- 437 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hak Etmediler Mi
HAK ETMEDİLER Mİ?
Çocuk bu dünyaya geldiğinde Allah’ın vermiş olduğu
akıl nimetiyle, hayatı çözmeye çalışacak. Etrafını tanıyacak.
Olayları yorumlayıp, kendince kararlar verecek
ve hayatına bir güzergâh çizecek.
Değişik sosyal gruplardan, takımlardan, iş kollarından,
arkadaşlardan birisini seçecek kendine örnekler
bulup onların arkasından gidecek.
Peki, bu körpecik beyinleri kim yönlendirecek?
Doğru ile yanlışı ayırt etmesini kim öğretecek? Yapması
ve yapmaması gerekenleri kim söyleyecek? Eşyayı kim
tanıtacak? Konuşmayı kim öğretecek? Cevabı biliyoruz
değil mi? Anne - baba. Anne şefkatli yapısıyla, baba
tecrübeli ve ailesine kol kanat açmış haliyle...
Peki, anne-baba görevini yerine getirmezse yâ da
ertelerse bu rol kimin olacak? Merak ettiklerinin cevabını
kim verecek? Sahte yönlendiriciler, sanal bir takım
yol göstericiler. Sonrası; çocuk kendini bilip, öğrenmesi
gerektiği asgari bilgileri öğrendiğinde, anne- babanın
feryadı, figanları başlayacak. “Artık çocuğum beni dinlemiyor,
benim istediklerimi yapmıyor, kendi kafasına buyruk
yaşıyor, bilgisayar başından kalkmıyor, televizyonu bırakmıyor”
(v.s.) diye sızlanacak.
Asıl soru: - Peki çocuğumuz bizi dinlemiyor da biz
onları bize ihtiyaçları olduğunda dinledik mi?
Kız çocuğu; ilk hamur ile oynamayı, kâğıt kesmeyi,
saç taramayı, güzel cümleler kurmayı, yatarken dua etmeyi,
dağıttığını toplamayı, eve misafir geldiğinde hoş
geldiniz demeyi, anneciğim babacığım demeyi, el açıp
dua etmeyi, annesinden mi öğrendi?
Erkek çocuğu; ilk top oynamayı, bir işe başlarken besmele
çekmeyi, bir topluluğa girdiğinde selam vermeyi,
iki kişi konuşurken susup beklemeyi, lafı bölmemeyi,
“beyefendi, rica ederim, teşekkür ederim” demeyi, bir iş yaparken
babasına yardım etmeyi, okulunda öğretmenini
dinlemesi gerektiğini, akraba ziyaretlerinin önemli olduğunu
(v.s.) kimden öğrendi?
Çocuğumuz tüm ilkleri bizden mi aldı ve içine sindirdi?
Yoksa babasına “peder bey” demeyi, akraba ziyaretini
vakit kaybı olarak görmeyi ya da teşekkür ederim yerine
“thank you” demeyi, eve gelince bir kadeh bir şeyler
içmeden konuşmaya başlanılmayacağını, her şeyin para
olduğunu kendisi mi düşünüyor? Gücün ve saygınlığın
bu yoldan geçtiğini, iki arkadaşın bir araya geldiğinde
cinsellik ve müstehcenlikten başka konuşulacak konu
olmadığını (v.s.) öğreten birilerimi var?
Yok, dostlarım yok! Bu çocuklar bizim, bu aile bizim,
bu toplum bizim, bu ülke bizim, emanetlerimize
iyi bakalım. Onları bebeklikten itibaren yalnız bırakmayalım.
Anne-babası olduğumuz kadar arkadaşı, sırdaşı
olalım. Yeri geldiğinde ağlayabilecekleri omuz, sevindiklerinde
yanlarındaki dost, bir sıkıntıları olduğunda
dertlerini açabilecekleri büyükleri olalım. Aradaki kalın
perdeleri kaldıralım. Zor değil, olmaz değil, imkânsız
hiç değil. Bırakmayalım uçurum kenarında. Çocuğumuz
aşağı düşmek üzereyken, başka işlerle uğraşmayalım.
İhmal etmeyelim, arkasından ah, vah etmeyelim…
Gençler! Anne babalarımız bizler için çok şeyler yaptı.
Bazen eksik yaptılar, bazen hatalı yaptılar, bazen ihmal
ettiler belki, ama inanınki sizleri hep çok sevdiler.
Üzerlerinize titrediler. Bebekken siz bir hasta olduğunuzda
onlar bin hasta oldular. Bir yeriniz acıdığında
onların bütün vücutları acıdı. Siz rahat uyuyun diye
belki babanız, anneniz hiç uyumadılar. Hep iyiyi öğrenmeniz
ve iyi şartlarda yaşamanız için çalıştılar çaba
sarf ettiler. Şimdi büyüdünüz artık kendi ayaklarınız
üzerinde durabiliyorsunuz. Ama ilk tay tay yaptığınızda
onlar elinizden tuttular. Destek verdiler. “Agu agu”
derken kelimeleri ardı ardına onlar gösterdiler size.
Sizce saygı görmeyi, emeklerinin karşılığı almayı hak
etmediler mi?
Sağlam bir aile ve iyi bir toplum için hepimize görevler
düşüyor. Haydi, herkes elinden geldiğince mücadele
etsin. Aradaki perdeler kalksın. Bırakın kitabı elinizden
ben satırlarla ne kadar anlatabilirim ki duyguları.
Kalpler yaklaşsın birbirine. Çocuklar kalksın annelerinin
ellerini öpsün. Babalar “yavrum” diyerek çocuklarına
sarılsın. Bunu yapmak için hep bayram sabahları
beklenmesin.
Sadettin TURHAN
"Gençliğin Enerji Kodları" kitabımızdan alıntıdır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.