- 258 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜN BATIMI CİNAYETLERİ BÖLÜM-8
GÜN BATIMI CİNAYETLERİ
BÖLÜM-8
Akşama kadar otelin civarında oyalanarak vakit geçirdi. Akşam dokuza doğru, Remziye’nin tarif ettiği kahveden içeri girerek boş bir masa bulup yerleşti. Dikkatli, dikkatli etrafına bakınmaya başladı. Aradığını bulmak uzun sürmedi. Artık beklemekten başka yapacak bir şey yoktu. Tek korkusu zamansız öfkelenmekti. Zira kadının anlattıkları aklına geldikçe öfkesi kabarıyordu. Pisliğin ise yerinden kalkmaya hiç niyeti yoktu. Arkadaşlarıyla yaptığı konuşmalar kulağına kadar ulaşıyordu. Arkadaşlarının da ondan farkı yoktu. Utanmadan,
‘’ Beyler bu gece çok şanslıyım. Burada sizi söğüşlüyorum. Evde de fıstık gibi piliç beni bekliyor.’’
Arkadaşlarından biri sordu,
‘’ Bizde o pilicin tadına bakacak mıyız?’’
‘’ Acele etmeyin arkadaşlar. Atalarımız ne demiş, komşuda pişer bize de düşer. Anlarsınız ya? Benim daha fazla dayanacak gücüm kalmadı. Kalkalım artık.’’
Osman, hiç düşünmeden, karar verdi. Bu gece bir değil dört kişiyi cezalandıracaktı. Yavaşça yerinden kalktı acele etmeden hesabı ödedikten sonra peşlerinden dışarı çıktı. Ay bir kere daha bulutların arkasına saklandı. Osman kendisinde olan değişikliği artık fark edebiliyordu. Remziye’nin anlattıkları aklına gelince öfkelenmeye başladı. Bu öyle bir öfkeydi ki camdan adam olmuştu. Yapacağı eylemin tadını çıkara, çıkara kurbanlarını takip etmeye başladı. Artık zamanı gelmişti. Birkaç adımda yetişti. Adamlardan birinin omuzuna dokundu. Adam arkasına dönmesiyle beraber, olduğu yere yığılıp kaldı. Geriye kalan üçünü de haklamak onun için çocuk oyunuydu. Elindeki susturucu takılı tabancayla Muammer’in yanındaki adamları susturmak zor olmadı.
‘’ Şimdi baş başa kaldık Muammer.’’
‘’ Sende kimsin be?’’
‘’ Azrail’inim be Muammer. Soyun bakalım?
‘’ Git işine be adam belanı mı arıyorsun?’’
Tabancayı alnına dayayınca Muammer yelkenleri suya indirdi. Şimdi korkudan titriyordu.
‘’ Soyun orospu çocuğu.’’
Muammer soyunmaya başladı. Ayağından donunu da çıkardı. Muammer son bir umutla,
‘’ Elimde fıstık gibi on altılık bir parça var. Sana vereyim canımı bağışla’’ Osman, iğrenerek Muammer’e baktı. Esas iş şimdi başlıyordu. Remziye’nin kocasını duvara yasladı. Tetiğe bir kere dokundu. Artık son bir işi kalmıştı, cebinden bıçağını çıkartarak erkeklik organını kökünden kesip ağzına tıkıştırdı. Sıra taşaklarına gelmişti. Taşaklarını da kesip, iki avucuna bıraktı. Bu geceki işi bitmişti acele etmeden sokakta yürümeye başladı. Rastladığı ilk telefon kulübesine girerek Remziye’nin numarasını çevirdi. ‘’ Buyurun ben Remziye.’’
‘’ Ben de Osman, O şerefsiz seni bir daha rahatsız edemeyecek. Haberin olsun.’’
‘’ Senden Allah razı olsun Osman. Seni bir daha ne zaman görebilirim?’’
‘’ Acele etme ben seni arayacağım. Bir müddet görüşmeyeceğiz. Polis seni sıkıştıracak sakın açık verme. Üzgün görün, poliste öyle bir intiba uyandır. Yapabiliyorsan salya sümük ağla ve beni arama. Polis senin telefonu takibe alacak.’’
‘’ Sen o işi bana bırak öyle bir rol yapacağım ki oskarlık oyun şıkaracağım.’’
‘’Hadi göreyim seni.’’
Telefonu kapattıktan sonra, mendiliyle parmak izlerini iyice sildi. Yeniden yola koyuldu.
Otelin girişinde ufak bir tereddütten sonra yürümeye devam etti. Sabah kahvaltı yaptığı yer belki daha kapanmamıştır diye düşündü ama hayal kırıklığına uğradı. Kendi kendine gülerek, salak mısın be adam? Bu saatte açık yer mi kalır.’’ Yeniden geri dönüp odasına çıkarak, öylece yatağa uzandı.
2
Leyla Komiser, bilgisayara düşen habere ilgisizce baktı ve işinin başına dönerken, birden bir şeyi kaçırdığını fark etti. Haberi yeniden okuyunca gözleri açıldı. ‘’İşte bombe gibi bir haber daha,’’ yerinden hızla kalkarak, Büşra Amirin odasına koşarak girdi.
‘’ Ne oldu Leyla Komiser arkandan kovalayan mı var?’’
‘’ Arkamdan kovalayan yok Amirim ama bilgisayarın ekranında görmeniz gereken çok önemli bir bilgi var. Adamımız ortaya çıktı.’’
Bilgisayarın karşısına geçtiler. Asayişte bulunan diğer arkadaşlar da merakla bilgisayara bakmaya başladılar. Büşra Amir haberi birkaç defa okuduktan sonra,
‘’ Bu kadar çabuk harekete geçeceğini tahmin etmiyordum.’’
Etrafına bakındı, Arkadaşlarda Amirlerine bakıyordu.
‘’ Eda, Serra, Cansın ve Ruşen Komiser. Doğru ekip otosuna. Olay yerine gidiyorsunuz. Olay Yeri İncelemeye de haber verin.’’
Eda, etrafına bakınarak,
‘’ Amirim sadece biz mi gidiyoruz? Heval veya hansa baş komiserim bizimle gelmiyor mu?’’
‘’ Ben ne dediysem onu yapın. Cansın, sen ekip başısın. En kısa zamanda raporunu masamda görmek istiyorum.’’
‘’ Emredersiniz Amirim. Hadi arkadaşlar bir an önce yola koyulalım.’’
‘’ Ruşen, sen odama gel arkadaşların seni bekler.’’
Büşra Amir odasına girer girmez, peşinden Ruşen’le Kirli’de girdi.
‘’ Ruşen çocuklara sahip çık, hata yapmalarına fırsat verme. Sendende bir rapor bekliyorum. Senin rapordan çocuklarımın haberi olmayacak.’’
Ruşen, odadan çıkınca Kirli,
‘’Niye bu kadar bekledin Büşra Amirim? Ben de ne zaman harekete geçeceksin diye merakla bekliyordum.’’
‘’ Üzerime gelme kirli, senide bahçeyi süpürmeye gönderirim. Haberin olsun.’’
Kirli gülmeye başladı,
‘’Yanımda sen olursan vallahi bütün bahçeyi süpürmeye hazırım.’’
‘’ Git başımdan Kirli.’’
‘’ Bu adam çok kurnaz Amirim. Sanki bizim atacağımız adımı bizden iyi biliyor.’’
‘’ Ne öneriyorsun?’’
‘’ Bekleyelim, dört kişiyi birden öldürmek onun tarzı değil. Birde öldürülen adamların geçmişini inceleyelim. Belki bir şeyler bulabiliriz.’’
‘’ Ama unuttuğun bir şey var adamımızın ikinci cinayeti. Henüz tarzının ne olduğunu bilmiyoruz Kirli’ciğim.’’
3
Olay yerine giderken, Eda merakını yenemiyordu. Önce içini kemiren soruyu kendisine sordu. ‘’ Büşra Amir, Asayişte bizden çok daha kıdemli polisleri değil de niye bizi gönderdi?’’ Buna makul bir cevap bulamadım.’’ Ruşen Komiser,
‘’ Seni çok iyi anlıyorum Eda, ama bir de şöyle düşün. Asayişte hep arkamızı toplayacak Heval Hansa gibi tecrübeli Baş komiserler olmayacak. Bir gün tek başına kalacağız. Büşra Amir geç bile kaldı.’’
Olayın geçtiği yere geldiklerinde, olay yeri incelemenin çoktan gelmiş olduğunu gördüler. Eda komiserin kan beynine sıçradı. Kemal’i karşısında görür görmez,
‘’ Allah’ını seversen söyle Kemal Size helikopter falan mı tahsis ettiler. Yoksa Süpermen’le bir akrabalığınız var mı? Anlat bakalım burada ne olmuş?’’
‘’ Bir kere helikopter tahsis etmediler ama bizim ekip otosunu helikopter pilotu kullanıyor. Şimdi hepiniz toplanın bir kere anlatayım.’’
Eda arkasını dönerek arkadaşlarına seslendi,
‘’ Arkadaşlar buraya gelin, Olay yeri incelemeden Kemal bize bulduklarını anlatacak.’’
‘’ Arkadaşlar fazla bir şey bulamadık, dört adamın da kafasına birer kurşun sıkılmış. Dördüncüsü ise çırılçıplak soyulup cinsel organı ağzına tıkılmış. Bu büyük bir ihtimalle bizim geçen haftaki katilin işi. Üç, dört yerde kumla karışık cam parçacıkları bulduk. Buda da aynı katille karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.’’ Ruşen komiser,
‘’Arkadaşlar birazda biz çalışalım.’’ Cansın,
‘’ Şu duvarın dibinde yatan adama bakın, iğrenç bir şey. Sikini ağzına vermiş Adamımız.’’ Ruşen,
‘’ Bide ellerine bak taşakları da avcunun içinde. Bu namus cinayeti Serra, dördünü de fotoğrafla. Büşra Amirin bu resimleri görmesi lazım.’’
‘’ Fotoğrafları çekip Büşra Amire gönderiyorum.’’
Eda, guruptan ayrılarak yerdeki ayak izlerini kontrol etmeye başladı. Ayak izlerinden biri diğerlerinden farklıydı. Ruşen’e seslendi,
‘’ Komiserim bir bakar mısın? Kaç numara ayakkabı giyiyorsun?’’
‘’ Kırk üç numara.’’
‘’ Tekini çıkar bana ver.’’
Ruşen’in ayakkabısını alan eda, ayakkabıyı farklı izin üzerine koydu. Tahmin ettiği gibi tıpa tıp oturdu.
‘’ Ruşen Komiserim aradığımız adam en az kırk üç numara ayakkabı giyiyor. Ben bu izleri takip edeceğim.’’
Serra Eda’nın yanına çökerek, dikkatle üç cesedi incelemeye başladı. Eda’ya doğru dönerek,
‘’ Esas hedef şu diğerlerinden ayrı duran ceset.’’
Eda hayretle Serra’ya bakarak,
‘’ Bunu nereden çıkardın?’’
‘’ Ölümün kokusunu senden iyi alırım. Üçünün şanssızlığı, dördüncü cesedin yanında bulunmalarıydı.’’
‘’ Anladıysam Arap olayım. Üzerlerinden kimlik çıkmış mı acaba?’’ Cansın,
‘’ Olay yeri ile konuştum Eda, hiç birinde kimlik yokmuş.’’ Ruşen Komiser,
‘’ Parmak izlerini alın. Asayişte eşleşme çıkacak mı bakalım?’’ Cansın,
‘’ Alıyoruz Komiserim.’’ Eda,
‘’ Ben ayak izlerini takip ediyorum belki bir şey çıkar.’’
‘’ Tamam, Eda dırdır edip kafamı sikme.’’
‘’ Sikme mi? Sen küfür mü ettin.’’
‘’ Hay Allah özür dilerim Eda. Unut gitsin.’’
İzleri takip ederek sokağın sonunda umumi bir telefona kadar geldi. İzler burada kayboluyordu. Hemen Asayişten Heval Baş komiseri aradı. Bir şey çıkacağını tahmin etmiyordu ama,
‘’ Baş komiserim, şimdi vereceğim adreste bir telefon kulübesi var. O kulübede gece sekizle, sabaha kadar yapılan konuşmaların dökümünü çıkarabilir miyiz? Boş ver Baş komiserim unutun gitsin, Gelince konuşuruz.’’
Telefonu kapatıp arkadaşlarının yanına döndü. Cansın Komiser,
‘’ Nereye kayboldun Eda?’’
‘’ Aklımdan delice bir fikir geçti ama bir şey çıkmaz. Burada yapacak bir şey kaldı mı?’’ Ruşen Komiser,
‘’ Hadi çocuklar Asayişe dönüyoruz.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.