- 276 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÇIKMAZ SOKAKTA ÜÇ KADIN BÖLÜM 1
ÇIKMAZ SOKAKTA ÜÇ KADIN
BÖLÜM 1
‘’ Arkadaşlar, yemekten sonra benimle bahçeye kim gelir?’’
Hansa,
‘’ Ben varım.’’
Büşra,
‘’ Bensiz olmaz, ben de varım.’’
Eda,
‘’ Bende gelebilirim herhalde?’’
Acele ile yemeğimizi yedikten sonra, bahçeye çıktık. Yaz yavaş, yavaş yüzünü göstermeye başladı.
Hansa,
‘’ Bizi boş yere bahçeye çıkartmadın değil mi Heval? İçindekileri dök.’’
‘’Uzun zamandır düşünüyordum Ulvi Babadan bize yadigar kalan Ramazan babayı bayağı ihmal ettik. Ne aradık nede sorduk. Yukarı çıkınca Sedat Amirden iki saat izin alabilirsek, Ramazan Babayı ziyaret edelim. Ne dersiniz?’’
Heval,
‘’ İzin işini ben hallederim. Bu kadar hava almak yeter Asayişe dönelim.’’
Asayişten içeri girince, bizim çete elemanları arkadaşların yanına giderken bende Amirimin odasına doğru yürüdüm. Beni gören Sedat Amir, ‘’ Gel Heval, Böyle telaşla geldiğine göre, mesele önemli.’’
‘’ Ona siz karar vereceksiniz Amirim. Arkadaşlarım adına konuşuyorum, bugün sizden iki saat izin istiyoruz.’’
‘’ Kimmiş bu arkadaşlar?’’
‘’ Hansa, Büşra, Eda ve ben’’
‘’ En sonunda kızımı da kendinize benzettiniz? Ne izni bu?’’
‘’ Epeydir ihmal ediyoruz. Ulvi Babanın kardeşini ziyaret etmek istiyoruz. Tabi oraya gidip Şeref abiye uğramamakta olmaz?’’
‘’ Gidin ama dikkatli olun. Adamın bir ihtiyacı varsa karşılayın.’’
‘’ Baş üstüne Amirim.’’
2
Ramazan Dayıyı ziyaret etmek pek yaramadı bize. Gözleri iyice bozulmuş neredeyse burnunu göremeyecek hale gelmişti. Ramazan Dayıyı bu durumda görmekten büyük bir suçluluk duydum. Asayişe döner dönmez Sedat Amirle konuşup bir bakım evine yerleştirmek en doğru çözüm olur. Böylece Ulvi Babaya olan borcumuzu bir nebze de olsa ödemiş oluruz. Bir zamanlar bu mahzende yaşamıştık. Yine bu mahzende ölümle burun buruna gelmiştim. Eda’ya da söylediğim gibi burası bizim mabedimiz. Birden Kayserili Atıf aklıma geldi. İnşallah verdiği sözü tutup ailesinin yanına dönmüştür.
Büşra,
‘’ Ne o kız, yine daldın gittin. Sen buradasın ama aklın kim bilir nerede?’’
‘’ Doğru ben buradayım ama aklım çok gerilerde kayboldu. Ulvi baba, Kayserili Atıf, daha niceleri. İnsan düşünmeye görsün. Kaybolmasında ne yapsın? Senin Boğazdaki çiftlik hiç aklına geliyor mu? Unuttun gitti.’’
‘’ Konuyu biraz değiştireceğim ama beni aranıza kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Sizinle beraber olmak çok güzel bir şey.’’
Hansa,
‘’ Sen iste güzelim. Üç silahşörlere bir kişi daha katıldı. Artos, Partos, Aramis adına. Peki Dartanyal kim olacak?’’
Heval.
‘’ Ruşen’den başka kimse olamaz.’’
Büşra,
‘’ Gevezeliği bırakında, sırada Şeref abi var. Buraya gelip de ona uğramamak ayıp olur.’’
Şeref Abinin de hatırını sorduktan sonra evlerimize dağıldık.