- 343 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Geçmiş Olsun Türkiye’m
Elazığ ve Malatya’da yaşanan deprem hepimizi çok üzdü. Yüreklerimiz yandı.
Şu soğuk kış gecelerinde insanlarımızın yaşadığı zor durum karşısında bütün Türkiye ayağa kalktı. Felaket, bütün Türkiye’yi bütünleştirdi. Herkesi yardım etmek için birbirine kenetledi. Bütün Türkiye vatandaşlarımızın yarasını sarmak için seferber oldu.
Türkiye’nin en üst yöneticisine kadar herkes bölgeye akın etti. Tüm planlar, programlar ertelenerek iptal edildi. Depremin acı sonuçları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayınca üzüntüler daha fazla artmaya başladı. 20 kişi bu afette canından oldu. Yüzlerce, binlerce ev yıkıldı. Vatandaşlarımız evsiz, barksız, yurtsuz kaldı…
Bütün yaşanan bu olumsuz olaylardan sonra ortaya çıkan acı gerçek ise Türkiye bir deprem ülkesi olduğu idi. Ve bizler maalesef bu acı gerçekle birlikte yaşamak zorunda idik.
Basında çıkan bir haritada Türkiye’nin fay hattı verildi. Haritayı görünce korkudan dudaklarımız uçukladı. Çünkü çok geniş bir alana yayılıyordu. Özellikle Karadeniz Bölgesi’nden uzun bir çizgi Doğu’ya doğru uzanıyor. Doğu Anadolu Bölgesi’ni kapsıyor. Oradan aşağıya Güney Doğu Anadolu’ya iniyor ve geri dönüp Akdeniz Bölgesi’nden Ege’ye doğru kayıyor. Ege’nin de neredeyse tamamı bu hattın arasında kalıyor. Yani durum çok vahim. Bunu bilmemiz ve ona göre yaşamamız gerekiyor.
İnsanlarımızın depremi çok iyi bilmesi, öğrenmesi ve nasıl yaşayacağı, neler yapacağını çok çok önceden bilmesi gerekiyor. Bunun için de çok uzun vadelerle eğitim verilmesi gerekiyor. Kısaca bu bilnçle yaşanırsa ve gerekli eğitim sürekli olarak verilirse zorluklar en aza indirilir diye düşünüyorum.
Bizi sevindiren olaylar da oluyor. Saatler sonra enkaz altından kurtarılan canlar oluyor. İşte o zaman gözlerimize bir umut doğuyor. Sevincimiz kat be kat artıyor. Herkes umutla bekliyor. Hele de enkazın altında yakınları olanlar, Allah’tan umutlarını kesmeden büyük bir endişe ile bekliyorlar. Tabii her geçen süre de umutlar azalıyor.
Arama kurtarma ekipleri adeta kahramanlıklar yaratıyor. Deprem gününden bu yana hiç durmadan çalışıyorlar. Olağanüstü bir çaba ile insanları hayata bağlamaya çalışıyorlar. Zor günlerde insanlarımız kenetlenmeyi, bir yumruk olmayı çok iyi biliyor doğrusu…
Azerbaycan’dan Elazığ’a gelen yardım uçağı da üzüntülerimizi bir nebze de olsa azalttı Acılarımızı paylaşan ve yardımını esirgemeyen kardeş Azerbaycan’a gönül dolusu teşekkürlerimizi sunmak istiyorum.
Bu deprem, bize bazı insanlık dersi de verdi. Yıllardır Türkiye’de yaşayan ve büyük bir sorun olan Suriyeliler de bu depremde yardımcı oldular. Bir depremzedenin basında yer alan sözleri hepimizi duygulandırdı: "Biz Suriyelilere taş atıyoruz ya, Mahmut isimli Suriyeli bir çocuk tırnaklarıyla toprağı kazıya kazıya elleri paramparça beni oradan çıkardı. Ben ölsem o çocuğu asla unutamam" demesi bizleri bu konuda bir kez daha düşünmeye sevk etti doğrusu…
Diğer taraftan deprem karşısında üzüntülerini dile getiren ve yardım etmek amacıyla yanıp tutuşan vatandaşlarımız da sosyal medyadan yazarak duyarlı olduklarını gösteriyor. Bu üzücü dram karşısında uzaktan da olsa yardım etmeyi kendilerine bir vazife biliyorlar.
İşte sosyal medyada gördüğüm birkaç paylaşım: Berna Didem Özmen yazıyor: “Erzincan’dayım. Boşta bir evim var. 2 aile rahatça sığabilir. Arabamla gelip alabilirim. Buradan iletişim kurabilirsiniz.” Serhat diye biri yazıyor: “Depremde evini kaybeden kardeşlerim, Eskişehir Tepebaşı Bağlar’da ful eşyalı 1+1 ful eşyalı iki boş dairem var. Elektrik, su, doğal gaz bana ait olmak üzere kalmak isterseniz başımın üzerinde yeriniz var. Lütfen benimle iletişime geçin”, A. Canavar isimli bir vatandaş yazıyor: “Ben Almanya’da yaşıyorum. Sakarya’daki evimde depremde evi yıkılan çocuklu aile kalabilir. 1 yıl boyunca da masraflarını temin edebilirim.” Sancez rumuzlu başka biri yazıyor: “İstanbul’da yaşıyorum. Elazığ’da evi yıkılan ve durumu olmayan bir aileye dairemi verebilirim. 1 yıl boyunca kira istemem. İş olanağı da sağlarım.” diyor.
Fenerbahçe taraftarları son Başakşehir maçında “Elazığ Üşüme” diyerek atkılarını sahaya fırlatıp Elazığ depremzedelerine gönderilmesini istedi.
Sarı bir köpeğin, enkaz altında bulunan ve taşlar arasından sadece bir eli uzanan ve büyük ihtimalle çocuk olan bir vatandaşımızın hemen yanı başında beklemesi, hepimizi duygulandırdı. Felaketin Fotoğrafı ve Sahibini kurtaran CANDOSTU köpeğin durumu hayvanlara karşı bakış açımızı bir kez daha değiştirdi Resmin altına düşürülen şu not bizleri düşünmeye sevk etti: “İnsanlığın senden öğrenecek çok şeyi var küçük dostum.”
Türk Milleti, böyle zor günlerinde daima kenetlenmiş, bir olmuş, iri olmuş, diri olmuştur. Birliğimizi, beraberliğimizi daima korumasını bilmişiz.
Bir daha bu tür üzücü afetlerin yaşanmaması dileklerimle Yüce Türk Milletine geçmiş olsun diyorum.
Bu afet sonucu hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabır ve metanet diliyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum…
KKTC Halkı olarak yüreğimiz ve dualarımız onlarla beraber…
Acılarınızı paylaşıyoruz Elazığ ve Malatya…
Allah’ım bu acıyı sizlere bir daha yaşatmasın…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.