- 481 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KEMOTERAPİ GÜNLÜKLERİ -24
KEMOTERAPİ GÜNLÜKLERİ -24
1 Mayıs 2015 tarihindeki gastrektomiden ( mide operasyonu) bu yana kemoterapi ve radyoterapi sürecini titizlikle ve bilinçli olarak takip ettim..
Organ ve doku yetmezliği sonucu oluşan emilim ve sindirim yetmezliği ile ilgili kilo kaybı sorunu da yaşamış birosi olarak, adına kaşeksi denilen bu rahatsızlıgı da yendim diyebilirim.Keza kilom 86 dan 57 ye kadar düşmüşken tekrar 61 e yükseldi. Tekrar 58 e düştü son korona sürecinde evde kalma zorunluğunun, hareketsizliğin, ciddi anlamda bir sağlık sıkıntısı yarattığını söylemek mümkün. Ben de bu "Evde kal!" Ya da HES ( Hayat Eve Sığar) gibi sürece ilişkin ortaya çıkan duruma uyum sağlamak konusunda azami dikkati gösterdim. Fakat yine de az beslenme ve hareketsizlikten, boyun fıtığı, kemik erimesi, yanısıra pnömoni gibi rahatsızlıklardan nasibimi aldım, fakat büyük ölçüde son bir ay içinde denize girip yüzerek büyük ölçude sağlığımı geri kazandım.
Mâlûm geçen hafta üç yıldır yaptırmadığım tomografi ve MR çekimlerini yaptırmaya karar verdim. Önemli olan insanın kendini nasıl hissettiği, beynine verdiği komutlar, iyileşmeyi kendisinin istemesi, ekonomik olarak gereksinimlerini karşılayabilecek kadar kendini güçlü ve yeterli hissetmesi, yaşamı sevmesi, kimseye kin ve nefret duymaksızın yaşamı hakkaniyet ilkelerine sadık biçimde, maddi durumunu idare edecek derecede işine sahip çıkıp para kazanabilmesi gibi değerlerin yanısıra doğru dürüst doktorlarca tedavi görmesi sağlıklı kalmamıza neden olmaktadır
Her şey para değildir. Para harcamak için kazanılır ve nerede nasıl harcanması gerektiğini iyi bilmek, fazla kazanıldığı zaman ihtiyacı olana da yardım etmek gerekir.
Neticeten sevgili dostlar geldiğim noktada kanser tümöründen tamamen kurtulmuş, ve beş yıl içinde herhangi bir metastas durumu ile karşılaşmamış durumdayım, Ancak yarın, nöroloji ve sinir hastalıkları uzmanı operatör doktor Okan Ö. Cinemre tavsiyesine uyarak fizik tedavi doktoru ile görüşeceğim. Başlangıç aşamasında olan boyun fıtığının daha ileri bir boyuta gelmeden izale edilmesine yönelik sağaltım.sürecine gireceğim. Boyun fıtığı sonucu kolumda olan iğne batması gibi acı ve ağrı veren karıncalanma ve spazmları da halletmiş olacağım..
Onkoloğum Prof. Dr. Mustafa Özdoğan gayet olumlu değerlendirme ile onkolojik yönden tamamen sağlıklı olduğumu bildirdi ve port kateteri( yapay damar)de aldırabileceğimi açıkladı. Bunun da gereğini yakında yapacağım..
Sevgili dostlar, sağlık her şeyin başı, insanın ağrısı neresinde ise, canı orasındaymış. Uzun yaşamak kadar nitelikli yaşamak da önemli, hepimiz elbette fani olduğumuzun bilinciyle hareket edip, sağlıklı kalırsak ömrümüzün uzayacağını bilmek zorundayız. Ancak her insanın fani olduğunun da bilinciyle yaşayıp üzülmememiz gerekiyor.
Şerefimizle tamamlamız gereken bir ömür sürecinden geçiyoruz. Kişilere ve kendimize karşı hak ve ödevlerimizi ne derece yerine getirmişsek, ölümümüz de o kadar şerefli olacaktır. Eşkiyanın dünyaya hükümdar olamayacağı, doğruların er ya da geç mutlaka hedefine ulaşacağı, ah çekenin ahının yerde kalmayacağı bir dünyada yaşadığımıza inanıyorum. Herkesin vicdanen huzuru ve Hakkın nezdinde. Kul hakkı yemeden herkesin yüzüne ve yüzüne bakmaktan utanmadan bakabileceği bir insanlık aynasınının olması kadar önemli başka bir durum yoktur sanıyorum.
Çalışarak alnının teri, gözünün nuru, feri ile para kazanmanın verdiği mutluluk ve huzur hiçbir şey ile değişilemez. Aç gözlülüler, kul hakkı ve yetim hakkı yiyenler, hep bana rabbena diyenler, bağnaz ve yobazlar soygun ve vurguncular ettiklerinin karşılığını mutlaka çekecek, bir noktada yükselir gibi görünseler de ilahi adaletin pençesinden kendilerini kurtarmaları mümkün olmayacaktir. Temeli çürük bina kaç katlı olursa olsun, isterse gökdelen olsun, çöküsü o kadar fena olur..
Ağız tadı ve gönül huzuru ile yenilen bir lokmanın sineri ve mutluluğu hiçbir şeye değişilmez...
Günümüz insanı ile gençliğiğimizi kıyasladığımızda, arada şu net farklılıkları görmekteyiz
1) 65 yaş üstü grup olarak bizim annelerimizin zamanında çamaşır ve bulaşık makinaları yoktu, bu işler bedenen yapılır, organlar çalışma olanağına katılırdı.Kuyudan su çekilir, testi ile su taşınır, küllü su kazanlarda kaynatılır, çamaşır leğenlerde ya da tokuçla taş üstünde döğülerek yıkanırdı.
2- Kentte yaşıyorsak toplu taşıma araçları tam olarak gelişmemiş, evden çarşıya yürüyerek gidilir gelinir, komşu akraba ziyaretleri yapılırdı.
3) Köyde toprağa bağlı olarak yaşayanların bugünküne kıyasla oranı daha yüksekti ve insanlar kendi bağ ve bahçelerinde daha fazla çapa, kazma kürek, ekim dikim ve hasat işleri ile meşgul olup, yine bedenen çalışırlardı, makinalı tarım gelişmemişti.
4) İnsanlar ekran karşısında esir alınmaz, saatlerce divanda koltukta aynı pozisyonda oturup, hareketsiz kalmazlar ve adale ve eklem yerlerinde ağrılar oluşmazdı.
5) Günümüz insanı cep telefonlari bilgisayarın bağımlısı olarak sürekli ekran karşısinda iyonize radyasyona maruz kalmakta ve imminiual sistem( Bağışıklık sistemi) bir yandan dıştan baz istasyonları ile, bir yandan içten GDOlu ürünler ile beslenmekten dolayı hızla çökmektedir.
6) Sosyal medyada binlerce arkadaşa sahip olan insanlar başkaca hiçbir işi yokmuş gibi her gün yüzlerce doğum günü kutlaması ve yüzlerce ölüm.taziye mesaji yazmak için zaman ayırmakta ve ömrünü bu işlere harcamaktadır! Adına internet dediğimiz bu bağımlılık bu nedenle " "Çağımızın Vebası" olarak adlandırılabilir.
7-Özetle tüm bu hususları dikkate aldığımzda, teknololjik değişim ile beden ve ruh ve akıl sağlığımız çok yönlü ve çok büyük tehlikeler ile karşı karşıya gelmiştir. Bu durum bizi yeniden ilkel yaşama biçimlerine döndürme aşamasına doğru seyreder mi, yoksa teknoloji kurbanı mı oluruz, bunu kişisel tercihlerimiz belirleyecektir.
Bu duygularla hepinize sağlık ve mutluluk dolu uzun ömür diliyorum sevgili dostlar.
Şaban AKTAŞ
08.07.2020 - 00.13
YORUMLAR
Yazınızı okudum .Sağlık yaşamın önemi . Allah şifa versin çok geçmiş olsun dost. Saygılar