BİR ÇÖPÇÜ
Ben bir çöpçüyüm, bir belediyenin maaşlı çöpçüsüyüm. Çöpçü derken bile şu anda yüzünüzün her bir çizgisinin gerildiğini görebiliyorum.
Hatırı sayılır akrabalarımın araya girmesiyle belediyenin kadrosunda yer bulabildim. Asgari ücret neyime yetmiyor! Günlük ekmek, peynir ve zeytin, ha! Aybaşında da pirzola, tavuk… Keyfime diyecek yok. Nerden nereye… Kravatlı takım elbiseli bir meslek düşlerken bir kamyonun arkasında mis kokular arasında geçen bir ömür benimkisi. Kimsenin benim varlığımdan haberi olmaz desem inanmayın! O burunlar var ya o burunlar yanımızdan geçerken ellerle sıkı sıkı tutulur. Bazı ağabeyler bazı ablalar bu adamlar leş gibi kokuyor, iltifatlarına maruz kalırız. Ağabeylerim, ablalarım ben yine de sizleri çok seviyorum. Ne demiştim: Kravatlı takım elbiseli meslek düşlemiştim, düşlemek ile kalmadım bir de diploma aldım. Sonra ne mi oldu? Bir işe giremedim. Allah büyüklerimizden razı olsun:
“Başka iş mi yok, başka işe girsin bu genç dediler.’’
Yine de işimi çok seviyorum. Bu devirde kim bulmuş kadrolu işi! Aslında işimin güzel tarafları da var. Mesela yaşadığımız şu günlerde bizlerin maske takmaya ihtiyacı yok. Koronavirüsümü bulaşır bu bedene? Bende bilseler nasıl bir bağışıklık var? Hem kir pas hem sizlerin benden iğrenen yüzleriniz…
Sosyal mesafe kurallarına da ister istemez herkes benimle uyuyor. Kamyonun arkasındayız! Bir yanda ben diğer yanda kader arkadaşım Sabri…
Ah! Şu sosyal mesafe kuralı bizim için her zaman vardı. Bizi gören ağabeyler, ablalar zaten on metre yakınımıza geldiler mi hemen oradan kaçarlardı. Şu korona sen neymişsin! İnsanları evlere kapattın, insanların kafalarına uymaları gereken kuralları benimsettirdin; ama bir bize benimsettiremedin. Ağabeyler, ablalar sizler evinizden çıkamıyorsunuz ya ama çöpleriniz çıkıyor. Sevmediğiniz yanlarından geçerken burunlarınızı tuttuğunuz bu kardeşiniz koronavirüse rağmen sağ salim çöplerinizi gideceği yere ulaştırıyor. Yine de Allah’a hamd olsun. Ekmeğimizi kazanıyoruz. İşimin rast gitmesi için dua ediyorum. Bir de şu var: trafiğin yoğun olduğu günlerde arkamızdan araçları ile gelen ağabeyler, ablalar lütfen korno çalıp bize sitem hatta bize küfür etmeyin. Biz de işimizi aşk ile yapıyoruz.
“Çöp kamyonlarının arkasından bir kez de onların hayatlarına baktınız mı?
YORUMLAR
Sizleri seviyorum.
Mesleğin ufağı büyüğü olmaz.
Ve dost kalem, ne yazık ki çok kibirli bir dünyada yaşıyoruz ve belki inanmayacaksınız ama...
Özellikle uzun yürüyüşlere çıktığım-korona öncesi-ve karşıma çıkan tanımadığım ama inanılmaz saygı duyduğum meslektaşlarınıza içten bir selam vermemin ve karşılığını almanın yerini hiç bir şey tutmaz.
Bu metropol.
Ve kibirli insanlarla dolu iken ve oturduğum merkezi bir muhiti iken İstanbul'un sizlere duyduğum saygıyı kimse sonlandıramaz.
Sizi ve meslektaşlarınızı tüm içtenliğimle ve saygımla selamlıyorum.
Kısa bir süre evvel bir süre haklı olarak grevdeydiniz ve kıymetinizi bir kere daha anladım.
Alın teri gibisi var mı, söyleyin?
Helal ekmek parası gibi var mı, söyleyin...
Herkes önce kendine bir baksın.
Her meslek özeldir ama bazı meslekler çok ayrı bir yerdedir.
Bırakınız şunu bunu ya da parayı ve de özenti içindeki zavallı kendini bilmezleri.
İnsanlar iken egolarına ve dünya malına tapan kimse kimseni değerini zaten anlamıyor.
Teşekkür ederim bir vatandaş olarak.
Allah sizden sizlerden razı olsun.
Bu, bir mozaik, dost kalem ver her birimizin ayrı bir görevi var toplumda.
Kimse can yakan hiç merak etmeyiniz Allah hesabını soracaktır.
İyi akşamlar diliyorum ve size bir kere daha teşekkür ediyorum.
Selam ve saygılarımı gönderiyorum.
Öncelikle toplum sağlığı açısından öylesine önem arz ediyorsunuz ki.