- 798 Okunma
- 4 Yorum
- 7 Beğeni
Zaman
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
‘Her şeyin bir zamanı var’deriz hep. Ne kadar bekleyeceğimizi bilmeden, kendimizi zamana kaptırırız çoğu zaman. Zaman bir çeşit insanın sabrını deniyen bir alet. Hayatımızda istediklerimizi, isteklerimizi başkalarına açtığımızda; zamanı var, bekle, az kaldı laflarını duymaz mıyız çoğu zaman. Kimi artık bu laflardan sıkılmıştır, kimi artık hayırlısı demeyi öğrenmiştir. Kim bilir zaman, gerçekten beklediğimiz o süre boyunca hayırlısı diyip Allah’a bırakmamızı istiyor olabilir mi? Bazı şeylerde kendimizi sıkmayı çok seviyoruz. Olaylara kötü tarafından baktırmayı o kazımışlar ki bizlere, herkes bir sitem içinde. Şöyle düşünün bir elma, ağaçtan hemen olgunlaşarak mı toplanılıyor? Yoksa onun da olgunlaşarak beklediği bir süre var mı? Var dediğinizi duyar gibiyim. Yani o yüzden her şey he dediğinde olmadığı gibi anında da bizlere ışınlanarak verilmiyor.
Biz insanlar, hemen yetişkin mi oluyoruz? Yoksa bizim de geçirdiğimiz zamanlar, evreler olmuyor mu?
Bebeklik, ilk çocukluk dönemi,
orta çocukluk,
ergenlik,
ilk yetişkinlik,
orta yetişkinlik,
ileri yetişkinlik ( yaşlılık) ve
ölüm. Bunlar hep bize zamanın getirdiği anlar değil mi?
Eskiden insanlar her şeye kolay yetişmediği, yetişemediği için sabırla olayları bekleme kabiliyetleri varmış. Şimdi teknoloji, elde edebileceğimiz şeyler o kadar kolaylaştı ki her şeyi hemen o an olsun istiyoruz, sabırsızız. Ve aslında buna sebep olan birileri varsa bizleriz de. Çünkü her şeyi hazır hale getiren, her şeyi hazıra alıştıran yine bizleriz. Eee dönem değişti diyeceksiniz. Çünkü değiştiren yine bizleriz. Ne yani eskisi gibi zor mu elde edilseydi de diyebilirsiniz. Hakkınız var. Her şeyi zamanında elde edebilsek her şeyi anında tüketip sıkılmasak bu kadar zor olmazdı. Zamanın güzelliğini bilirdik. Küçük yaşta ellerine sussunlar diye telefonları sunan, her istediğini veren, yapan ve zamanın güzelliğini bilmeyen insanlar var. Bir yazarın sözünü sunmak isterim. “Her şey vaktinde güzel ve o vakitte yapılmalı sonra her şey gazı kaçmış kolaya benziyor.”
Bazı şeyleri zorlamak yerine zamanın getirdiği güzelliklere kendini bırakmalı insan. Bilemezsin ki senin o inatla ve zorla yaptığın şeyden daha güzeli bekliyordur seni. Zamanın tek ilacı varsa o da sabırdır. Yani ”sabreden derviş muradına ermiş.”
Kısacası, siz bazı şeyleri ne kadar isterseniz isteyin ve o istediğiniz şeyler için ne kadar uğraşırsanız uğraşın olmuyorsa olmuyordur. Herkes yüreğindeki ekmeği yer unutmayın. Çabalayın ve akışına bırakın. Bırakın ki, o bıraktığınız güzel şeyler ve umutlar sizi bulsun. Zamanı kötü bilmeyin. Çünkü her şey vaktinde güzeldir. Güzel olan her şey de biçilen vakitte gizlidir.
Oruç Auroba’nın bir şiiriyle sonlandırmak isterim cümlelerimi,
Herşeyi yazarım da
zamanı yazamam -
o yazar çünkü
beni.
Yazar beni
yavaş yavaş
özenli -
azalta azalta
görkemli -
sanki
dolduracakmış
olduracakmış
gibi.
Halbuki
sıyırıp düşürmüştür
tırnağımdaki çürüğü
parmağımdaki yarayı
kabuk kabuk
geçirmiştir -
geçerken, sanki
çoğalta çoğalta
yazarak
beni:
özenli
görkemli.
YORUMLAR
Zaman,mutlak değildir,evrilen çevrilen atomlardır,atomu kontrol eden zamanı düzenler vel hasıl,insan çözemediği ve kontrol altına almadığı şeye aşırı anlamlar yükler ve boyun eğer,selamla
En zor şeyde 4000 saati geçirdiğimizde, o şeyin uzmanı olacağımızı söylüyorlar. Bu geceli gündüzlü 166 güne tekabül eder.
Bir benzetme de ben yapayım, bir ağaç, şu an mevsimin ruhu gereği, dalları kuru, çiçeksiz, yapraksız ve meyvesiz. Ancak bir de bir kaç ay sonra bakalım? Bazı zamanlarımız bizim de ağaçların şu an ki hali gibidir. Burada da yazının ana teması olan, ''Benim irademin değil, senin iradenin istediği olsun.'' demeyi bilmek gerekir. Karma yasasının lehimize çalışmasının anahtarının bu olduğu söylenir. Ağaç, böyle zamanlarda kök salmaktadır, köklerini güçlendirmektedir, dallarındaki yapraklara gitmeyen besinler, aşağıda köklere gidiyordur. Bizim de köklerimizi beslememiz, dallarımızın, ''zamanı geldiğinde'' daha güzel olmasını sağlayacaktır...
Saygılarımla!