Şiir, Eleştiri, Veryansın...
Niye yansın efendim, veryanmasın!
Sadaka ve zekat kültürü modern çağın girdabını oluşturmaya devam ediyor. Arabın sosyolojisi bize uymadığı gibi, coğrafyası da düşünce şeklimize Anadolu’ya uymuyor. Lakin çöl kültürü ve anlayışını bozkır ve orman kültürüne yukarıdan bastırır şekilde halka ve küçük çocuklara dayatıyoruz toplum olarak. Geçmiş zaman anlatılarında olan şuydu: Biri çıkardı ve zalim düzene çomak sokardı. Bunu peygamberler tarihinde görebilirsiniz, terazinin kefesinde peygamberler ve taraftarları güçlü duruma gelince ve karşı olduğu zalimliklerin felsefesini, rengini kendine uydurup değiştirip zalimleşmeye başladığında ise bu dinist zalim düzene çomak sokmak ozanlara ve şairlere düşmüştür. O yüzden gerçek şair ve ozan’ın başı dertten kurtulmaz.
Savaş dönemlerinde teknolojinin gelişmesi gibi eleştiri, inceleme ve tartışma dönemlerinde de şiir gelişir. Ukalalığı iyi bilirim, cahil cesaretim haddinden fazladır. Lakin hece şiirinin neye denk geldiğini ve ilmini de bilirim, cesaretimin alevlenmesi de belki bu yüzdendir.
Söz konusu hece şiiriyse ve şiir de asırlardır, ozanların ve şairlerin dilinde, saraya, lorda, beye, paşaya, valiye, zalim düzene karşı bir başkaldırıysa, öncelikle hece şiirinde eleştirilerin dozu artırılmalı. Bunu yapan kalemleri gördükçe ister dinli olsun ister dinsiz, ister a olsun ister b seviniyorum umut mumuna kibrit çakıldı gibisinden. Lakin zalime karşı halkın sesini haykıran şairin, zalime bahane bulmasından tiksiniyorum. Bunu genelde devlete, dine ve ideolojisine kul olanlarca yapılıyor.
Şiir; dinistlerden başlayarak her türlü hegemonyaya karşı özgürlüğün sesidir, çığlığıdır.
Geçim sıkıntısından kendini yakanın hakkını ejderha meyvesi yiyenlerden sormak şiirdir.
Hayatı alt üst olmuş, zulmü artık iliklerinde hisseden kişilere çıkış yolunu parmaklarıyla kazan da şiirdir.
Maşukun nedensiz ızdırabını anlatan da, aşığın sitemini dile getiren de şiirdir.
Anne merhametini, baba güvenini, dost dayanışması da şiirdir.
Kendi hayatını anlatarak, senin gibi aynı toplumda yaşamış onbinlere, yüzbinlere, milyonlara ses olmak demektir şiir. Vb vb vb.
Lakin şiir, ilmini bilmeden ilmini bilene karşı öznel çıkarımlarla yukarıdan bakmak değildir.
Eleştiriyi kaldıramayıp veryansın etmek çocukluktur. Aramızda ihtiyar çocuklar çok. Biz de ihtiyarlayacağız elbet.
Fiziğin formülü bu. Eleştiriye teşekkür eder geçersin, eleştiri getirene karşı öznel çıkarımlarla şiirini ve kendini savunmaya çalışmak abesle iştigal etmektir. Zamanında bunları çok yaptım..yapmışım!
İşin görünen gerçeği şu; kendimize çuvaldız batırmayı bilmiyoruz lakin bir başkası toplu iğneyi batırıverdiğinde elimize kılıcımızı silahımızı alıp savaş başlatıyoruz.
Serbest şiir daha projelendirilme aşamasında, formülü yok, geleneği yok, temeli kazılıyor. O yüzden serbest şiiri biçimsel yönden eleştirmenin akademik boyutu daha oluşmadı veya ben bilmiyorum. Lakin şiir, az sözle çok şey anlatmak ise düz yazıdan farkını göstermelidir.
Hece şiiri ise serbest şiir gibi değil. Hece şiiri; kuralı, yapısı, ayaklısı, ayaksızı, planı,durağı, kafiyesi, ses olayları, durakları vb ile kendi babayasası olan bir ilimdir.
Ben şahsen düğün davetiyemi bile bir şair abimden bir kıta isteyerek hazırlamıştım ve dahi kullandım..:)
Şahsen ilgilisi var ise; Dijital Hiyeroglif ile Yalnızlık Fırtınası I ve II adlı şiirlerimin eleştirilmesini, en acımasız şekilde bile olsa, isterim.
Şair doğulmaz, olunur. Olmaya çaba harcarsanız bir gün mutlaka devlet ve din zulmü sizi bulacaktır. Fazıl Say, Ömer Hayyam’dan bir rubai paylaştığı için tiveterda, soruşturma geçirdi. Yani devlet zulmüne maruz kaldı! Dinist zulmüne maruz kalan birisi de sanırım geçmiş yakında dönemde öldürülen Turan Dursun’du. Madımak gibi olaylarda dinist zulümleridir belki de. Kuşağım ve kültürel baskıdan dolayı bazı gerçekleri görmek zaman alıyor, alacaktır.
İnternet edebiyat ve şiir sitelerinde kendi ligimizi kuruyoruz sanırım. 30-40 yıldır bir yol alınmıştır değil mi?
Hece şiirinde en önemli olan kuranlar.:
Olmazsa olmazımız; eşit hece sayısı. İstisnalar kaideyi bozmaz.
Kök,gövde, göz ve kulak ve varsa yabancı kelimelerden oluşturulan kafiyelerdeki ses ahengi.
Yarım, Tam, Çapraz, Sarmal, Geniş, Tunç, Cinaslı.
Duraklar.İstisnalar kaideyi bozmaz. Toplam duraklar içinde hangi durak ölçüsü fazlaysa odur. 12 mısralık 11’li bir hece şiirinde 7 adet 6+5 durağımız varsa, durağımız 6+5 dir. Geri kalanı size kalmış, 443 de 74 de aralara serpiştirebilirsiniz. Baştan aşağı aynı durağı kullanmak da sağlam bir gelenektir.
Ayaklar olmadan ayakta kalamaz her hece şiiri. O yüzden ayağı öğrenmeden ayaksız aylaklık yapmak sadece sizi debelendirir. Çok debelendim, bilirim.
Ve lütfen copy paste yorum yapmayın, her şiirin altına aynı yorumu yapıştırmayın.Çok iğrenc ve saygısızca.
Yine günümüzde, kitaplı ve kitapsız, dergili ve dergisiz ayrımı da ortadan kalkmıştır. Artık yeni çağın pek bir kitaba ve dergiye, şair yazar birliğine ihtiyacı giderek azalmaktadır. Eski işi onlar eski...
Derdimiz şiirse, öznelin derdi bizi germemeli, bu gerginlik; yeni başlayanları veya siydik yarıştıranları gereksiz tartışmalar yüzünden gönlü buhrana uğratır. O yüzden nesnel olabilirsek, ne ala. Olamazsak debelenmeye devam.
Mesela benim gibi 500’e yakın şiiri olup da heceyi anlayamayan insanlara şair demek bile nefes israfıdır.
Nice 100 şiirleri geri dönmemecesine sildim, delete ettim, kağıda bastıklarımı yaktım. Şu site edebiyat defteri mümkün kılsa şiir silmeyi belki yüzde 30-35 civarında bir temizlik daha yapacağım. Eskiden şairlerimizin 4-5 şiir kitabı çıkarmışsa sadece belli başlı şiirlerini her kitabına da almıştır, genelde eleye eleye 2. kitaba geçmiştir, 3. Kitabı farklı türde yazmıştır gibi..
Bunun gibi, aslında sitemize bir önerim de olabilir. İsterse ücretli olsun, diyelim ki 300 şiirimiz var bunların 82 tanesini bir pdf ye aktaracağız ve bu pdf kitabımızda şiir listemizde yerine alacak. Yine de teknolojinin sağladığı kolaylık olarak pdf kitabındaki şiirlerde de değişiklik yapabileceğiz. Pdf de şimdilik bu mümkün değil sanırım. Başka bir program da olabilir. Sonradan şiir yazmaya devam edebiliriz. 2. Veya 3. Pdf kitabına.
Ve yine bu pdf kitapları indirmek isteyenler de site ücretini alacak, belli bir kısmını da şaire aktaracak. Ekonomik vaziyetler ve kurallar gibi..Altcoin teknolojisinden faydalınabilinir felsefesini biliyorum ancak teknik yönden yazılımcı gerek.
Lakin internet edebiyatımızdaki bir açmazımız da her türlü sınıftan, dinden, düşünceden vb insanın bir arada bulunması. Evhanımı, emekli, öğrenci,memur, işçi, zengin, fakir, doçent, öğretmen,imam,doktor, savcı, kaymayakam, hizmetli, özel işlerde çalışan,saray soytarısı, işveren vb ve yukarıda belirttiğim gibi 15-20 li yaşlardan 80 yaşına kadar bir büyük yelpazede de ahengi yakalamamız zor.
Zamanındaki Usta Çırak ilişkisi artık internet sayesinde başka bir seviyeye atladı. Bunu görmek de önemli. Gruplaşmalar mutlaka olur, lakin söz konusu şiirse, hepsi bir kenarda tutulmalıdır.
Rahmetli olup olmadığını bilmediğim bir üstat’dan 10 madde halinde öğüt istemiştim sanırım 15-16 yıl önce olmalı, tek bir maddesi aklımda kaldı,mealen;
“Eğer bir tartışmaya, eleştiriye gireceksen veya cevap vereceksen 1 gün bekle sonra cevap ver.” Elbette o gün için bunun derinliğini anlamamıştım. Dinleyen olursa üstadın öğüdünü aynen tekrarlayabilirim.
Eğer bir tartışmaya , eleştiriye gireceksen veya bir konuda cevap vereceksen 1 gün bekle..
Lütfen hece şiirlerinde eleştirinin dozunu artıralım. Şiir altlarında yorumyazarken zolayarak eksik gedik bulalım. Gönül kırmadan dile getirelim. Ve buna da hazırlıklı olalım. Sinirlenmeye gerek yok. Özelden değil şeffalık yasası gereği genelden! Teşekkür edin geçin, çünkü artık has bir eleştiri altın gibi, btc gibi, aşk, sevgi, dostluk gibi değerlidir. Eleştirildiğiniz için sevinmek varken, ne diye bu veryansın efendim..
Ey gönlümün ve aklımın ve ikisinin arasında, göklerin ve yerlerin ve ikisinin arasında olan güç!
Bana, şiirin ustasına ve üstadına layıkıyla saygı göstermemi sağla.
Yıl 2005. Bir tartışmaya girmişim; sonradan bir gönül ehli tutup çıkarmış beni..
ve demiş ki;
Çırak Olup Pişmek Gerek
Ustalık zor iş Ekrem’im
Çırak olup pişmek gerek
Eğer yeterse mecalin
Çok engeli aşmak gerek
Biraz aşıklık var serde
Ustalık nerde, ben nerde
Nasip olur mu her ferde
Seller gibi coşmak gerek
Ne tepeyim, ne de dağım
Ne bostanım, ne de bağım
Henüz hamım, olacağım
Bir Taptuk’a düşmek gerek
Bu tel Sümmani telidir
Bu dil Mevlana dilidir
Bu yol Yunus’un yoludur
Yorulmamak koşmak gerek
Şairlik ölçülmez debi
Elbette aşktır sebebi
Patlamış bir volkan gibi
Kaynamak ve taşmak gerek
’Bana usta deme nezaketini gösteren Ekrem Akbunar kardeşime’
Şahin Yılmaz.
Esenlikler dilerim.
Saygı ve huzur yapışsın yakanızdan.
YORUMLAR
Herhangi bir konuya böyle çok açılı yaklaşmanızı çok beğeniyorum. Üzerine söylenecek pek bir şey bırakmıyor oluşunuzu ise hiç sevmiyorum :)))
Ethem_Namık yorumları ayrıca her zaman okunmalı ve değerlendirilmelidir. Bazen çok öfkelendiğim olaylar yaşasam da bu sitenin bir üyesi olmayı sizler sayesinde seviyorum.
Sevgilerimle...
Yinsani
bu koşuda kafa mıkalır göz mü, gönül mü kalır ayak mı?? taşlara vura vura deryaya koşuyor şiirler ve şairler lakin bundan habersiz gibi davranıyoruz yazıyoruz.
bu akışın bir taşla yön değiştirmesi imkansız gözüküyor..
kano yapmak gibi yani.. sen ırmağa girmişsin iki elinde kürek ırmak seni sürüklüyor ve daha beni cepten yönlendir diyorsun, ara beni..nerede taş kaya var, nerede derinlik, artıyor, akım hızlanıyor...
ya hu ben de kanodayım, senin hatan beni de alabora edecek...
anlatamadım değil mi?:)
lakin siz anladınız biliyorum..
ethem abi, bambaşka bir deryaya girmiş gel hele hele diyor.. öyle değil bir de buradan bak bakalım diyor..
iki yerde nasıl bulanabilir insan??
saygı ve huzurla..
Den(iz)
:))
''iki yerde nasıl bulanabilir insan??''
Ethem_Namık zamanı bükmüş o zaman
:))
Yinsani
kendi şiirimi incelesem de olmaz ..
saygılarımla..
Ethem_Namık
Bizim meselemiz...Depremde ölüyoruz, karda donuyor,çığda eziliyoruz.
Suriye'de Irak'ta yine şehitler var...medyada lak lak. Canımızla uğraşırken cebimizi düşünemiyoruz bile.
Ölen nasıl olsa Anadolu...
Den(iz)
:)
Ethem_Namık,
Yumruk atmayı iyi biliyorsunuz. Sağlam yandı canımız...!
Sevgilerimle
Öncelikle insan, kendisini bir başkasına eleştirme izni vermedikce hiç kimse o kişiyi elestiremez. Site verse dahi...
Şiiri sevmem, şiirin söz cambazligi olduğuna inanırım,lakin bazı şiirler var ki insanın ruhuna dokunuyor,rahatsız ediyor,heyecanlandiryor. Çeşitli duygularda serüven yaptırıyor.
Ama maaşallah bu sitede hem yazar hem de şair özelliği olan o kadar cok ki şaşıyorum. Kendileri bilir böyle mutlular demekki ki...
Geleyim kendime beni eleştirecek kişinin beni eleştirebilmesi için gerçekten yetkin ve donanımlı olduğuna inanmak gerek.
Alt üstü nasıl eleştirecek,böyle bir şey olmaz...eleştirmek farklı bir şeydir.
Örnek ben yazılarımda soru işareti kullanmayı sevmem, çokça soru cümlesi kullanmama rağmen ama amacım soru sormak değil okuyucunun düşünmesini istememdir. Bu yüzden "üç nokta"yı tercih ederim.
Ha...yazının altına bir şeyler yazmak güzel,onore edici,destekleyici olması gerçekte eleştiri değil motive etmektir.
Böyle bir sitenin değeri de bilinmeli, "dükkan sahibinin vitrine istediğini koyması" biraz da hakkı değil mi...ben öyle görüyorum gün seçkisinide.
Yinsani
evet, imla bir işkence, o konuda hemfikiriz..gerek olmadığı sürece kullanılmamalı.. en sevmediğim imla işareti ünlemdir mesela. en gereksiz işaret olarak görürüm onu..
şiir basit gibi görülen lakin dünyanın en meşakkalti işidir, eylemidir. söz cambazlığı aramak gerekirse kutsal atfedilen kitaplarda aramalı.. Şairi ve şiiri tek sevmeyen bence tanrı'nın kendisidir. zaten hakaret de eder şairlere..lakin şairler onun adını anmadan yapamıyor, edemiyor, burada nasıl ifade edeyim, vaoluşta ve yaşamda zaman kısıtı var.. bu meydanda bu keşisimde ...
ifade edemiyorum işte..o kelime gelmiyor zihnime..hangi kelimeyse??
neyse bir fırt cigara çekeyim:))
eleştiri bambaşka bir şey, eleştirdin mi eleştiriğinin daha iyisini sunmalısın. lakin sen bunu yaparken, eleştirilen de bunu anlayacak. çocuktan al haberi demişler, belki bir şeyhülislam belki bir general krala çıplak diyemez lakin çocuk der..kellesi gider mi?? halkın ve o yerdeki kültürel gelişmişlikle alakalı..eleştirmen işte o çocuktur bence..her şiir de bir kraldır. kral, krallığını bilirse çocuk niye sen çıplaksın desin??
zaten sıkıntımız eleştiri ve tebriğin aynı kefeye konması. eleştiri, kişisel bazda değil, damada gidip de bak burda daha iyi bir eş adayı var bir daha düşün veya geline gidip de bu damat sana yakışmaz demek değil, lakin öyle bir algı var en küçük bir eleştiride de..
Hece şiiri eleştirisi konusunun dışında daha büyük bir bireysel hakka çağırdığını görüyorum beni laki konumuz bireysel haklar değil ki abim..
site ve gün mü? mekan sahibi gelince şair ve yazar ne yapsın?? aslında yapay zeka bunun için elzem?? gün şiirlerinde de algoritma kullanılmalı...her şiir günü hakeder, en berbat şiir bile.. lakin işte eleştirme-eleştirmen ( bu arada geçen verdiğin isimdeki düzeltmeni internette pek bulamadım.. ismi neydi cemil miydi??)
o düzeltmene hayran olduğunu söylemiştin veya yaptığı işin hakkını verdiğinden, bambaşka bir boyut.. piyasamızda, internet şiir dünyamızda eleştirmen açığıvar. bunu da yapacak olan, edebiyatçılar, türkçe bölümü öğrencileri, akademik insanlar ve şiire değer verenler değil mi?? yok pek...
bizimkisi kel kafaya şimşir tarak abi buralarda..birbirimizi, birbirimizden ayrı gördüğümüz için tüm bu sıkıntılar...art niyet aramamızdan, siyasi, dinsel, kuşak görüşü, algı vb herşeyin önüne geçip gitmiş.. bir terslik var.. belki de o terslik bende bilemiyorum..
şimdi sen benim bir şiirimi beğenince ben aha işte olmuş diyorsam, o da bir eleştirmedir pozitif yanından bir eleştirme..
abi telefonumu verdim sana, aramanı bekliyorum..veya istersen sen ver ben arayayım:) görücü usulüne dönmesin iş:) seni bulduk kaybetmeyelim yani.
saygı huzur ve hürmetlerimle..
Ethem_Namık
Şimdi pek acıtmıyor yaşamın ısırmalari lakin gelecek adına üzülüyor insan.
Anadolu'yu defalarca yok ettiler. Cahillik,cahil bırakılma buna izin verdi. Şimdi yine yok ediyorlar tıpkı"sen"örneğinde olduğu gibi. Mesele tüm bunlara rağmen direnebilmekte, ayakta kalmakta...bu rahatsız eder onları.
Samimiyetimle bazen şöyle düşünüyorum." Acaba yeni nesile söylenebilecek bir sözümüz var mı?" Biz gelecekten ziyade kendi rahatimizi mı dusunduk
Ethem_Namık
Yinsani
ne diyebilirim, farkında değiller, farkındalar ise ülke adına çok büyük ızdırap ve karanlık..
bu topraklar zaten acının başkenti anadolu. güneyi de ister anadoluyu kuzeyi de ister. ne diyebilirim 1000 küsür yıllık vatan..
sizin neslin görevi tam da bu sıralar.. bizim nesil yem olursa hukuksuzluğa ve zulme bir sonraki nesli istedikleri gibi eğer bükerler. bizim nesil eğilmeyiz, eğilmeme nedenimiz de, belkide internetin getirdiği bilgi, açık fikir ve tahammül.. bilgili insan mertse eğilmez, ayakta çürür yine eğilmez..lakin çürür işte.
ben şiire döneyim, bir hece şiiri incelemesi ve eleştiri yapayım.. lakin o kişiden izin almam gerekirse siteden bir şiir bulmalıyım. var mı şu kişinin şiirini eleştir diyebileceğin, profesyonel olmaz ancak profesyonelliğe yakın olur sanırım eleştirim..bizim nesilden olursa bir de biz eleştirilme eleştirilmeye verilen yanıta bakalım....:))
saygı ve huzurla..:)
eksik olmayın..
bu arada ses frekansını ben yakaladım. umarım siz de yakalamışsınızdır..
Yinsani
hiç denk geldin mi bilmiyorum abi,
eskiden şöyle denirdi tabii ben öğütleri tınmazdım ya kafama duvara vurayım..
önce yazacağın konuyu düz yazı olarak yaz, sonra onu 14 lü yapmaya çalış..sonra 11 li 8 li vb dönüştürmeye çalış olmadı mı at çöpe...
tabi ben direkt 8 liden 7 liden girince epey çemkirdi şiirler bana.. hala da öyle..14 lü canmış da haberimiz yoğmuş..
bak yine nesilkonusuna gireceğim, kırk yaş altı nesiller:) isterse başarır şiiri. yeter ki istesin..
lakin bilemiyorum.. har vurup harman savuruyoruz biraz da bu internetin 20-25 yıllık etkisi gibi..
mekan bizlerin olmasa da bu sitelerde demirbaş olduk sayılır:))
neden insan hep eskiyi özler?? o eski incelemeleri, hata bulmaları, eleştirileri...??
şiir yazmak ayrı marifet,
incelemek ayrı marifet
öğrenmek ayrı marifet...
işin sırrı, kendine vur balyozu, dağılmazsın.. en iyi öğretme budur bence..kimi buna gizli kibir diyor.. lakin öyle değil öyle düşünülmemeli..
yok yani 1000 şiir de yazsak 2 mısramız kalsın gelecek nesillere kafidir..
gibi gibi..
saygı ve huzurla...
iyi geceler.
Selamlar olsun oncelikle iki nesildaşıma birden.
Geçen gün Ethem Abinin ( ben de Abi diyorum izni olursa) yazdığı yazıda belirttiği gibi; ego,ego ego...insanı arkasından dürten,türlü şekillere sokan o ego, eleştiri konusunda da devrede sanırım. Çoğumuzun duymaya bile tahammülü yok. Malesef...hatalar illaki olacaktır ,önemli olan bu konuda ne yapacağımız. Gözümüzü yumup, kulaklarımızı kapatmak çare değil...olmayacak..
Bu arada umuyorum bu güzel planlarınız en kısa sürede gerçekleşir ve bol yıldızlı gökyüzünün altında huzur dolu geceler kalır hatıralarınızda.
Selamlar olsun
Kalemine ve yüreğine sağlık.
Yinsani
evet, egoyu yere çarpabilsek, eleştiri yok piyasa, tahammül de yok..
3-5 yıldır şiir incelemesi okumuyorum öyle ben.. eskiden insanlar birbirlerini şiirlerini didik didik ederdi, laf sokardı, kafasını kıarardı da şiirlerin, şiirin sahibi eyvallah varsa başka tekme tokat girecek kum torbası burda denirdi..
şahsen çıraklık döneminde bunları gördük, okuduk..
sonradan bilemiyorum sanki bir şey oldu.. kimse kalmadı azaldı ustalar.. neden bilemiyorum..
ne değişti ya hu..
bu arada plan yapıyoruz işte açık ve şeffaf.. 2020 de görüşürüz gibi bir şekilde, belki kanımız kaynar, belki de kaynar inşaallah nesildaşımla.:))
bu arada sizler neden hece yazmıyorsunuz ya... çok zevklidir.. bulmaca gibi, önce heceleri tek tek sayarsın:)) parmak hesabı.. sonra saymaya gerek kalmaz..
saygı ve huzur eksik olmasın çevrenizden..
iyi geceler..
black_sky
Hatta çoğu kendi açısından haklı.
Yine bir edebiyatçı büyüğüm beni sıklıkla eleştirirdi. Hatta inanın yerden yere vuracak kadar ama bu eleştiriler teknik acıdan olurdu.
Eleştiri konusu cidden farklı bir kulvar. O ince cizgiyi aşmadan yapan kişilerde az sayıda.
Işlenen konu olarak kişiyi eleştirmek eleştiri olmuyor kişisel beğeniye çıkıyor. Her şeyi ben biliyorum diye yaşayanlar eleştiri yaptığında durum pek iç acıcı olmuyor. Dediğim gibi; gözünü yumup , kulakları tıkamayacağız elbet. Aldığımız "eleştirilerle" ne yapmak gerek benim düşüncem bu.
Sonuçta iki taraflı işleyen bir durum. Eleştiren eleştiriyi hakkıyla yapıyor mu? Eleştirilen eleştiriyi hakkıyla karşılıyor mu?
Ahhh nesildaşım iki ucu çoklu değnek bu iş.
Güzel bir gün dilerim yine yeniden.
Güzel Kardeşim;
Şiir üstüne bir şeyler söyleyemeyeceğim. Üstüne eğildiğim bir konu değil. Ben ağzıma gelen hezeyanlarımı kusuyorum sadece o yolla. Ama eleştiri ve diğer sosyolojik tespitlerinle ilgili bir şeyler söyleyebilirim.
Sanatta da bilimde de eleştiri olmadan gelişme kaydedilmez. Hatta artırıyorum; toplumun en küçük yapı taşı olan bireyin de kendisini eleştirmeden gelişmesi mümkün değildir. Hatta insan kendisini çuvaldızlarsa, başkasının çuvaldız darbesine de yer kalmaz diye düşünüyorum. Diğer bir konu da başlangıç davetiyesinde bir şiirin olduğu yuvan daim olsun; tüm kalbimle istiyorum bunu.
Bir şey daha, Ethem Abim önümüzdeki zamanlarda Ankara yapacakmış. Gel sen de, yakınsın, buluşalım. Bir zirvemiz yapalım; bol cilimax'lisinden. (:
Güzel akşamlar Nesildaşıma.