- 310 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EVDEN UZAK KADIN
Öyle garip bir tavır oluşmaya başladı ki, kadın çalışmalı diyorlar, amenna. Ama evden çıkmalı diyorlar. Yani kadın evi için bir katkı sağlayacaksa evden bunu yapamaz mı? Bakın yeni yaşam şartlarında evde çalışarak görev yapar insanlar var. Bunların dışında kendi evinde iş oluşturan, bir taraftan da çocuklarının başında olan kadınlar var. Mesela terzilik gibi.
Kadın evinden çıkmalı.
Neden?
Çünkü yüzyıllardır Türk aile yapısını yıkmaya çalıştılar. Türkün ülkesini, istikbalini, istiklalini elinden almaya çalıştılar. Ancak ne kadar badire varsa hepsini atlattık. Çünkü aile yapımız çok sağlamdı. Ekonomik krizler çözemedi bu aileyi. Terör çözemedi. Bırakın çözmeyi üzerine gittikçe daha kavi bir hal aldı bu yapı.
Çok iyi bir araştırma yaptılar yıllarca çalışarak. Türklerin bu kadar dirençli olmasının nedeni aile yapısının sağlamlığındandı. Peki, bu yapıyı nasıl parçalamalı, diye kafa yordular. Ekonomi bozamadı, yoksulluklar vız geldi tırıs gitti. Zengin fakir çatışması işe yaramadı, siyasi çalkantılar boşa gitti hata Alevi Sünni çatışmasını bile denediler, aile yapısını güçlendirdi sadece. Öyleyse, dış etkiler işe yaramıyordu.
Aileyi inceleyince hakim görünen erkekten çok kadının birleştirici, yönlendirici unsur olduğunu gördüler. Madem öyle kadını ailenin dışına almak gerekiyordu. Evin direğine yerinden sökmeliydi ki çatı çöksün.
Bir çadırın -ki eskiden çadır evimizdi- direğini sökerseniz çadır çöker.
Sabırla ve azimle çalıştılar kadınlar üzerine, önce ekonomik bağımsızlık dediler pek işe yaramasa da duvardan kopartılan bir taştı. Sonra ev hanımı olmayı kötü, zavallılık olarak göstermeye başladılar. Romanlarda, şiirlerde, şarkılar ve özellikle de filmlerde ev hanımı olmak küçümsendi. İşte bu taş yerini bulmuştu. Yeni yetme kızlarımız ev hanımı olmaktan nefret eder oldular.
Sonra çocuk doğurmanın kadın bedenini bozacağından dem vurdular. Doğum kadını çirkinleştiriyordu. Çok güzel kadınlar sürüldü piyasaya. Aslında çok nadir bulunan 90-60-90 kadınlara özenmeye başladı kızlarımız. Onların yaşadığı hayata özendirdik. Makyaj malzemeleri, pahalı giysiler, takılar çıktı ortaya. Sonra moda, dediler. Bizim Allah vergisi güzelliğe sahip kızlarımıza birçok para karşılığı kimyevi madde sattılar. Artık bu noktadan sonra zahmete gerek kalmadı. Kızlarımız kendi kendine kölesi oldu onların. Amerika’da, Avrupa’da bilmediğimiz birileri bizim kızlarımızı giydirdi, hem de bizim cebimizden. Gün geldi göbeklerini açtırdılar. Halbuki onların dedeleri Antep’te Maraş’ta bir kadınımız saçını açtı diye insanlar ayaklanmış, düşmanı sürüp atmıştı imkansızlıklara rağmen.
Gün geldi küçümsedikleri fakirlerin giymek zorunda kaldıkları yırtık pantolonlar moda oldu. Burnunu beğenmedi kızımız, milyonlar vererek o güzel burnunun ucunu dikleştirdi. Kendi saçının rengini hiçbir kızımız beğenmez oldu. Bakımlı kadının tanımında saçı boyalı, maddesi bir şart olarak kabul edildi.
Medeniyetin zıddına giyinmeyi değil soyunmayı çağdaşlık saydık.
Sonuç
Dostlar resmin tamamını göstermeye çalıştım elimden geldiğince.
Bu resme iyi bakın. Ve kadının nasıl kullanıldığını görün. Yazdıklarından dolayı beni ak ya da kara görmekte acele etmeyin. Ortada bir gri olduğunu da unutmayın lütfen. Ben şunun ya da bunun fikirlerini savunma peşinde değilim. İnsanımıza taktıkları at gözlüğüne dikkat çekmek istiyorum. Çıkartın şu gözlükleri diyorum. Biz medenileşeceksek güdümle değil, kendi aklımızla ve kendi ölçülerimizle medenileşelim. Kadınımıza kendi değerlerimizi verelim. Avrupalı erkeğin bakışındaki gayrimenkul kadın bize göre değil.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.