- 639 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İsmihan Yorgancı’nın “Toplu Oyunları”
Ülkemizde yazar olmak en zor işlerden biri. Çünkü yazmayı sürekli hale getirebilmek için yazdıklarınızı kitap olarak yayınlamanız gerekiyor. Kitap yayınlamak da o kadar çok pahalı ki kimse buna yanaşmaya cesaret edemiyor.
Yazarlarımız, kitaplarını yayınlamadan önce ya bir yerden yardım almaya, destek almaya bakıyor, ya bir sponsor bulmaya çalışıyor; ya da işin en ucuz yönü olduğu için Türkiye’de bastırmayı deniyor. Türkiye’de kitap bastırmak buradan daha karlı bir iş. Fiyat bakımından yarı yarıya geliyor. Hatta bazen daha da ucuz olabiliyor.
Bazı yazarlarımız da Türkiye’den bir yayın evi bulup kitaplarına o yolla hayat vermeye çalışıyorlar. Ama onun da kötü yanı, yayın evleri yazara ancak 15-20 kitap kadar veriyor. Gerisi tamamen kendine kalıyor. Belki kar kısmından da biraz veriyor ama kaymağını onlar yiyor. Garip olan yazarımız da “Ne olursa olsun, kitabım yayınlansın” diyerek bunu da kabul ediyor.
Ülkemizin güzide yazarlarından biri de Dramaturg Akademisyen Sayın İsmihan Yorgancı. Sayın Yorgancı daha ziyade tiyatro oyunları yazıyor. Diyebilirim ki bu alanda hayli de iddialı. Geçmiş yıllarda ödül alan oyunları bunu ispatlıyor.
Sayın Yorgancı, geçtiğimiz günlerde “Toplu Oyunlarım 1” adıyla tiyatro oyunlarını kitaplaştırdı ve onlara hayat verdi.
Şu küçücük adamızda oyun yazarlarının neredeyse yok denecek kadar az olmasından dolayı bu çok sevindirici bir haber. Tiyatro oyunları sahasında basılan oyunlar, o kadar az ki tiyatro ile uğraşan kişilerin oyun oynamak için sıkıntıya düştüklerini bilmeyenimiz yok. “Yerli oyun istiyorum” diyen o kadar çok yönetmen oluyor ki, işte bu kitap onlara büyük bir kaynak oluşturacak nitelikte diye düşünüyorum.
İsmihan Yorgancı’nın “Toplu Oyunlarım 1” adını verdiği kitap Ankara’da Dorliyon Yayınları arasında hayat bulmuş. Yazar Yorgancı, yaptığımız bir konuşmada “Şansımı bir denemek istedim. Oyunlarımı pandemi döneminde gözden geçirip toparladım. Bir proje haline getirip internet yoluyla yayınevine ulaştırdım. 15 gün gibi kısa bir süre içinde projeme onay verilerek ‘oynanabilecek nitelikte olduğu için yayınlamaya karar verildiği’ bildirildi. Ne kadar sevindiğimi anlatamam.
Basım için hemen çalışmalara başladık. İnternet yoluyla iletişimi sürdürdük. Hatalar tekrar tekrar gözden geçirilerek son hale geldik. Çok kısa bir süre içinde de kitabım basıldı. Bana 15 tane kitap verdiler. Kitaplarımı elime alınca duyduğum mutluluğu anlatamam. Onlara dokunmak, onları hissetmek ne kadar güzeldi.” diye duygularını dile getirdi.
Öncelikle eserin kapağından başlamak istiyorum anlatmaya: Mavi bir zemin üzerine tasarlanmış kapak. Mavilik denizi temsil ediyor. Berraklığı, temizliği ve Akdeniz insanının sıcaklığını anlatıyor.
Tam ortada boş beyaz bir kâğıt yer alıyor. Tertemiz. Sanki bu da Kıbrıs Türkü’nün temizliğini, dürüstlüğünü temsil ediyor. Hemen üzerinde bir kuş tüyü ile kâğıt üzerine yazılan fikirleri simgeliyor. Bu da Kıbrıslı Türklerin kültür ve sanata, okumaya ve yazmaya verdiği önemi dile getiriyor. Tüylerden kopan tüycükler kuş olup gökyüzüne sonsuzluğa uçuyor. Yani düşüncelerimizin her tarafa yayılacağını ve büyük bir alanda sonsuza kadar dağılacağını, herkese ulaşacağını vermeye çalışıyor.
Kitapta 8 oyun yer alıyor. Bunlar “İstiridye Kadınlar”, “Ödül”, “Kuş Evi”, “Gerçekle Düş Arasında”, “Karagöz’ün Oğlu”, “Kanlı Noel’in Ayak Sesleri” “Ganimet” ve “Zindanda” oyunları. Bu oyunlardan biri çocuk oyunu, bir tanesi de gölge oyunu. Diğerleri yetişkin oyunları.
Bu oyunlardan “Kuş Evi” adlı oyun ile “Zindanda” adlı oyun Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrolarının düzenlediği 1. Üner Ulutuğ Oyun Yazma Yarışmasında ödül almış oyunlar.
“İstiridye Kadınlar”da fakir genç kızların, ümitleri, hayalleri ve gelecekleri ile kurdukları düşünceleri dile getirirken, gerçek hayatın hiç de öyle olmadığı mesajı veriliyor.
“Ödül” oyunu ise günümüzde sıkça görülen kadına karşı şiddeti konu ediniyor. Eski bir öğrencisinin okul döneminde kendisine yanlış yaptığına ve onu hor görüp aşağıladığına inanan kendisine şiddet uygulanan bir öğretmeni anlatıyor. Kısa bir oyun olmasına rağmen başarı derecesi oldukça yüksek bir oyun diyebilirim. Bu tür oyunları sahnelemek isteyen yönetmenler için arayıp da bulunmayan oyun türlerinden biri.
“Kanlı Noel’in Ayak İzleri” Oyunu, Kıbrıs olaylarını ve Kıbrıs Türkü’nün verdiği mücadeleyi anlatıyor. Milli bir oyun görünümünde diyebiliriz.
“Zindanda” oyunu ise Vatan Şairi Namık Kemal’in Kıbrıs’a olan sürgün günlerini dile getiriyor. Belki de bu alanda yazılan ilk oyun olabilir diye düşünüyorum. Tarihe bir ışık tutması bakımından önemli bir oyun bana göre. Yönetmenlerimizin kendi kurgularına göre zenginlik katarak oynamaları gereken bir oyun olarak öneriyorum.
Kitabın önsözü Doç Dr Zerrin Akdenizli tarafından hazırlanmış. Sayın Akdenizli yazının bir bölümünde şöyle diyor: “İsmihan Yorgancı, oyunlarında son derece doğal insan hikâyeleri yakalamış. Bu hikâyeleri, sanatın o, yapmacık diline takılmadan kaleme almıştır. Kıbrıs gerçeklerinden de hareketle yazdığı oyunlarında hem tarihsel olanı; hem de evrensel olanı birbiri içinde başarıyla yedirmiştir. Sağlam önermeler, bir yazar için oyunundaki en değerli taştır. Bu taşı bulanık bir suda sunarsanız kimse görmez, farkına varmaz. Oysa İsmihan’ın oyunlarındaki güçlü içerik, berrak bir dramatik yapıyla karşımıza çıkıyor.”
Biz de Sayın İsmihan Yorgancı’yı kutluyor, kaleminin güçlü olmasını ve daha nice toplu oyunlarla karşımıza çıkmasını diliyoruz.
Yönetmenlerimizin bu oyunları öncelikle tercih etmelerini salık vererek tiyatroya gönül vermiş ve bu işle uğraşan herkese başarılar diliyoruz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.