- 312 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
PASAJDA DÖRT CESET BÖLÜM-22
PASAJDA DÖRT CESET BÖLÜM-22
‘’ Bu gece bu iş bitecek, babamın kanı yerde kalmamış olacak. Benim gizli dolabımdan siyah peruğumu uzatıver. Bir çiftte siyah topuksuz ayakkabı çıkart. Eda Komiserin numarasını da benim telefonuma kaydediver. Sonrada geç karşıma otur.’’
‘’ Beni korkutuyorsun Rezzan, kafandan neler geçiyor?’’
‘’ Bitti, bu gece her şey sona erecek ve kâbus son bulacak. Sen şimdi bu çantayla çıkıp gideceksin. Çantada seni hayatının sonuna kadar geçindirecek para var.’’
‘’ Bir yere gitmiyorum, beraber başladık beraber son noktayı koyacağız.’’
‘’ Hayır, Olcay buradan çıkıp gideceksin. Aileni de alıp buralardan uzaklaş yeni bir hayat kur kendine. Bana gelince, ben bu gün varım yarın yokum. Şimdi, alacaklarını al ve çık git. Uzun vedalardan hoşlanmam.’’
‘’ Rezzan?’’
‘’ Bu konuşma burada bitti. Ne diyorsam o hadi?’’
Son defa Olcay’a sarıldıktan sonra, iterek dışarı çıkarıp kapıyı üzerine kapattı. Artık tek başınaydı.
Gözlerinden dökülen yaşlara lanet okuya, okuya giyinmeye başladı. Siyah tişörtle eteklik yeterliydi. Bugün aldığı bıçağı çantasına yerleştirdi. Dolabın en altındaki gizli bölmede, bu güne kadar kullanmaya ihtiyaç duymadığı tabancayı yerinden aldı kontrol ettikten sonra çantada bıçağın yanına koydu. Artık sıra hareket etmeye gelmişti. Maskesini de yüzüne takınca, ‘’ Bu maske işi iyi denk geldi vallahi ‘’ diye düşündü. Böylece tanınma ihtimali ortadan kalkmıştı. Direksiyona geçerek, arabaya gaz vermeden önce, kimliğinin cebinde olup olmadığını kontrol etti ve arabaya gaz verdi. ‘’ Geliyorum bekle beni Kamuran.’’
2
AYNI GÜNÜN SABAHI
Sedat Amir, odasının bir köşesinde duran kolinin kapağını açarak, içinden bir tabanca alarak incelemeye başladı. Karşısında oturan sivil giyimli adama bakarak, Çetin Baş komiserim, bu tabancalar çok iyi eğer yerinde kullanılırsa, ölümler daha da azalacak.’’
‘’ Şok tabancalarından sizin elemanlara yetecek kadar var. Ben kısa bir izahat vereceğim. Zaten her tabancanın yanında bir tanede kullanma kılavuzu var. Arkadaşları bir araya toplarsanız, şu işi bitirelim artık.’’
‘’ Gel yanlarına gidelim.’’
Çetin Baş komiserle odamdan çıkıp, bizim elemanların yanına doğru yürüdük.
‘’ Vedat Komiser, bütün arkadaşlar burada mı?’’
‘’ hepimiz buradayız Amirim.’’
‘’ Güzel, Kirli odamda bir koli var, onu buraya getir ve içindeki silahları arkadaşlarına dağıt. Bu arada tanıştırayım, İç İşlerinden Baş komiser Çetin. Sizlere hitaben kısa bir konuşma yapacak. Onu dikkatle dinlemenizi tavsiye ederim.’’
Kirli, Silah dolu koliyi odadan alıp, Ç
etin Baş komiserin ayaklarının dibine bıraktı. Baş Komiser kolinin içinden bir tabanca alıp arkadaşlara göstererek,
‘’ Sedat Amirin de söylediği gibi İç İşlerinden Çetin Baş komiser. Bu gördüğünüz silah standart şok tabancası. Bu tabanca hakkında kısa bir konuşma yaptıktan sonra, sizlere dağıtacağım. Her silahın yanında bir de kullanma kılavuzu bulunmaktadır. Çok dikkatli okumanızı tavsiye ederim. Hepinize hayırlı olsun. Elimdeki silah elektrikli şok tabancası, elektro şok silahı vücudun kas ve tetikleme mekanizmalarını devre dışı bırakmak için geçici yüksek gerilim ve düşük akım elektrik deşarjı kullanılır. Alıcı elektrik akımı uygulanırken bir ağrı hissedebilir ve anlık felç olabilir. Elektro şok silahı vücudun daha hassas bölgelerine uygulanırsa, ağrı daha şiddetli olur. Şok tabancası maksimum etki alanları, omuz üstü, kalça üstü ve göğüs kafesinin altıdır. Yüksek gerilimler kullanılır ama çoğu cihazda öldürücü olmayan akım kullanıldığı için genellikle ölüm olmaz. Amirim silahları dağıtabiliriz.’’
3
Arabayı marketin köşesine çalışır halde park ettikten sonra, inerek marketten içeri girdi. Tahmin ettiği gibi içerde Kamuran’dan başka kimse yoktu. Oda yavaş, yavaş toparlanıp çıkmak için hazırlanıyordu. Rezzan’ın içeri girdiğini görünce,
‘’ Hoş geldiniz ne istemiştiniz?’’
Biraz etrafına bakındıktan sonra,
‘’ Yarım kilo beyaz peynir, yarım kiloda zeytin tartıverin. Biraz acele ederseniz çok iyi olur. Kocam kapıda bekliyor.’’
Adam tezgâhın arkasından çıkıp, Rezzan’ın yanına gelerek, peynir tenekesinden bir kalıp peyniri almaya çalışırken, bir anda her şey olupbitti. Hemen cebindeki çeyrek altını Kamuran’ın avucuna sıkıştırdı. Marketten çıkarak, arabaya bindi ve gaza bastı. Tahmin ettiğinden çok daha kolay olmuştu. Arabayı Beylikdüzü’ne doğru sürmeye başladı.
Evden içeri girdiğinde, saat gecenin birini gösteriyordu. ‘’İlk defa uzun zamandan beri rahat bir uyku çekeceğim’’ diye düşündü. ‘’ Yarın sabah ilk işim Eda Komiseri aramak olacak.’’
Hiçbir şey düşünmeden, yatarak kendini deliksiz bir uykunun kollarına bıraktı. Sabah uyandığında saat sekize geliyordu. Yataktan gerinerek çıktı, pencerenin önüne giderek bahçeyi seyretmeye başladı. Dışarda yağmurlu bir hava vardı. Ektiği bütün fideler toprağa sıkı, sıkıya tutunmuş ve boy vermeye başlamışlardı. Doyurucu bir kahvaltı yaptıktan sonra, telefonu eline alarak, Eda Komiserin numarasını tuşladı. Fazla beklemedi.
‘’ Alo ben Eda Komiser, kiminle konuşuyorum?’’
‘’Merhaba Eda Komiserim. İyi sabahlar. Bilin bakalım ben kimim?’’
‘’ Kimsiniz sizi tanımıyorum?’’
‘’ Kalbimi kırıyorsunuz Komiserim, uzun zamandır beni kovalıyordunuz, ne çabuk unuttunuz?’’
Birden Eda’nın kafasında bir şimşek çaktı. ‘’ Sen ha?’’
‘’ Evet, Eda’ çığım, arayıp bulamadığın Rezzan. Haber vereyim dedim, Asayişe gitmeden Cannur’un babasının marketine uğrayıver. Zavallı adam dün akşam hakkın rahmetine kavuşmuş galiba.’’
Eda Komiseri gören Leyla, Seslenerek,
‘’ Komiserim bilgisayara bir cinayet ihbarı düştü. Senin üzerinde çalıştığın dava ile ilgili olabilir.’’
‘’ Haberim var, Heval, Büşra, Hansa, çıkıyoruz acele edin.’’
Heval,
‘’ Yine ne oldu?’’
‘’ Cinayet bir kişi daha öldürüldü.’’
Eda, marketin karşı tarafına park ederken, Olay yeri ekibi de çalışmaya başlamıştı.
Büşra,
‘’ Adam ölmüş mü yani?’’
‘’ Evet, Baş komiserim. Öleli en az altı, yedi saat olmuş. Ambulans çağırdım. Biraz sonra cesedi morga kaldıracaklar.’’
Marketten içeri girdik, maktul elinde bir kalıp peynirle yerde yatıyordu.
Eda,
‘’ Kemal, maktulün avucunu açar mısın?’’
Kısa bir uğraştan sonra, bir çeyrek altını maktulün avcundan alan Kemal, Eda’ya uzattı.
‘’ Bu senin seri katilin işi Komiserim.’’
‘’ Allah belasını versin, yemin ediyorum ilk karşılaştığım anda onu öldüreceğim. Bana engel olmaya kalkana da acımam haberiniz olsun.’’