- 348 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Çağdaşlık Adına
Türkiye’de her şeyin din karşıtlığı üzerine kurulduğu iddiaları var.Çağdaşlık, modernlik, hürriyet gereği birçok şeyi savunabilirsiniz : Kadınların dekolte giysilerle dolaşması, domuz etinin alınıp satılabilmesi, içki içilmesi, kumar oynanması, faizin serbest olması, zinanın suç olmaması vs. Dikkat edilirse bunlar dinimizin hassasiyetle üzerinde durduğu veya yasakladığı konulardır. Dinimiz ve dünyamız ayrılıyor. Ortaçağ Avrupa’sında kilise adına din adamlarının insanlara uyguladığı baskı ve haksızlıklar nedeniyle bütün dünyada din toplum ve hayat dışına mı itilmek istenmiştir?
Bir kişi ortaya çıkıp da dinimizde yasak ve zararlı olan davranışların yasalarımızda da yasaklanması yönünde bir yasa önerisinde bulunabilir mi? Hatta görüşünü özgürce açıklayabilir mi?
Seçimlerin sonucunu belirleyen en büyük grup cuma cematidir.İktidara talip olanlar milletimizin dini değerlerine saygılı olduklarını iddia ederler. Neyi kastediyorlar acaba? İbadet mi etmek istiyorsun, senin camiye gitmene karışan mı var? Daha ne istiyorsun?
Kendilerine dindar, muhafazakar diyenler uzun yıllar ülkeyi yönetmişlerdir. İktidar olmuşlar ama muktedir olabilmişler midir? Mühendis mantığıyla Kur’an’ın yüzde 10’u olan ahkam ayetlerine uymamak dindarlığımızdan bir şey eksiltmezmiş. O zaman dinin bazı ilkelerini değiştirsek mi demek isteniyor? Var olanı yok saymak öyle değil midir?
Toplum hayatını düzenleyen kuralları insanın belirlediği, Tanrı’nın yeryüzünün işine karışmadığını iddia edenler var. Seküler veya deistler bu düşünceyi savunurlar. Kişi bireysel olarak istediği dinin kurallarına uyabilir. İsteyen ibadet eder veya etmez, inanır veya inanmaz. Özgürlükler dine, dindarlara karşı kısıtlanabilir. Nitekim 28 Şubat döneminde bunun örneklerini gördük. Fakat dindar olmayanlara karşı din baskı aracı olamaz. Böyle bir şeyi deneyen cezalandırılır. Örnek:
"İstanbul’da bir mahkeme salonunda yaşanan "etek" krizi tartışma yarattı. Gazeteci Melis Alphan’ın paylaştığı duruşma tutanağında, duruşma sürerken, hakimin davacı avukata dönerek, etek boyunun çok kısa olduğunu belirtmesi ve etek boyunun fotoğrafının çekilip baroya gönderilmesini istemesi tepki çekti. Hakimler ve Savcılar Kurulu, hakim Mehmet Yoylu hakkında soruşturma açtı. Hakim Yoylu, HSK tarafından açığa alındı."(1)
Başka bir örnek, Türkiye kamuoyunda 1997 ve 2004 yıllarında zina yasası tartışmalarına şahit olmamızdır:
" 2004 yılında Ak Parti, “AB uyum yasaları” için TCK’da değişiklikler yapan yasa tasarısını gündeme getirdiğinde, CHP’liler ve Laikçi koro;(TCK bir şeriat kanunu haline gelir) diyerek ortalığı ayağa kaldırdı.” (2)
Toplumu ifsat eden bir konuda neler denilmiş! Oysa aklın yolu birdir. Özgürlük veya laiklik gerekçesiyle zararlı olan bir melanet savunulabilir mi? Güzel ülkemden manzaralar! Oyunun kurallarını kim/ler belirliyor? Osmanlı’yı tarih sahnesinden silenler olmasın?
Yakın zamanda ülkemiz insanı nelerle karşılaştı? ... 70’li yıllarda birilerinin maşası, uydusu olmuş gençler tanımadıkları kimseleri öldürdüler.80’ li yıllar darbe ve sıkıyönetim vardı. Sonraki on yıl belki terör örgütlerinin geliştiği bir dönemdi. Birçok suikastler yapıldı, kaos severler iş başındaydı. 2013’te ‘Gezi İsyanı’ ile tekrar toplumsal kargaşa ile bazıları emellerine ulaşmak istediler.Ülkenizi istediğiniz gibi yönetemezsiniz, ipler bizim elimizde denemek isteniyor. Kuklacı her zaman kuklaları amacı için ustaca kullanıyorlar. Enteresan tarafı, kuklar kuklacıların yardımı ve iyiliğinden her zaman ümit içindeler. Onlardan bahseden bazı ayetler:
“İnsanlardan kimileri vardır ki, Allah’tan başka bazı varlıkları Allah’a denk tanrılar sayar da bunları Allah’ı sever gibi severler. İman edenler ise en çok Allah’ı severler. Keşke zalimler -azapla yüz yüze geldiklerinde anlayacakları gibi- şimdi de bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azabının çok şiddetli olduğunu anlasalardı. İşte o zaman, izlenenler, kendilerini izleyenlerden hızla uzaklaşmışlardır; artık azabı görmüşler, aralarındaki bağlar kopmuştur. “(Bakara 165,166)
Çağdaşlık, laiklik milletimizin birliği, vatanımızın korunması ve gelşlmesi, bayrağımızın devamlılığına mani mi? Dindarlar da bütün bunları istemez mi? O halde düşünce bazında asgari müştereklerde birleşilebilmelidir. Her bir ferdin yaşamaktan memnunum diyeceği bir ülke inşa edilmesi yolunda insanlarımızı aynı hedefte birleştirecek ortak değerlerimiz olmalıdır.
Ramazan Özer
_________________
(1) Oda tv.29. 5.2019
(2)Zekeriya Say, Yeni Âkit, 24.2.2018
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.