AYAKKABI BOYACISI
AYAKKABI BOYACISI
Burası İç Anadolu’nun onbin nüfuslu küçük, şirin bir ilçesi. Yaşayanlarının birbirlerini tanıdığı, yabancı olanların hemen belli olduğu sessiz, sakin bir yer. Asayişi bozan olaylar yok gibi, emniyet görevlileri rahat. İnsanları halim-selim, mülayim, yabancı olanlara yardımcı olmayı seviyorlar. Kızımın kamu görevi dolayısıyla bu ilçede bulunmasını nimet biliyor, senede birkaç sefer ilçeye gelerek hem kızımı ziyaret ediyor, hem de kafamı dinliyorum.
Nede çabuk geçmişti ki günler, yine kızımdan ve ilçenin güzel insanlarından ayrılık zamanı gelmişti. Sevdiklerimden ayrılırken yolcu edilmeyi sevmediğimden kızımı evinde bırakmış, öylece çıkmıştım evden. Kızımın evinin yakınındaki dinlenme tesisinde otobüsümün gelmesini bekliyor, bir yandan da iki ileri bir geri yürüyorum. Gözüm ayakkabılarıma ilişiyor, sessizce ayakkabıma “ seni temizlemek lazım “ diyorum. Dinlenme tesisinin bir kenarında duran ayakkabı sandığı ve yanındaki çocuğu görüyorum sevinçle. Ayakkabı temizlemekten kurtulmanın sevinciyle 14-15 yaşlarındaki çocuğun yanına varıyorum ve ayakkabımın boyanması için ayağımı sandığa koyuyorum.
-Selamun aleyküm.
-Aleyküm selam amca da boyacı ben değilim, gelir birazdan. Bak ben de ayakkabımı boyatacağım.
Çocuğun ayakkabısına bakıyorum gayri ihtiyari. Alındı alınalı boya yüzü görmemiştir herhalde diyorum, kendi kendime.
-Amca bak boyacı geliyor, sıra benim tamam mı?
-Tamam, diyorum çocuğa da, sıranı bana versen olmaz mı? Diyemiyorum.
Boyacı 50 yaşlarında birisi, salına salına geliyor. Tebessüm ederek selam veriyor.
-Selamun aleyküm.
-Aleyküm selam.
-Olmadı Mehmet, bak amcanın yanında. Selama onun mukabelede bulunması gerekmez miydi? Hem dur bakalım önce amcanın ayakkabısını boyayalım, o yolcudur.
- Sorun yok benim zamanım var, diyorum.
Boyacı Mehmet’e anlatmaya başlıyor, ayakkabısını boyamaya devam ederek. Arada da göz ucuyla dinleyip-dinlemediğime bakıyor. Artık söz boyacıda anlattıklarını birlikte dinleyelim.
- Mehmet, selama mukabelede öncelik büyüklerindir. Selama mukabele her ne kadar “aleyküm selam “ ile olursa da “ ve aleyküm selam “ ile daha güzel olur. Çünkü buradaki ve ile selamını aldım, sana da selam olsun demiş oluruz. Sonradan gelen oradakilere, yürüyen durana, binitli olan yürüyene, küçük büyüğe selam vermelidir. Selam abdest gibi, namaz gibi bir ibadettir ve kuralları vardır. Eksik yaparsan selam da selam gibi olmaz ha. Tamam mı Mehmet’im.
Ben, bir yandan boya yapışını izliyorum, bir yandan da anlattıklarını Mehmet’ten daha ziyade dinliyorum, şaşkınlıkla. Mehmet’in ayakkabısı boyanmış, cebinden çıkardığı parayı boyacıya uzatıp;
-Faruk amca, buyur.
-Koy paranı cebine şimdi. Dediklerimi de unutma sakın ha bir de ayakkabını çok kirletme, bana gel tamam mı?
-Tamam, Faruk amca unutmam, unutmam.
-Buyurun, kusura bakmayın sizi de beklettik.
-Sorun değil, çocuğun gönlü olsun istedim, hem benden de önce gelmişti.
İsminin Faruk olduğunu öğrendiğim boyacı, pantolonumun paçalarını katlayarak işine başlamıştı.
-Ne dersiniz devam etsin mi?
-Anlamadım, ney devam etsin mi?
-Selam bahsini diyorum. Gençlere dönük tarafı tamam da biz yetişkinlere dönük tarafı duruyor hala, diyerek göğsünü gösteriyordu. Neden olmasın diye düşündüm.
-Lütfen, memnun olurum. Söz boyacıdadır artık;
-Birbirimize olan sevgimizi, saygımızı nasılda kaybettik. Hâlbuki selamlaşmamız yeterdi birbirimizi sevmek için.
Selamlaşıyoruz ya diyesim geldi fakat sustum. Sözü bir yere getirmek istiyordu, anlamıştım.
-Oysa ki Rasulullah s.a.v. “Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de gerçek anlamda iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi sevebileceğiniz bir şeyi söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız.” buyurmuş değil mi? Demek ki selamlaşamıyoruz, bir şeyler eksik kalıyor. Selam da ibadettir demiştik. Yapılan amelin ibadet olması için önce niyet şarttır. Şuurun yerinde olması, tefekkür olması, ne yaptığını bilmek şarttır yani. Esselam c.c. Esma-ül Hüsnadandır. Selamete çıkaran, koruyup gözeten demektir. Biz böyle mi selamlaşıyoruz? Tefekkür ediyor muyuz böyle? Hayır. İbadetlerimiz adet haline geliyor yani. O zamanda aramızda sevgi hâsıl olmuyor tabi. Sen nereye gidiyorsun?
Öylesine hayranlıkla dinliyorum ki bir anda sorusunu anlayamıyorum.
-Anlayamadım.
-Nereye gidiyorsun, buranın yabancısısın?
-Kayseri, diyorum.
-Hımm. Siz kârı zararı iyi bilirsiniz, yani ticareti değil mi?
-Öyle söylenir.
-Günde bin rekat nafile namaz kılabilir misin?
-Hayır ama….
-İşte bak “Bir müminin bir mümine tebessümle selam vermesi bin rekat nafile namaz kılmasından eftaldir” buyuruyor Efendimiz s.a.v. Artık ister tebessümle selam ver ister tebessümsüz.
Ayakkabımın burun kısmına fırçası ile vurmasından boyama işinin de selam bahsinin de bittiğini anlıyorum. Elimi cüzdanıma atıyorum para çıkarmak için.
-Sen, bizim misafirimiz sayılırsın, bu seferlik ücretsiz olsun. Hem kafanı da ağrıttık kusura bakma.
Israrlarıma rağmen parayı kabul etmiyor. Yanından ayrılırken;
-Selam vermeden mi gideceksin?
-Selamun aleyküm… Deyiveriyorum, tefekkürle.
-Ve aleyküm selam ve rahmetullah.
Otobüsüm hareket edince beni yolcu ediyormuş gibi tebessümle el sallıyor. Ben de ona mukabelede bulunuyorum.
Bilge boyacı ile böyle tanışmıştım. Artık, kızımı her ziyarete gittiğimde, bilge boyacımı ziyaret etmeyi de unutmuyorum. Belki müsaade ederse, ileride bana anlattıklarını sizlerle paylaşırım…
YORUMLAR
Otobüsüm hareket edince beni yolcu ediyormuş gibi tebessümle el sallıyor. Ben de ona mukabelede bulunuyorum.
Bilge boyacı ile böyle tanışmıştım. Artık, kızımı her ziyarete gittiğimde, bilge boyacımı ziyaret etmeyi de unutmuyorum. Belki müsaade ederse, ileride bana anlattıklarını sizlerle paylaşırım…
harika hikayeni kutlarım
güzel kaleminiz ve yüreğiniz daim olsun
Ne kadar güzel bir konuya değinmiş oldunuz. Gerçekten günümüzde selam gibi ibadet halinden adet haline gelmiş olan ve bu sebeple gerçek önemini kaybetmiş olan bir çok ibadetimiz var. Vesilenizle güzel bir tefekkür ettik😊 elinize emeğinize sağlık🌹 (bilge boyacınında diline sağlık) 😊😊
Ne kadar da güzel konuşmuş Faruk amca. Aslında hayatta iki dk konuşmasıyla kalbimize güzelliği tesir eden Faruk amcalar lazım bize. Gercektende unuttuk sevgiyi, saygıyı ve tebessümü... umarım tekrar dinleyebiliriz Faruk amca'yı. Çok beğendim yazınızı ellerinize sağlık..
Yolunyolcusu tarafından 18.12.2020 00:01:08 zamanında düzenlenmiştir.
Ne kadar da güzel konuşmuş Faruk amca. Aslında hayatta iki dk konuşmasıyla kalbimize güzelliği tesir eden Faruk amcalar lazım bize. Gercektende unuttuk sevgiyi, saygıyı ve tebessümü... umarım tekrar dinleyebiliriz Faruk amca'yı. Çok beğendim yazınızı ellerinize sağlık..
Ne kadar da güzel konuşmuş Faruk amca. Aslında hayatta iki dk konuşmasıyla kalbimize güzelliği tesir eden Faruk amcalar lazım bize. Gercektende unuttuk sevgiyi, saygıyı ve tebessümü... umarım tekrar dinleyebiliriz Faruk amca'yı. Çok beğendim yazınızı ellerinize sağlık..