Benzerlik ve Eşitlik kavramına doğru.
Karaciğerleri yağlanan dinlerden kaçmaktır inanç değiştirmek, yaşamsaldır.
Lakin bir inancı, ülküyü, amacı eleştirmek ise o inancın içinde uzun yıllar bulunmanız şarttır.
Size kimin hükmettiğini öğrenmek istiyorsanız sadece kimi eleştirme hakkınız olmadığını bulun. Fransız, Voltaire ( Fırtınalı bir yaşamı olmuş)
Komşun hakkında hüküm vermeden önce, iki ay onun makosenleriyle yürü. Kızılderili Chevenne Boyu
Onun ayakkabıları ile bir mil yürümediğiniz sürece bir kişiyi asla eleştirmeyin. Kızılderili Sözü
Peki ya, barbarlık nedir?
“Sömürgeciler bir zaman sonra köle ticaretinde büyük para olduğunu anladılar.” Nedir sömürgecilik? Tarih kitaplarında bolca okumuşuzdur.
Ve belirtmek gerekir ki başlı başına sömürgecilik bile, Tanrı’nın rahmetinin olmadığının veya dünya işlerine karışmadığının en büyük delilidir.
Allah veya Tanrıyı bilin ki gariplerin sözleri, hisleri, bakışları öldürecektir. Şimdiye kadar öldürmediyse tabii.
Var mısınız, sömürgecilik, kölecilik ile ilgili birkaç belgesel izlemeye?
Buyurunuz efendim, izleyiniz.
1 dakika 33 saniyelik bir video.
Köle Olarak Satılan Afrikalılara Yaşatılan Zulümler : www.youtube.com/watch?v=-JpXJC9vcjY
1 dakika 46 saniyelik bir başka video.
Müslümanlar köleci bir toplumdur : www.youtube.com/watch?v=nuOjz6bwujU
Ben bilmiyorum, bilen varsa bilgilendirsin. Tevrat’ta İncil’de veya Kuran’da köleliği HARAM kılmış bir ayet var mıdır?
26 dakika 13 saniyelik bir video.
KURAN’da KÖLE ve CARİYELİK www.youtube.com/watch?v=TiHNJpg5R2U
Görülüyor ki, ne kölecilik ne de cariyeciliği HARAM kılmaya dinlerin ve din sahiplerinin ülemaların, peygamberlerin ve hatta inanılan Yaratıcı’nın, Allah’ın, Tanrı’nın gücü yetmemiştir.
Gerisi laf u güzaftır, bahaneciliktir, kılıf uydurmaktır.
Sanki, bir defa programlamış evreni, başlat tuşuna başmış, sonradan ne haliniz varsa görün demiş, diye düşünüyorum. Beni bu düşünceye iten en büyük etken ise, son 40 yıldaki bilgisayar teknolosindeki donanımlar ve yazılımlar.. Hele hele yapay zeka bir çok iş ve işlemde kullanılmaya başlasın, o zaman tüm dinlerin felsefesi sorgulanacaktır..
Çünkü, dünden bugüne sadece belli başı kişiler bahsetmiş O’ndan. ve milyarlarca insan da bir şekilde inanç sahibi olmuş.. devirler devirleri izlemiş bu güne gelmişiz..
Ben sen o bizler sizler onlar...
Neyse efendim
Sanayi devrimi ile başlayan süreçte ise işçilerin itirazları sonucu son 200-250 yılda medeniyete biraz yaklaşılmaya başlanılmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumları işte bu tarihi perspektifin bir sonucudur.
Herhangi bir dinin özgürlüğe, eşitliğe ve adil bir yarışmaya karşı negatif etkileri varsa, bilin ki o dinden ve inançtan kaçmak, yiğitliktir, şereftir, insanlıktır.
Sosyal Güvenlik Kurumları son tahlilde iki işe yarar.
1- Zenginlerin Devlet denilen kurumdan nemalanmasıdır.
2- Fakirlerin ve yoksulların seslerinin fazla çıkmasının önlenmesidir.
Sosyal Güvenlik Kurumları gibi Yargı Adalet Kurumların da geçmişi bir bakıma kölelerin, sömürülenlerin, zayıfların, fakirlerin; ağa, bey, paşa, lord, dük, padişah, imparator gibi kesimlere karşı seslerini yükseltmesi sonucu bugünlere gelebilmiştir.
Mantıksız ve vicdansız bir çıkarım mıdır, bilemiyorum, İş ve İşçi Bulma Kurumunun da kölelerin seçilmesi için kurulduğunu düşünmek?
Adil bir düzen nasıl kurulabilir düşünmek lazım,
Sonraki yüzyılımızı ona göre planlamak lazım devlet olarak, millet olarak...
Mesela, nüfus sayımları kaç asırlık bir uygulama...
bir defa reset atarız, tüm mali miktar/ tüm insan sayısı.....sonrası çalışan yine kazanır, daha iyi yaşar vb...
Lakin bu kadar farklılık ve eşitsizlikle bu dünyanın yaşanılır bir halde kalması düşünülemez.
Yapay zekalar önümüze çok hızlı gelmeye yakın... Umarım bu yapay zekayı da atom bombası gibi insan katletmek için kullanmaz insanlık!
Elbette yarına çıkacağımıza garantimiz yok lakin, güzel bir şeyler düşünmek lazım.
Daha sağlam, daha insancıl, ideal için..
Saygılarımla,
Esen kalınız..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.