem …Havran’a gelirler.. Nahiye Müdürü Koca Dedemi görüyor. Bir bakıyor, hali perişan. Gece bir berber bulunuyor, Koca Dedemi traş ettiriyor, kendi ceketini de giydiriyor. Ceketin kolları kısa geldiği gibi ceketin İki yakası bir araya gelmediği halde öylece Atatürk’ün huzuruna varıyorlar. Koca Dedem, Atatürk’ü görünce ’Paşam hoş geldin’ der. Atatürk: ’Asıl Seyit sen hoş geldin. İki gündür seni bekliyorum. Neredeydin?’ Koca Seyit, ’Paşam dağda keçilerin yanındaydım. Haberini alınca hemen geldim’ der. Paşa, ’Ne işle meşgulsün?’ Koca Seyit’ ’Çobancılık ile meşgulüm Paşam’ der Koca Dedem. Atatürk, ’Seyit sen savaşın seyrini değiştirdin. O anda ne istiyorsun dedik. Çift tayın istiyorum dedin’. Tayını İki gün yemiş üçüncü gün iade etmişsin" der. Koca Dedem de, o kahramanlığı para için değil, vatan için yaptım, der Atatürk: ’Seyid, sana maaş bağlayalım.’ Koca Dedem de: ’Hayır Paşam. Biz o an görevimizi yaptık. Maaş için değil’ der, maaş bağlanmasını istemez. Çay, kahve içerler, ondan sonra kalkarken Koca Dedem şöyle der:’ Paşam, senden bir tek ricam olacak. Acaba nasıl görürsün?’ Atatürk, ’Söyle Seyit’ der. Koca dedem de, ’Ben keçinin ardında meşe odunu topluyorum. Ondan kömür imal ediyorum. Havran ve Edremit’te aşçılara gece kaçak satıyorum. Senin emrin ile o ormanda ormancılar önüme geçip baltamı almazsa geçinirim.’ Atatürk bunun üzerine, ’Bu vatandaş bu işi serbest olarak yapsın. Yardımcı olun. Serbest olarak satsın’ talimatını verir. Koca Dedem, bir müddet hem kömür yapar hem satar. Maalesef, göreve yeni gelen yeni nahiye müdürü ,Koca Dedem’i kaderine terk ediyor, arayıp sormuyor. Atatürk’ün emaneti Koca Seyid Dedemi… Yine eski usul kaçak yapmaya başlıyor kömürü, geçinemediği için bir zeytin yağı fabrikasında da hamallık yapmaya başlıyor. Hamallık yaptığı yıl üşütmeye bağlı zatürre olup 50 yaşında vefat ediyor Koca Dedem…
Ey Koca Seyid Dedem, bunları gelecek nesiller duysun ki yaptıkları her iyiliğin karşılığını beklemesinler. Vatan, bayrak, millet sevgisinin karşılıksız olduğunun farkına varsılar. Ben, senin gibi kocaman yürekli, Kocaman Seyid Dedem olduğu için gurur duyuyorum..
Büyük zaferlerin ve kahramanlıkların büyük fedakârlıklarla kazanıldığını bilecek yaştayım. Üzüm hoşafı ve süpürge tohumundan kuru ekmekle karnını doyuran ve namlusunda sayılı fişekle,ama düşmanın karşısında yanardağdan kopmuşçasına bir yürekle ,er meydanında gösterdiğiniz kahramanlıklar, bu millet var oldukça unutulmayacaktır.İnsanın ve insanlığın tüm sınırlarını zorlayan bu savaşta ,o devasa gülleyi yerden kaldıran,bütün fizik kanunlarını zorlayarak topun namlusuna koyan, Ocean zırhlısını tam kalbinden vuran,baştan ayağa imanla dolu olan siz kahraman Mehmetçikler yazdınız bu destanı sevgili dedem….
Türkiye’nin varoluş koordinatlarının çizildiği Çanakkale Deniz Savaşı’nın Koca Seyid’i, bugün tarih önünde alnımız açık, dimdik duruyorsak, vatanımızın her karış toprağında nefesimizi özgürce soluyorsak ve bakıp geçmişe, geleceğe dair büyük düşünüyorsak, tüm bunlar sizlerin fedakârlık ve yiğitliğinizin bir eseridir. Ruhlarınız şad olsun.
Koca Dedem, mekânlarınız cennet olsun.. Türk milleti sonsuza değin var olsun.. Seni, silah arkadaşlarını her daim yüreğimizde yaşatacağız, dualarım seninle. Bize emanet ettiğiniz bağımsızlık meşalesini bizden sonraki nesillere, teslim edeceğimizden hiç şüpheniz olmasın. Allah rahmet eylesin mekânınız cennet olsun..
Torunun Türk Çocuğu
YORUMLAR
Seyit Ali Çabuk bu ülkenin yetiştirdiği alnı öpülesi kahraman evlatlarından yalnızca bir tanesidir. Hayat hikayesini içim burkularak okumuştum. Bu özel günde bu güzel insanı yad ettiğiniz için size minnettarım Şenol Hocam. Yüreğiniz dert görmesin, kaleminiz körlenmesin. Biz Türk milleti olarak kahraman ecdadımızın emanetine canımız pahasına sahip çıkacağız. Kahramanlarımıza bugün bir Fatihayı çok görmeyelim. Her aklımıza geldikçe hayırla hatırlayıp bize bıraktıkları bu cennet vatanda yaşadığımız için şükredelim. Şehitlerimizin ruhları şad ve handan olsun.
Seyit Ali Çabuk bu ülkenin yetiştirdiği alnı öpülesi kahraman evlatlarından yalnızca bir tanesidir. Hayat hikayesini içim burkularak okumuştum. Bu özel günde bu güzel insanı yad ettiğiniz için size minnettarım Şenol Hocam. Yüreğiniz dert görmesin, kaleminiz körlenmesin. Biz Türk milleti olarak kahraman ecdadımızın emanetine canımız pahasına sahip çıkacağız. Kahramanlarımıza bugün bir Fatihayı çok görmeyelim. Her aklımıza geldikçe hayırla hatırlayıp bize bıraktıkları bu cennet vatanda yaşadığımız için şükredelim. Şehitlerimizin ruhları şad ve handan olsun.