- 493 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KESİNTİSİZ EĞİTİM
Ben, beni anlamayan garip adam. Kendine kim olduğunu soramayan adam. Nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilmeyen adam. Kendi kurduğu düş dünyasını ayaklarına indiremeyen adam. Ben dedim ya benim gibi duyarsız kalanlar az değildir bu dünyada. Toplum karanlık çukurunun kenarında, biz ise yarasadan başka neyiz bu toplumda? Ülkemizde yaşayan yabancılar kadar kamu kuruluşlarında hakkı ve yeri olmayan yığınlarız.
Bu sene yaşadığımız 1997-1998 Eğitim ve Öğretim yılında ilkokul ve ortaokullar kesintisiz sekiz yıla dönüştürüldü. İmam Hatip Liselerinin Ortaokul kısımları bu gerekçeyle kapatılmış oldu. Zorunlu temel eğitimle kesintisiz eğitimi bir birinden ayırarak iyi anlamak gerekir. Eğer sistem 5+3 şeklinde olsaydı, veliler istediği okula çocuklarını vermekte zorlanmayacaktı. İmam Hatip Ortaokulu veya Liselerinde okuyan öğrenciler veli isteğine göre bu okullara geldiklerine göre bu zorlama niye? Neden kesintisiz sekiz yıllık ortaokul oluşturuldu? Bu çıkan yeni yasa ile veliler çocuklarını istedikleri okula verip okutamamaktadırlar. Bu acı bir durum değil midir? Bu, insan haklarına aykırı bir durum değil midir? Peki, İmam Hatip Liselerinin orta kısmında hangi dersler okutuluyordu da bu eğitim engellendi? İmam Hatip Ortaokullarında diğer ortaokullardan farklı olarak sadece ve sadece Kur’an’ı Kerim ve Arapça dersleri okutuluyordu. İmam Hatip Ortaokullarında; haftada beş saat Kur’an’ı Kerim, üç saat de Arapça dersi okutuluyordu. Halkının yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğu bir devlette, Kur’an’ı Kerim ve onun dili olan Arapça dersleri İmam Hatip Ortaokullarında okutuluyor diye bu okulların kapatılması insan haklarına aykırı değil midir? Unutmayalım ki bu okullarda Arapça ve Kur’an’ı Kerim derslerinin dışındaki bütün dersler normal ortaokullarda okutulan derslerle aynıdır.
Allah’ın dininin önünü kapatarak kesmeye çalışanlar, buna asla güç yetiremeyeceklerdir. Onlar istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır. Şunu unutmayalım kesintisiz eğitimin çıkarılma amacı İmam Hatip Ortaokullarının kapatılmasıdır. İmam Hatip Ortaokullarının kapatılmasıyla İmam Hatip Liselerine giden öğrencilerin bu okullara gitmelerinin engellenmesi amaçlanmıştır. Böylece İmam Hatip Liselerine öğrenci gitmeyeceği için bu okullar kendiliğinden kapanacaktı. Plan buydu. Onların bir planı varsa Yüce Allah’ın da bir planı vardı. Bize düşen Allah rızası için çalışarak tevekkül etmek ve sonucu Yüce Allah’a bırakmaktır.
Bu gün medya olayları farklı göstererek tek taraflı işledi. Adeta ülkemizde yaşayan dindar insanları terörist diye gösterdi. Kendilerini ise bu ülkenin efendileri ilan ettiler. Onlara göre köleler, efendilerine hizmet etmek zorundalar. Kendilerini beyaz Türk olarak görüyorlardı. Bu ülkede yaşayan dindar insanlara ise köle gözüyle bakıyorlardı.
“Sizin hayır gördüğünüzde şer vardır, şer gördüğünüzde de hayır vardır.” Biz, bu ayete teslim olanlardanız. Allah rızasını kazanmak için çalışmamızı asla bırakmayacağız. Çalışıp çabaladıktan sonrada tevekkül yapacağız. Tevekkül denen duyguyu benliğimizde yaşamadan bu ayeti anlayamayız.
28 Şubat ülkemizde Müslümanlara yönelik yapılmış bir darbedir. Bu darbeyi yapanlar 28 Şubat’ın bin yıl süreceğini ilan ettiler. Kamusal alan adı altında Müslümanlara zulüm yapılıyordu. İşyerinde namaz kılmak, oruç tutmak ve tesettürlü olmak yasaktı. Sizin anlayacağınız İslam ile ilgili ne varsa yasaktı. Ne kadar açık, çıplak olursanız serbestti. Açıklığın, çıplaklığın ölçüsünü medeniyet olarak görüyorlardı. Öğrencilerin namaz kılmalarını öyle kötü gösteriyordu ki anlatamam. Namaz kılanları, kasten bir cinayet işleyen katilden daha tehlikeli gösteriyorlardı ekranlarda. Namaz kılanlar, başörtüsü takanlar adeta terörist gibi gösteriyorlardı.
Öğrencilere öğretmenlere ve diğer memurlara ibadetlerini yapmaları için bir yer tahsis edilmiyordu. Merdiven atlarında gizli gizli namaz kılmaya mecbur bırakılıyorlardı. Merdiven altında gizli namaz kılarken yakalanan insanların görüntüler ekranlarda boy boy gösteriliyordu. Bu kişilere; gerici, yobaz gibi damgalar vuruluyordu. Okullarda birinci gelen tesettürlü öğrencilerin birinciliklerini asla göstermiyorlardı. Gündelik gazete ve televizyonlar Müslümanları karalamak için adeta yarışa girmişlerdir. İftira üstüne iftira atıyorlardı. Müslümanlar üzerine, tiyatro üstüne tiyatro oynuyorlardı. Müslümanlarla dalga geçip alay ediyorlardı. Onları toplumun her katmanında aşağılıyorlardı.
Bu günlerde Müslüman avına çıkmışlar. Tıpkı Kızıl derilileri yakalama misali gibi. Günümüzde Müslümanların bir olayı protesto etme izni asla verilmiyor. İzin verilmeyince de gösteriler yasa dışı oluyordu. Bu yüzden gözaltına alınmalar devam ediyordu. Müslümanlar ise demir parmaklıkların arkasında “Zindandan Mehmet’e Mektup” yazıyorlardı. Sizi mahkûm edenlerin isimlerinin Ali, Mehmet, Ahmet vb. olmalarına rağmen tutukluyorlardı gerekçesiz olarak. Hapishanede, saçlarınız ağarmaya başlıyor ter kokulu koğuşlarda ve yıkanmamış bitli battaniyeler arasında ömrünüz çürümeye başlıyordu…
Hırsızlar dışarıda birilerini daha soyabilmek ve devleti daha iyi hortumlayabilmek için mücadele ederken, siz içecek bir bardak çay bulamıyorsunuz. Çocuklarınızı okutamıyorsunuz. Onlar sokaklara bırakılıyor bu yüzden. Sokaklarda başıboş dolaşmak zorunda bırakılıyorlar. Onlar sahipsizlikten, kötü alışkanlıkları bünyesinde barındırmak zorunda kalıyorlar. Siz, onlara çok uzaksınız, onlara uzaktan umutsuzca bakmak zorunda kalıyorsunuz. Zaten onlara ulaşmak isteseniz de ulaşamazsınız. Bu devirde insanlar tek tip yetiştirilmeliymiş, tek düşünmeliymiş!
28 Şubat darbesinin kesintisizleri büyük hızıyla devam ediyordu. Bunlardan bazılarına değinmek istiyorum. Kesintisiz hırsızlığa ne dersiniz? Kesintisiz eğitime ilaç gibi gelebilir. Bankaları hortumlamak kesintisiz! İçkiler kesintisiz! Zinalar kesintisiz! Cinayetler kesintisiz! Kumar oynamalar kesintisiz! Usulsüz ihaleler kesintisiz! Tuvalete gitme kesintisiz! Aldatmalar kesintisiz! Ahlaksızlıklar kesintisiz! Namussuzluklar kesintisiz! İkiyüzlülük kesintisiz! Dalavereler kesintisiz! Yalakalıklar kesintisiz! Evet, bu örnekleri çoğaltabilirsiniz. İstenilen bunlar mıydı acaba? Şu günlerde İslam’ın karşısında olan her şey serbestti. İslam düşüncesinin içinde olan ne varsa o da yasaktı. Her şeyin kesintisiz olduğu günümüzde memur ve işçilerin maaşları ve ödenekleri de kesintisiz olsa bari. Ben, yazımı bırakarak kesintili yapmak istiyorum. Siz de bunu dener misiniz?
20.09.1997
İstanbul
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.