BEKLENMEYEN MİSAFİR BÖLÜM-11

• 8 Aralık 2019 Pazar 22:48:36

BEKLENMEYEN MİSAFİR
BÖLÜM-11

Her zaman ofisi saat sekizde açan Sinan Bey, bu sabah bir saat erken açarak, ofisten içeri girdi. Yerine oturduktan sonra, dışarda bekleyen Yahya’ya seslendi, Yahya içeri girerek,
‘’ Buyur abi bir emrin mi var?’’
‘’ Yahya, bizim Lazo’yu biliyorsun.’’
‘’ Yeni işe aldığınız adam değil mi Sinan Bey?’’
‘’ Evet, o çantayı Lazo’yla Beyefendiye göndereceğim. Buradan çıkınca peşine takılacaksın. Bakalım bizim Lazo ne kadar güvenilir? Çay suyunu koy ortadan kaybol. Fark ettirmeden Lazoyu takip et.’’
‘’ Emredersiniz Sinan Bey.’’
Saat sekize doğru ofisten içeri giren Lazo, Sinan Beyi görünce, ‘’ Patron beni utandırdın şimdi.’’
‘’ Utanacak ne var bunda? İşim vardı her zaman geldiğim saatten biraz erken geldim. Şimdi onu bunu boş ver. Bu gün Beyefendiye çantayı sen götüreceksin. Benim arabayı al. Tarabya koyunda, iskelenin yanında seni bir motor bekleyecek. Bu işi hallet oyalanmadan geri dön.’’ ‘’ Hemen yola çıkıyorum Sinan Bey.’’
Çantayla beraber Sinan Beyin arabasıyla yola çıkarken, hemen arkasından Yahya’nın da hareket ettiğini fark etmedi.
Sahil yolundan boğaz havasını içime çeke, çeke giderim diye düşünerek, direksiyonu sahil yoluna çevirdi. Acele etmeden yoluna devam ederken, dikiz aynasından iki, üç araba geriden gelen koyu renkli bir araba dikkatini çekti. Sonra yine kurmaya başladım diye düşündü. Tuhaf olan araba peşini bırakmıyordu. Artık iyice emin olmuştu, Sinan Bey peşine bir adam takmıştı. Güldü, bana oyun oynamak ha. Ben bu oyuna düşer miyim?’’
Tarabya’ya geldiğinde, saat on buçuk olmuştu. Arabayı müsait bir yere park edip, elinde çanta etrafına bakınmaya başladı.
Birinin kendisine seslendiğini duyunca, sesin geldiği yöne baktı. Ufak bir motordan seslenen adam, yanına gelmesini işaret edince, birkaç basamak inip, motora geçti. Motor koyun ortasında demirlemiş olan Martı isimli yata doğru ilerlemeye başladı.
Martı orta tonajda bir yattı. Güverteye çıktı, onu esmer uzun boylu bir denizci karşıladı.
Lazo,
‘’ Çantayı Beyefendiye teslim etmek için geldim.’’
‘’ Senin görevin buraya kadar, çantayı bana verin. Ben teslim ederim.’’
‘’ Kusura bakma arkadaş, çantayı Beyefendiye teslim etme talimatı aldım.’’
‘’ Sinan Beyi arayın?’’
Lazo cebinden telefonu çıkararak Sinan Beyi aradı,
‘’ Sinan Bey, çantayı Beyefendiye teslim etmemi engelliyorlar.’’
‘’ Seninle konuşan adamın adını sor.’’
Denizcinin adını öğrendikten sonra, ‘’ İsmi Reşat, Sinan Bey.’’
‘’ Tamam, çantayı Reşat’a teslim edebilirsin?’’
Çantayı teslim eden Lazo, yattan motora geçerken, Reşat’ta çantayla kabine girdi.
‘’ Çantayı buyurun efendim.’’
‘’ Bakalım Sinan, bizim çantanın içini ne ile doldurmuş? Aç şunu.’’
Reşat çantayı açıp masanın üzerine bıraktı. Çantanın içinde, bir sürü günü geçmiş eski tarihi gazete vardı.
Beyefendi,
‘’ Bizim Sinan akıllı adam vesselam. Ee sen ne diyorsun Reşat?’’
‘’ Ben adamı gözünden anlarım efendim. Bu adam gözü kara biri. Bize faydalı olur. Zamanla daha iyi anlarız? Emin olun bizim Yahya’yı da fark etmiştir. Bu konuda sizinle iddiaya girebilirim.’’
‘’ Söyle adamlara demir alsınlar, adalara doğru bir tur atalım. Bende biraz güneşleneyim.’’
Ofise dönen Lazo, çantayı teslim ettiğini söyledikten sonra,
‘’ Bana güvenmediğiniz için üzgünüm Sinan Bey. Koyu renkli arabayı fark etmediğimi sanmayın?’’
‘’ Bunda üzülecek bir şey yok Lazo, eğer fark etmeseydin ben üzülürdüm. Şimdi içim rahat. Benim için yaptığın işte dikkat etmek çok önemli.’’
‘’ Benim peşime adam taktıysanız, benim düşündüğüm anlamda çanta boştu efendim.’’
’’ Bunu nereden çıkardın?’’
‘’ Önsezi Sinan Bey, ben önsezilerime güvenirim.’’
‘’ Nasıl yani?’’
‘’ Eğer dikkat ettiyseniz, çantayı alırken bir an size baktım. Çok rahattınız, bu rahatlığınız bana olan güveninizden değil çantanın boş olmasındandı.’’
‘’ Senden korkulur Lazo. Şimdi bir yemeği hak ettin. Unutma güvenimi de kazandın.’’


2

Sedat Amir, odasından çıkarak, Heval’ seslendi,’’ Heval arkadaşları bir araya topla kısa bir konuşma yapacağım. Toplanınca bana haber ver?’’
Arkadaşlarının toplandığını görünce Heval’in haber vermesini beklemeden dava arkadaşlarının karşısına geçti. Biraz düşündükten sonra, ‘’ Büşra, ortada altı ceset var ama sonuç yok. Elimiz de boş.’’
Heval, arkadaşlarının önüne geçerek, konuşmaya başladı,’’ Amirim, ben ve arkadaşlarım, sizin gibi düşünmüyoruz. Görünen bir şey yok gibi görünse de epey yol aldık. İçlerine adamımızı yerleştirdik. Şu an itibarı ile güvenlerini kazanmış durumda. Yakın zamanda iyi haberlerle geleceğiz. Biraz daha zamana ihtiyacımız var.’’ Büşra,
‘’ Bende heval’e katılıyorum Amirim.’’
Sedat Amir,
‘’ Cahit Komiserle görüştüm luzumu halinde Narkotikle ortak bir çalışma ya girebiliriz. Şimdilik benim söyleyeceklerim bu kadar. Devriyesi olanlar devriyeye çıkabilir. Vedat, Eda ikiniz benimle gelin.’’
Vedat Komiserle Eda Sedat Amirin ardından odaya girdiler. Sedat Amir,
‘’ Oturun çocuklar. Eda, senden çok memnunum kızım bir geldin pir geldin teşekkür ederim. Sana elince Vedat, Kuşlar bana seni yakında Ankara’ya çağıracaklarını haber verdiler. Eğer kalmak istersen elimden geleni yaparım.’’
‘’ Abi tabi kalmak isterim Aynınur’u nasıl bırakırım?’’
Eda, Vedat Komiserin, babasına abi demesiyle birden irkilip Babasına bakmaya başladı. Sedat Amir,
‘’ Senin haberin yok değil mi Eda, Vedat komiser benim manevi kardeşim müsait bir zamanda anlatırım.’’
Eda,
‘’ Baba madem konu açılmışken bende konuşayım.’’
‘’ Konuş kızım sana sus diyen mi var?’’
‘’ Önümüzdeki haftadan itibaren evinde bazı değişiklikler yapman gerekebilir. Zira senin yanına yerleşmeye karar verdim.’’
Sedat Amirin yüzü birden gülmeye başladı.
‘’ Ne demek kızım sen iste ben dünyayı değiştiririm. İstediğin zaman gel istediğin gibi düzenini kur ben razıyım.’’ Yerinden kalkarak kızına sevgi ile sarıldı.
Vedat Komiser,
‘’ Abi ben Aynınur’la konuşmaya gidiyorum.’’
Leyla,
‘’ Hansa Baş komiserim. Baş komiserim Şehremini parkında, baygın birini bulmuşlar. Müdahale etmeye çekinmişler. İnsaflı bir vatandaş ambulans çağırmış Amatem’e kaldırılmış. Bir bakın isterseniz?’’
‘’ Adres, Bakırköy zuhurat baba.’’
Eda,
‘’ Nereye gidiyoruz Baş komiserim?’’
‘’ Bakırköy’e gidiyoruz.’’

Devamı var